whatsapp

Durmuş Kahraman ve Gökçehüyük Folklorü

İZ BIRAKANLAR 17.02.2021 - 16:15, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Durmuş Kahraman ve Gökçehüyük Folklorü

Durmuş Kahraman 1956 yılında Seydişehir’in Gökçehüyük Köyü’nde dünyaya geldi. Annesi Habibe Hanım, Babası Ömer Efendi’dir. İlkokulu köyünde okudu. Mahmut Esat Ortaokulu ve sonrasında da 1973’te Seydişehir Lisesini bitirdi. Kendisi okulun ilk mezunlarındandır. 1975-1979 yılları arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Yükseköğrenimini tamamladı. “Gökçehüyük Köyü (Seydişehir-Konya) Folklorundan Örnekler” konulu Lisans tezini’ 1979 da Doç.Dr. Saim Sakaoğlu danışmanlığında 15 Mayıs 1979 ‘da verdi. Gökçehüyük Köyü Folklorü isimli çalışması; o yıllarda köyde ikamet eden kaynak kişilerden derlenmiş yörede öykülenen anlatılar, masallar, fıkralar, bilmeceler, türküler, atasözleri, dualar, ilençler, tekerlemeler, lakaplar, yer isimleri gibi pek çok konuda orijinal veriler ortaya koyan bir çalışma olması bakımından kıymetlidir. Durmuş Kahraman, çalışmasında geçen Gökçehüyük Köyüne ait yöresel bir Türkü olan “Sarıkız Türküsü” nü bir yatsı namazı vakti, gaz lambasının kör ışığında, Kabak Ebesi diye bilinen aynı köyden Hatice Kabakçı’dan derlemiştir. Türkünün sözleri şöyledir: Sarı kızın düğünü/İsterler öldüğümü Sarı kız dağdan gelir/Kokusu bağdan gelir Yeni bağa gidelim/Soğan göver ekelim Yandım öldüm sarı kız/Yatılmıyor yalınız. Türküde geçen Yeni Bağ; köyün Küpe Dağı tarafındaki mevkide bulunmaktadır. Araştırmanın İnançlar kısmında da ilginç bilgiler yer almaktadır: “Harmanda çeç ölçerken çeçi ölçenin önüne, çeçin arkasından itilmez. Yan taraftan kürekle toplanarak itilir. Çeçin arkasından toplanması bereketi kaçırır. Harmanda düven sürülürken düven süren, düvenin üzerinde su içmemeli. Şayet su içerse mahsul zamanı yağmur yağar, mahsul zarar görür. Ölen birinin cenazesi geçerken uyuyanlar uyandırılır. Bilhassa beşikteki çocuklar hemen beşikten alınır. Yoksa ölü basar. Tarla sürülürken mıh bulunursa oğlan, boncuk bulunursa kız olacağına inanılır. Erkekler sakız çiğnerse köse olur.” İlençler (Beddualar); “…Dört dabanın göğe gelsin. Yollardan yoğurt dilenesin. Yerinde yurdunda ben kalırım inşallah. Yağlı kurşunlar öyüne gel. Kapıcığın dilli kala. Ecel ümüğünü elleye. Alın yeşilin üstüne dökülsün. Ölmeyesin, yitmeyesin Aşık Hasanlar gibi sürünesin.” Çalışmadaki atasözü ve deyimlerden örnek verecek olur isek; “Birinci avrat okka olur tartar, ikincisi tellal olur satar. Avradın dolaşığı yarına kor bulaşığı. Köpek netsin takkayı, tingilderken düşürür. Yılana binip kamçıyı eline alma. Unnuk dibi süpürmekle çuval dolmaz. Sana taşıla gelene, sen aşıla var. Hamamda koyun mu kırkılır? Elin balından böreğinden bizim tarhanamız, elin sırça sarayından bizim kör hanemiz yeğdir. Deştuvanla kakışanın tanası tokattan çıkmaz. Dağ başında duman, insan başında buğ kalmaz.” Durmuş Kahraman, öğretmenlik hayatına 1980 yılında Seydişehir Lisesi’nde başladı. Malatya, Giresun, Konya illerinde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak görev yaptı. 2014 yılında Seydişehir Lisesi’ndeki vazifesi esnasında 33 yıl 3 aylık öğretmenlik mesleğinden emekliye ayrıldı. Henüz yayınlanmamış olan bu çalışması, o günün şartları içerisinde gönülden gelen samimi duygularla hazırlanmış, Seydişehir Folklorünün zenginliğini Gökçehüyük Köyü özelinde ortaya koyan bir emek ürünüdür. Teşekkürler saygıdeğer hocam. (Bu yazı Durmuş Kahraman ile 15.02.2021 tarihinde yapılan görüşme esas alınarak hazırlandı. Araştırmacı Tarihçi Ercan Arslan)

