whatsapp

Bir zamanlar... Seydişehir!

NOSTALJİ 19.06.2020 - 02:11, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Bir zamanlar... Seydişehir!

Bir nostalji yazısıyla sizlere yeniden sesleniyoruz. Resimler, Ressam Fatma Kırdar’dan. Çünkü ne eski tarihi ev ne de sokak hiçbir şey kalmadı elde! O allı kilimler halı dokumalar, tezgahları hiçbir şey kalmadı. Kültürümüze sahip çıkan da yok!
O eski günlerimizi şöyle bir hatırlayalım. İki kilim, üç somya, birkaç sandalye ile daha mutluyduk. Çağdaş apartmanların yerinde bahçeli, taşlıklı, cumbalı (kafesli) ahşap evler vardı... Stresi, depresyonu, panik atağı tanımazdık... Asfalt yerine çamura basardık, ama çevre yeşildi; ağaç altında yemek yiyip buz gibi kar suyu içerdik. Seydişehir’in bütün kanalları, çayları, ırmakları gölü pırıl pırıldı, her yerden çimmeye suya girerdik. Elbiselerimiz son moda değildi belki, ama içimiz-dışımız birdi; riyakârlık nedir bilmezdik. Çoktan beri her şey değişti. Biz de çaresiz bu değişime ayak uydurduk. Daha doğrusu ayak uydurmaya çalışıyoruz... Çevre kirliliğine katlanmayı, trafik canavarına dayanmayı, tıkıştırarak döşediğimizi zannettiğimiz apartman dairelerinde oturmayı, tıkış tıkış otobüslere binmeyi öğrendik... ESKİDEN... Ne güzel insanlar vardı eskiden. Çocukluğumuzu kaplamışlardı. Bize masal anlatırlardı Cinlerden, perilerden. Büyük anneler, büyük babalar vardı. O zaman hepsi uzaktı ölümden. Hem sevdirir hem korkuturlardı. Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı. Demek bunun için gittiler hikâyelerden. Ne güzel insanlar vardı eskiden. ÖZDEMİR ASAF
Bir nostalji yazısıyla sizlere yeniden sesleniyoruz. Resimler, Ressam Fatma Kırdar’dan. Çünkü ne eski tarihi ev ne de sokak hiçbir şey kalmadı elde! O allı kilimler halı dokumalar, tezgahları hiçbir şey kalmadı. Kültürümüze sahip çıkan da yok!

O eski günlerimizi şöyle bir hatırlayalım.

İki kilim, üç somya, birkaç sandalye ile daha mutluyduk. Çağdaş apartmanların yerinde bahçeli, taşlıklı, cumbalı (kafesli) ahşap evler vardı... Stresi, depresyonu, panik atağı tanımazdık...

Asfalt yerine çamura basardık, ama çevre yeşildi; ağaç altında yemek yiyip buz gibi kar suyu içerdik. Seydişehir’in bütün kanalları, çayları, ırmakları gölü pırıl pırıldı, her yerden çimmeye suya girerdik. Elbiselerimiz son moda değildi belki, ama içimiz-dışımız birdi; riyakârlık nedir bilmezdik. Çoktan beri her şey değişti.

Biz de çaresiz bu değişime ayak uydurduk. Daha doğrusu ayak uydurmaya çalışıyoruz... Çevre kirliliğine katlanmayı, trafik canavarına dayanmayı, tıkıştırarak döşediğimizi zannettiğimiz apartman dairelerinde oturmayı, tıkış tıkış otobüslere binmeyi öğrendik...

ESKİDEN...

Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Çocukluğumuzu kaplamışlardı.
Bize masal anlatırlardı
Cinlerden, perilerden.
Büyük anneler, büyük babalar vardı.
O zaman hepsi uzaktı ölümden.
Hem sevdirir hem korkuturlardı.
Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı.
Demek bunun için gittiler hikâyelerden.
Ne güzel insanlar vardı eskiden.

ÖZDEMİR ASAF

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.