whatsapp

Seyyid Harun Külliyesi

TURİZM 15.12.2018 - 13:53, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Seyyid Harun Külliyesi

Seyyid Harun Camii Seyyid Harun (d.? / ö.1320) Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük bir velidir. Horasan bölgesinde doğmuş olup doğum tarihi belli değildir. Zamanın âlimlerinden ilim tahsil etmiş, amcasının vefatı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirilmiştir. Bu görev sırasında büyük babası Harun Keramet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde hatiften şöyle bir ses duydu:"Ey Harun! Rum diyarına çık. Karaman ilinde, Küpe Dağı'nın doğu eteklerinde bir şehir kur. O şehrin halkı Salih ola. Şaki olanın sonu hayırlı olmaya" diyordu İlçenin kuruluşu ile ilgili Osmanlı salnamelerinden alınan bilgiler doğrultusunda, Seyit Harun Veli Horasan'dan Konya'ya intikal etmiş, Konya' dan da önce İlçeye bağlı bugünkü Ortakaraören (Karaviran) kasabasına gelmiş ve tarihi izler bırakarak, Seydişehir İlçesinin bulunduğu mevkiye intikal etmiştir. Bu esnada Seydişehir'de hiçbir yerleşim birimi yok iken, Seyit Harun Veli, önce kurmayı tasarladığı şehrin Kal'a (Kale Duvarı) kapılarının inşasına başlamak üzere, iskân bölgesinin etrafını yüksek duvarlarla çevirmiş ve sonra da Seyit Harun Camii'nin inşasına başlayarak 1310 yılında camii ibadete açılmıştır. Bu camii, külliye şeklinde hamamı ve diğer müştemilatı ile imar edilmiştir. Bu külliyede Seyit Harun Türbesi (1320) Halife Sultan Türbesi (Seyit Harun Veli'nin kızı) (1367) Rüstem Bey ve Sultan Hatun Türbesi (Turgutoğulları Soyundan Rüstem Bey, kızı ve oğulları) bulunmaktadır Seyyit Harun Camii’nin inşaatına ait herhangi bir tarih kitabesi bulunmamakla birlikte, şimdilik elimizde tek kaynak olan "Menakıb-ı Seyyid Harun-ı Veli" adlı yazma eserden, camiinin Seyyid Harun tarafından, onun ilahi bir ilhamla bir şehir kurmak üzere buraya geldiği yıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır. Seyyid Harun Veli Hazretleri hastalandı ve hastalığı giderek ilerledi. Talebelerine ve yakınlarına: "Ey yarenlerim! Artık biz ahirete gidiyoruz. Öldüğümde beni ibadet yerim olan buraya defnediniz. Üzerime de bir türbe yapınız. Hepiniz hakkınızı helal edin" deyince herkes ağlayarak gözyaşlarına boğuldular. Harun Veli Hazretleri, Kelime-i Şahadet getirerek hicrî 720 (m.1320) yılında ruhunu teslim etti. Eşrefoğlu ve Seyyid Harun; Seyyid Harun Veli'nin Küpe Dağ’ın eteklerinde bir şehir kurmakta olduğunu duyan Beyşehir hükümdarı Eşrefoğlu Mübarizüddin Mehmed Bey, Seydişehir’in kuruluşunu engellemek için adamlarını gönderir. Fakat gönderdiği kişiler, Seyyid Harun'un yanında kalır ve geri dönmezler. Buna çok kızan Bey, daha sonra Seyyid Harun Veli’nin üzerine kendisi gider. Onunla karşılaşınca olumsuz düşünceleri tamamen değişir. Onun siyasi bir amacı olmadığını anlayınca Seyyid Harun'a kenti kurma konusunda maddi yönden de destek verir. Zamanla artan nüfus, 19. yüzyılda kente gayrimüslimlerin gelmesiyle daha da çoğalır. Ancak kentin kuruluşunda, Türk ve Müslüman unsur dışında etnik yapı yok. Seyyid Harun, Şeyh Ahmed Alai ve Turgutoğlu Rüstem Bey’in aileleri kentin ilk sakinleri. Seydişehir, 1700'lere kadar nüfus olarak Beyşehir'e göre daha fazladır.” Seydişehir’in kurucusu Seyyid Harun Hazretleri ile dönemin Eşrefoğlu Beyi Mübariziddin Mehmet Bey Anadolu’nun bu topraklarında yepyeni iki kardeş şehir kurduklar. 