whatsapp

Orman Memuru Seydişehirli Bekir Asıf’ın notları

İZ BIRAKANLAR 19.10.2020 - 22:48, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Orman Memuru Seydişehirli Bekir Asıf’ın notları

Seydişehir’in Derebucak Köyü’nde 8 Temmuz 1955’te çıkan yangınla ilgili o tarihte bölgede Orman Muhafaza Memuru olan Seydişehirli Bekir Asaf Kaplan’ın (1928-1995) günlüğündeki notlara ulaşıldı. Tarihçi Ercan Arslan konuyla ilgili şunları aktardı: “ Seydişehir ilçesinin Gencek Bucağına bağlı Derebucak Köyü’nde 8 Temmuz 1955’te büyük bir yangın çıkmış ve ahırlar, samanlıklar ve odunluklar hariç 410 evden, 403’ü tamamen yanmıştı. O tarihte bölgede Orman Muhafaza Memuru olan Seydişehirli Bekir Asaf Kaplan’ın günlüğüne bu yangınla ilgili notlar aldığını gördük. Bu günlük, oğlu Nur Dünya Kaplan’ın arşivindedir. İncelediğimiz günlükte konumuzla ilgili notlar şöyleydi: 8 Temmuz Cuma “Akşam Derebucak köyünün yandığını işittik. 20 Temmuz Çarşamba “Derebucak’a ait toplanan ianeleri göndermek üzere Çiğil’li bir kamyonla 65 liraya pazarlık ettiler ve bende aynı kamyonla aynı gün Derebucak’a geldim.” 21 Temmuz Perşembe “Nüfusçu Hayri Bey (Gürler, Tuzlukçulu) ve Başçavuşla beraberdik”. 24 Temmuz Pazar “Derebucak için yapılacak istihsal ağaçların mevkilerini Dursun’la (Akarslan) gezmeye gittik. Gembos ovasından dolaştık. İbradı’dan gelen bir kamyonla Derebucak’a geldik”. 25 Temmuz “Seydişehir’den gelen iaşe kamyonu ile Başçavuşla (Hasan Yazıcı) Gencek’e gittik”. Bu günün akşamı Orman Muhafaza Memuru Bekir Asaf, Dizanteriye yakalandığını belirterek ertesi gün Orman Bölge Memurundan izin alıp Durak’tan (saat 7.30)  Rezebelini aşarak Seydişehir’e geldiğini (saat 11.00) not etmiştir. Orman Bölge Şefi Nasıh Kars, Kâtip İbrahim Gülal. 12 Ağustos “Cuma namazını Derebucak Köy Camisinin yanan yerin avlusunda açık ve güneşli havada yanık ve yıkık harabede kıldık”.13 Ağustos “Derebucak köyü Muhtarı Mehmet Kuzu ve Aza Mehmet ile köyün etrafından biraz ağaç ve tomruk müsadere ettik. Muhtara ve Azaya yedi emin ettik.”  17 Ağustos Çarşamba “ Saat 10.20’de Vali Paşa (Cemal Göktan), R.Gökmenoğlu, Seydişehir Kaymakamı (Nurettin Alagök) ve Jandarma Komutanı, Tapu Kadastro Müdürü, Nafia Müdürü (Hulusi Karadayı) geldiler. Derebucak halkıyla iki saat kadar görüşüp gittiler. Başbadem, Gembos ovasına yangın söndürmeye gittim. Üç saat çalışıp söndürdük ve geriye döndük”. Bekir Asaf günlüğün ilerleyen sayfalarında tahtacılarla buluşmalarından, çektikleri sıkıntılardan, yakaladığı kaçakçılardan(Ali Keklik, Derebucaklı Deli Ali, Ali Kızıldağ), akşamları misafir kaldığı köylerden (Çetmi, Gencek, Derebucak) ve arkadaşlarından (Ali Rıza Erdem, Bedros Sayan, Ahmet Kutsal, Genç Ali, İsmail Eruysal, Ahmet Turel, M.Girgin, H.Koyuncu, Remzi Döğer, Cavit, Rafet Altınok, Mehmet Ak)  melankolik bir ruh hali içerisinde bahsetmektedir. 18 Ağustos Perşembe “Derebucak kaçakçıları için Allaha şükür biraz kahır sitem işittim. Bir kaçakçı daha yakaladım. Kahirden mütevellit efkârlı olarak bugünü de böyle geçirdim.” ifadelerine yer vermiştir. Derebucak köyü yangını sonrası Kızılay başta olmak üzere Seydişehir, Beyşehir ve Konya’da yardım komisyonları oluşturulmuştu. Felaketzedelere giyecek, yiyecek, kap-kacak, yorgan, döşek, battaniye gibi acil ihtiyaç malzemeleri yardımsever bölge halkınca temin edilip kamyonlarla afet yerine ulaştırılmaktaydı. Köylüler Kasım ayına kadar çadırlarda ikamet ettiler. Aile başına iki odalı bir mutfaklı evler yapıldı. İşçi yevmiyesi iki lira, usta yevmiyesi ise yedi lira idi. Mülki amirler durumun takipçisi olarak belirli aralıklarla Derebucak’a ziyaretler yapmıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes’te konuyla yakından alakadar olmuşlardır. Tarihçi Arslan; “Orman Muhafaza Memuru Bekir Asaf Kaplan 31 Ağustos 1955 Çarşamba günü Kızıldağ Bölgesi’ne istifa verdiğini ve Rezebeli’nden saat 9.30’da Seydişehir’e geldiğini yazmaktadır. Bundan sonra Üzümlü, Argıthan ve Taşkent’te Nüfus Memurluğu ve Taşkent Nahiye Müdür Vekilliği görevlerinde bulunmuştur.1995’te vefat etmiştir. Ortaokul mezunu bir Orman Muhafaza Memurunun gözünden dönemin Seydişehir köylerinden Derebucak ve havalisindeki yaşanan sosyal hadiselere dair önemli kareler sunan bu günlük, araştırmacılar için birinci elden bir kaynaktır. Derebucak yangını dönemin yerel ve ulusal gazetelerinde de yer bulmuştur.(Tafsilatlı bir araştırma yazısı için bkz., H.Muşmal, Küllerinden Doğan Bir Köy:1995 Yılı Yangını ve Derebucak’ın Yeniden Kuruluşu, Uluslararası Sosyal Araş.Derg. C.8,S.36,Şubat 2015). Derebucak, Kurdular (Tepearası), Kirli (Durak), Uğurlu (Kirliyeni), Gencek, Pınarbaşı, Zekerya (Taşlıpınar), Göynem (Kayalar),Aşağı Kayalar, Dalayman (Çamlık)  ile birlikte, 1967 yılında Seydişehir’den ayrılıp 5680 sayılı kararla Beyşehir’e bağlanmıştır. Gencekli Mustafa Güner Bey’in (D.1946) bu köylerle ilgili yazmış olduğu şiiri son derece etkili ve özeldir. Çetmi (Akçabelen) Köyü ise daha evvelden Beyşehir’e bağlanmıştır. Ayrıca Gencekli Hasan Yılmaz (Çöküğün)’ın Derebucak yangınını konu edinen şiiri 14 Temmuz 1955’te Beyşehir Gazetesinde yayınlanmıştı. Tüm bunlar “Söz uçar, Yazı kalır, Tarih olur ” özdeyişinin ne kadar hakikat olduğunu bizlere bir kez daha göstermektedir. Bu konu, üzerine romanlar yazılabilecek tarihi bir olaydır ” dedi.