Durmuş Kahraman 1956 yılında Seydişehir’in Gökçehüyük Köyü’nde dünyaya geldi. Annesi Habibe Hanım, Babası Ömer Efendi’dir. İlkokulu köyünde okudu. Mahmut Esat Ortaokulu ve sonrasında da 1973’te Seydişehir Lisesini bitirdi. Kendisi okulun ilk mezunlarındandır. 1975-1979 yılları arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Yükseköğrenimini tamamladı. “Gökçehüyük Köyü (Seydişehir-Konya) Folklorundan Örnekler” konulu Lisans tezini’ 1979 da Doç.Dr. Saim Sakaoğlu danışmanlığında 15 Mayıs 1979 ‘da verdi.

Gökçehüyük Köyü Folklorü isimli çalışması; o yıllarda köyde ikamet eden kaynak kişilerden derlenmiş yörede öykülenen anlatılar, masallar, fıkralar, bilmeceler, türküler, atasözleri, dualar, ilençler, tekerlemeler, lakaplar, yer isimleri gibi pek çok konuda orijinal veriler ortaya koyan bir çalışma olması bakımından kıymetlidir. Durmuş Kahraman, çalışmasında geçen Gökçehüyük Köyüne ait yöresel bir Türkü olan “Sarıkız Türküsü” nü bir yatsı namazı vakti, gaz lambasının kör ışığında, Kabak Ebesi diye bilinen aynı köyden Hatice Kabakçı’dan derlemiştir. Türkünün sözleri şöyledir:

Sarı kızın düğünü/İsterler öldüğümü

Sarı kız dağdan gelir/Kokusu bağdan gelir

Yeni bağa gidelim/Soğan göver ekelim

Yandım öldüm sarı kız/Yatılmıyor yalınız.

Türküde geçen Yeni Bağ; köyün Küpe Dağı tarafındaki mevkide bulunmaktadır. Araştırmanın İnançlar kısmında da ilginç bilgiler yer almaktadır: “Harmanda çeç ölçerken çeçi ölçenin önüne, çeçin arkasından itilmez. Yan taraftan kürekle toplanarak itilir. Çeçin arkasından toplanması bereketi kaçırır. Harmanda düven sürülürken düven süren, düvenin üzerinde su içmemeli. Şayet su içerse mahsul zamanı yağmur yağar, mahsul zarar görür. Ölen birinin cenazesi geçerken uyuyanlar uyandırılır. Bilhassa beşikteki çocuklar hemen beşikten alınır. Yoksa ölü basar. Tarla sürülürken mıh bulunursa oğlan, boncuk bulunursa kız olacağına inanılır. Erkekler sakız çiğnerse köse olur.”

İlençler (Beddualar); “…Dört dabanın göğe gelsin. Yollardan yoğurt dilenesin. Yerinde yurdunda ben kalırım inşallah. Yağlı kurşunlar öyüne gel. Kapıcığın dilli kala. Ecel ümüğünü elleye. Alın yeşilin üstüne dökülsün. Ölmeyesin, yitmeyesin Aşık Hasanlar gibi sürünesin.” Çalışmadaki atasözü ve deyimlerden örnek verecek olur isek; “Birinci avrat okka olur tartar, ikincisi tellal olur satar. Avradın dolaşığı yarına kor bulaşığı. Köpek netsin takkayı, tingilderken düşürür. Yılana binip kamçıyı eline alma. Unnuk dibi süpürmekle çuval dolmaz. Sana taşıla gelene, sen aşıla var. Hamamda koyun mu kırkılır? Elin balından böreğinden bizim tarhanamız, elin sırça sarayından bizim kör hanemiz yeğdir. Deştuvanla kakışanın tanası tokattan çıkmaz. Dağ başında duman, insan başında buğ kalmaz.”

Durmuş Kahraman, öğretmenlik hayatına 1980 yılında Seydişehir Lisesi’nde başladı. Malatya, Giresun, Konya illerinde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak görev yaptı. 2014 yılında Seydişehir Lisesi’ndeki vazifesi esnasında 33 yıl 3 aylık öğretmenlik mesleğinden emekliye ayrıldı. Henüz yayınlanmamış olan bu çalışması, o günün şartları içerisinde gönülden gelen samimi duygularla hazırlanmış, Seydişehir Folklorünün zenginliğini Gökçehüyük Köyü özelinde ortaya koyan bir emek ürünüdür. Teşekkürler saygıdeğer hocam. (Bu yazı Durmuş Kahraman ile 15.02.2021 tarihinde yapılan görüşme esas alınarak hazırlandı. Araştırmacı Tarihçi Ercan Arslan)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.