700 yıldır beraber olan Seydişehir ve Beyşehir siyasi, idari, kültürel ve ekonomik anlamda birleşmelerine adım atarak ekonomik birlikteliklerini geliştirdiler. Seyyid Harun Veli hazretleri ile Eşrefoğlu Mehmed Bey’in şahsında birbirlerine şehir ismi veren dünyada başka örneği yoktur. Seydişehir ve Beyşehir isimleri nasıl ortaya çıktı; Seydişehir’den yola çıkacaklarında Seyyid Harun Veli Hazretleri yanlarına geldi. Beğ atından inecekti ki müsaade etmedi. Atın gemlerinden tutarak atın yelesini okşadı: “Eşrefoğlu” dedi: “Yolun açık olsun. Beğ oğlu beğ olduğunu ispatladın. Bundan böyle senin diyarın adı beğlere yakışan şehir olsun. Beğşehri olsun.” Bundan dolayı gayet hoşnut olan Mehmed Seyyid Harun’a mukabele ederek: “Eyvallah Seyyid Sultan” dedi: “Madem böyle buyurursun. Bu mülkün ve toprakların da adı acun döndükçe seninle bir anılsın. Gayrı buranın adı Seydişehir olsun. Doğrusu çok etkileyici oldu. Seydişehir uzun yıllar neden gelişemedi? Seydişehir'i kuran Seyyid Harun adına bir vakıf oluşturulmuş. Bu vakfın gelirlerinin azalmaması için, bir kural konulmuş. Buna göre, kent merkezinde bir ekmek fırını, bir kasap dükkânı, bir debbağhane, bir boyahane var. Bunlar dışında yeni işletmelerin açılması yasak. O dönemin önemli gelir kaynaklarından biri olan hamam da aynı şekilde, sadece bir hamam var, onu da ancak vakıf işletebiliyor. Çarşıyı oluşturan dükkânlar da vakfa ait. Bunun için yeni dükkânlar da yapılmıyor. Bu durum, çok uzun yıllar şehrin gelişmesini engelleyen en önemli etken olmuş; Tanzimat’tan (1839) sonra Seydişehir gelişmeye başlamıştır.   Seyyid Harun Hamamı: Seyyid Harun Hamamı, Seyyid Harun Külliyesi içindedir. Seyyid Harun Camii’nin kuzey-doğusunda yer almıştır. Hamamın yapıldığı tarihi belirten bir kitabesi mevcut değilse de, Seyyid Harun Camiini yapıldığı yıllarda (tahminen 1310) Cami ile birlikte tamamlanmıştır. Seyyid Harun Menakıbına göre, banisinin Seyyid Harun veya onun adına yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Seyyid Harun Hamamı, Selçuklu ve Beylikler devrine Anadolu’da yapılagelen klasik çifte hamamlar örneğindedir. Hamam güney-batıdan kuzey-doğu yönüne uzanan bir aks üzerine yapılmıştır. Kadın ve erkeklere ait iki bölümün soyunma yerleri güney-batıda, külhani, ılık ve sıcaklıkları kuzeydedir. Erkekler Bölümü: Hamamın erkeklere ait bölümünün soyunma yeri, kiremit döşeli bir çatı ile örtülüdür.  Son onarın-mda güney-batı yönünde üç ahşap soyunma odası yapılmıştır. Soyunma yerinden kemerli bir kapı ile ılıklığa geçilir. Burası kubbe ile örtülü küçük bir holdür.  Kubbedeki tepe penceresinden ışık almaktadır. Buradan sıcaklığa geçildiğinde ortada göbektaşı görülür. Sıcaklığın üzerini büyük bir ana kubbe örtmektedir. İki yanda yarım kubbeli iki niş vardır. Tam karşıda sivri kemerli ve kubbeli bir eyvan, eyvanın sağında ve solunda kubbeli iki oda (halvet) yer alır. Kadınlar Bölümü: Hamamın Erkekler Bölümünün doğusundadır. Bu bölümde de çatı örtülü ılıklığa, oradan da sıcaklığa geçilir. Sıcaklığın doğusu yan yana iki kubbe ile örtülü bir sofa şeklindedir. Bunun da bitişiğinde üçüncü kubbe vardır. Külhan ve su deposu tonozla örtülmüştür. Seyyid Harun Hamamı, zaman içinde çeşitli onarımlar görmüştür ve bugün işler durumdadır.