Seydişehir’in Derebucak Köyü’nde 8 Temmuz 1955’te çıkan yangınla ilgili o tarihte bölgede Orman Muhafaza Memuru olan Seydişehirli Bekir Asaf Kaplan’ın (1928-1995) günlüğündeki notlara ulaşıldı.

Tarihçi Ercan Arslan konuyla ilgili şunları aktardı: “ Seydişehir ilçesinin Gencek Bucağına bağlı Derebucak Köyü’nde 8 Temmuz 1955’te büyük bir yangın çıkmış ve ahırlar, samanlıklar ve odunluklar hariç 410 evden, 403’ü tamamen yanmıştı. O tarihte bölgede Orman Muhafaza Memuru olan Seydişehirli Bekir Asaf Kaplan’ın günlüğüne bu yangınla ilgili notlar aldığını gördük. Bu günlük, oğlu Nur Dünya Kaplan’ın arşivindedir. İncelediğimiz günlükte konumuzla ilgili notlar şöyleydi: 8 Temmuz Cuma “Akşam Derebucak köyünün yandığını işittik. 20 Temmuz Çarşamba “Derebucak’a ait toplanan ianeleri göndermek üzere Çiğil’li bir kamyonla 65 liraya pazarlık ettiler ve bende aynı kamyonla aynı gün Derebucak’a geldim.” 21 Temmuz Perşembe “Nüfusçu Hayri Bey (Gürler, Tuzlukçulu) ve Başçavuşla beraberdik”. 24 Temmuz Pazar “Derebucak için yapılacak istihsal ağaçların mevkilerini Dursun’la (Akarslan) gezmeye gittik. Gembos ovasından dolaştık. İbradı’dan gelen bir kamyonla Derebucak’a geldik”. 25 Temmuz “Seydişehir’den gelen iaşe kamyonu ile Başçavuşla (Hasan Yazıcı) Gencek’e gittik”. Bu günün akşamı Orman Muhafaza Memuru Bekir Asaf, Dizanteriye yakalandığını belirterek ertesi gün Orman Bölge Memurundan izin alıp Durak’tan (saat 7.30)  Rezebelini aşarak Seydişehir’e geldiğini (saat 11.00) not etmiştir. Orman Bölge Şefi Nasıh Kars, Kâtip İbrahim Gülal. 12 Ağustos “Cuma namazını Derebucak Köy Camisinin yanan yerin avlusunda açık ve güneşli havada yanık ve yıkık harabede kıldık”.13 Ağustos “Derebucak köyü Muhtarı Mehmet Kuzu ve Aza Mehmet ile köyün etrafından biraz ağaç ve tomruk müsadere ettik. Muhtara ve Azaya yedi emin ettik.”  17 Ağustos Çarşamba “ Saat 10.20’de Vali Paşa (Cemal Göktan), R.Gökmenoğlu, Seydişehir Kaymakamı (Nurettin Alagök) ve Jandarma Komutanı, Tapu Kadastro Müdürü, Nafia Müdürü (Hulusi Karadayı) geldiler. Derebucak halkıyla iki saat kadar görüşüp gittiler. Başbadem, Gembos ovasına yangın söndürmeye gittim. Üç saat çalışıp söndürdük ve geriye döndük”.