Seyyid Harun Camii

Seyyid Harun (d.? / ö.1320)
Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük bir velidir. Horasan bölgesinde doğmuş olup doğum tarihi belli değildir. Zamanın âlimlerinden ilim tahsil etmiş, amcasının vefatı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirilmiştir.

Bu görev sırasında büyük babası Harun Keramet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde hatiften şöyle bir ses duydu:"Ey Harun! Rum diyarına çık. Karaman ilinde, Küpe Dağı'nın doğu eteklerinde bir şehir kur. O şehrin halkı Salih ola. Şaki olanın sonu hayırlı olmaya" diyordu

İlçenin kuruluşu ile ilgili Osmanlı salnamelerinden alınan bilgiler doğrultusunda, Seyit Harun Veli Horasan'dan Konya'ya intikal etmiş, Konya' dan da önce İlçeye bağlı bugünkü Ortakaraören (Karaviran) kasabasına gelmiş ve tarihi izler bırakarak, Seydişehir İlçesinin bulunduğu mevkiye intikal etmiştir. Bu esnada Seydişehir'de hiçbir yerleşim birimi yok iken, Seyit Harun Veli, önce kurmayı tasarladığı şehrin Kal'a (Kale Duvarı) kapılarının inşasına başlamak üzere, iskân bölgesinin etrafını yüksek duvarlarla çevirmiş ve sonra da Seyit Harun Camii'nin inşasına başlayarak 1310 yılında camii ibadete açılmıştır.

Bu camii, külliye şeklinde hamamı ve diğer müştemilatı ile imar edilmiştir. Bu külliyede Seyit Harun Türbesi (1320) Halife Sultan Türbesi (Seyit Harun Veli'nin kızı) (1367) Rüstem Bey ve Sultan Hatun Türbesi (Turgutoğulları Soyundan Rüstem Bey, kızı ve oğulları) bulunmaktadır

Seyyit Harun Camii’nin inşaatına ait herhangi bir tarih kitabesi bulunmamakla birlikte, şimdilik elimizde tek kaynak olan "Menakıb-ı Seyyid Harun-ı Veli" adlı yazma eserden, camiinin Seyyid Harun tarafından, onun ilahi bir ilhamla bir şehir kurmak üzere buraya geldiği yıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Seyyid Harun Veli Hazretleri hastalandı ve hastalığı giderek ilerledi. Talebelerine ve yakınlarına: "Ey yarenlerim! Artık biz ahirete gidiyoruz. Öldüğümde beni ibadet yerim olan buraya defnediniz. Üzerime de bir türbe yapınız. Hepiniz hakkınızı helal edin" deyince herkes ağlayarak gözyaşlarına boğuldular. Harun Veli Hazretleri, Kelime-i Şahadet getirerek hicrî 720 (m.1320) yılında ruhunu teslim etti.

Eşrefoğlu ve Seyyid Harun;

Seyyid Harun Veli'nin Küpe Dağ’ın eteklerinde bir şehir kurmakta olduğunu duyan Beyşehir hükümdarı Eşrefoğlu Mübarizüddin Mehmed Bey, Seydişehir’in kuruluşunu engellemek için adamlarını gönderir.

Fakat gönderdiği kişiler, Seyyid Harun'un yanında kalır ve geri dönmezler. Buna çok kızan Bey, daha sonra Seyyid Harun Veli’nin üzerine kendisi gider. Onunla karşılaşınca olumsuz düşünceleri tamamen değişir. Onun siyasi bir amacı olmadığını anlayınca Seyyid Harun'a kenti kurma konusunda maddi yönden de destek verir. Zamanla artan nüfus, 19. yüzyılda kente gayrimüslimlerin gelmesiyle daha da çoğalır. Ancak kentin kuruluşunda, Türk ve Müslüman unsur dışında etnik yapı yok. Seyyid Harun, Şeyh Ahmed Alai ve Turgutoğlu Rüstem Bey’in aileleri kentin ilk sakinleri. Seydişehir, 1700'lere kadar nüfus olarak Beyşehir'e göre daha fazladır.”

Seydişehir’in kurucusu Seyyid Harun Hazretleri ile dönemin Eşrefoğlu Beyi Mübariziddin Mehmet Bey Anadolu’nun bu topraklarında yepyeni iki kardeş şehir kurduklar. 700 yıldır beraber olan Seydişehir ve Beyşehir siyasi, idari, kültürel ve ekonomik anlamda birleşmelerine adım atarak ekonomik birlikteliklerini geliştirdiler.