Bekir Asaf günlüğün ilerleyen sayfalarında tahtacılarla buluşmalarından, çektikleri sıkıntılardan, yakaladığı kaçakçılardan(Ali Keklik, Derebucaklı Deli Ali, Ali Kızıldağ), akşamları misafir kaldığı köylerden (Çetmi, Gencek, Derebucak) ve arkadaşlarından (Ali Rıza Erdem, Bedros Sayan, Ahmet Kutsal, Genç Ali, İsmail Eruysal, Ahmet Turel, M.Girgin, H.Koyuncu, Remzi Döğer, Cavit, Rafet Altınok, Mehmet Ak)  melankolik bir ruh hali içerisinde bahsetmektedir. 18 Ağustos Perşembe “Derebucak kaçakçıları için Allaha şükür biraz kahır sitem işittim. Bir kaçakçı daha yakaladım. Kahirden mütevellit efkârlı olarak bugünü de böyle geçirdim.” ifadelerine yer vermiştir.

Derebucak köyü yangını sonrası Kızılay başta olmak üzere Seydişehir, Beyşehir ve Konya’da yardım komisyonları oluşturulmuştu. Felaketzedelere giyecek, yiyecek, kap-kacak, yorgan, döşek, battaniye gibi acil ihtiyaç malzemeleri yardımsever bölge halkınca temin edilip kamyonlarla afet yerine ulaştırılmaktaydı. Köylüler Kasım ayına kadar çadırlarda ikamet ettiler. Aile başına iki odalı bir mutfaklı evler yapıldı. İşçi yevmiyesi iki lira, usta yevmiyesi ise yedi lira idi. Mülki amirler durumun takipçisi olarak belirli aralıklarla Derebucak’a ziyaretler yapmıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes’te konuyla yakından alakadar olmuşlardır.

Tarihçi Arslan; “Orman Muhafaza Memuru Bekir Asaf Kaplan 31 Ağustos 1955 Çarşamba günü Kızıldağ Bölgesi’ne istifa verdiğini ve Rezebeli’nden saat 9.30’da Seydişehir’e geldiğini yazmaktadır. Bundan sonra Üzümlü, Argıthan ve Taşkent’te Nüfus Memurluğu ve Taşkent Nahiye Müdür Vekilliği görevlerinde bulunmuştur.1995’te vefat etmiştir. Ortaokul mezunu bir Orman Muhafaza Memurunun gözünden dönemin Seydişehir köylerinden Derebucak ve havalisindeki yaşanan sosyal hadiselere dair önemli kareler sunan bu günlük, araştırmacılar için birinci elden bir kaynaktır. Derebucak yangını dönemin yerel ve ulusal gazetelerinde de yer bulmuştur.(Tafsilatlı bir araştırma yazısı için bkz., H.Muşmal, Küllerinden Doğan Bir Köy:1995 Yılı Yangını ve Derebucak’ın Yeniden Kuruluşu, Uluslararası Sosyal Araş.Derg. C.8,S.36,Şubat 2015). Derebucak, Kurdular (Tepearası), Kirli (Durak), Uğurlu (Kirliyeni), Gencek, Pınarbaşı, Zekerya (Taşlıpınar), Göynem (Kayalar),Aşağı Kayalar, Dalayman (Çamlık)  ile birlikte, 1967 yılında Seydişehir’den ayrılıp 5680 sayılı kararla Beyşehir’e bağlanmıştır. Gencekli Mustafa Güner Bey’in (D.1946) bu köylerle ilgili yazmış olduğu şiiri son derece etkili ve özeldir. Çetmi (Akçabelen) Köyü ise daha evvelden Beyşehir’e bağlanmıştır. Ayrıca Gencekli Hasan Yılmaz (Çöküğün)’ın Derebucak yangınını konu edinen şiiri 14 Temmuz 1955’te Beyşehir Gazetesinde yayınlanmıştı. Tüm bunlar “Söz uçar, Yazı kalır, Tarih olur ” özdeyişinin ne kadar hakikat olduğunu bizlere bir kez daha göstermektedir. Bu konu, üzerine romanlar yazılabilecek tarihi bir olaydır ” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.