Seyyid Harun Veli hazretleri ile Eşrefoğlu Mehmed Bey’in şahsında birbirlerine şehir ismi veren dünyada başka örneği yoktur.

Seydişehir ve Beyşehir isimleri nasıl ortaya çıktı;

Seydişehir’den yola çıkacaklarında Seyyid Harun Veli Hazretleri yanlarına geldi. Beğ atından inecekti ki müsaade etmedi. Atın gemlerinden tutarak atın yelesini okşadı: “Eşrefoğlu” dedi: “Yolun açık olsun. Beğ oğlu beğ olduğunu ispatladın. Bundan böyle senin diyarın adı beğlere yakışan şehir olsun. Beğşehri olsun.” Bundan dolayı gayet hoşnut olan Mehmed Seyyid Harun’a mukabele ederek: “Eyvallah Seyyid Sultan” dedi: “Madem böyle buyurursun. Bu mülkün ve toprakların da adı acun döndükçe seninle bir anılsın. Gayrı buranın adı Seydişehir olsun. Doğrusu çok etkileyici oldu.

Seydişehir uzun yıllar neden gelişemedi?
Seydişehir'i kuran Seyyid Harun adına bir vakıf oluşturulmuş. Bu vakfın gelirlerinin azalmaması için, bir kural konulmuş. Buna göre, kent merkezinde bir ekmek fırını, bir kasap dükkânı, bir debbağhane, bir boyahane var. Bunlar dışında yeni işletmelerin açılması yasak. O dönemin önemli gelir kaynaklarından biri olan hamam da aynı şekilde, sadece bir hamam var, onu da ancak vakıf işletebiliyor. Çarşıyı oluşturan dükkânlar da vakfa ait. Bunun için yeni dükkânlar da yapılmıyor. Bu durum, çok uzun yıllar şehrin gelişmesini engelleyen en önemli etken olmuş; Tanzimat’tan (1839) sonra Seydişehir gelişmeye başlamıştır.  

Seyyid Harun Hamamı:

Seyyid Harun Hamamı, Seyyid Harun Külliyesi içindedir. Seyyid Harun Camii’nin kuzey-doğusunda yer almıştır. Hamamın yapıldığı tarihi belirten bir kitabesi mevcut değilse de, Seyyid Harun Camiini yapıldığı yıllarda (tahminen 1310) Cami ile birlikte tamamlanmıştır. Seyyid Harun Menakıbına göre, banisinin Seyyid Harun veya onun adına yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Seyyid Harun Hamamı, Selçuklu ve Beylikler devrine Anadolu’da yapılagelen klasik çifte hamamlar örneğindedir. Hamam güney-batıdan kuzey-doğu yönüne uzanan bir aks üzerine yapılmıştır. Kadın ve erkeklere ait iki bölümün soyunma yerleri güney-batıda, külhani, ılık ve sıcaklıkları kuzeydedir.

Erkekler Bölümü:

Hamamın erkeklere ait bölümünün soyunma yeri, kiremit döşeli bir çatı ile örtülüdür.  Son onarın-mda güney-batı yönünde üç ahşap soyunma odası yapılmıştır. Soyunma yerinden kemerli bir kapı ile ılıklığa geçilir. Burası kubbe ile örtülü küçük bir holdür.  Kubbedeki tepe penceresinden ışık almaktadır. Buradan sıcaklığa geçildiğinde ortada göbektaşı görülür. Sıcaklığın üzerini büyük bir ana kubbe örtmektedir. İki yanda yarım kubbeli iki niş vardır. Tam karşıda sivri kemerli ve kubbeli bir eyvan, eyvanın sağında ve solunda kubbeli iki oda (halvet) yer alır.

Kadınlar Bölümü:

Hamamın Erkekler Bölümünün doğusundadır. Bu bölümde de çatı örtülü ılıklığa, oradan da sıcaklığa geçilir. Sıcaklığın doğusu yan yana iki kubbe ile örtülü bir sofa şeklindedir. Bunun da bitişiğinde üçüncü kubbe vardır. Külhan ve su deposu tonozla örtülmüştür.

Seyyid Harun Hamamı, zaman içinde çeşitli onarımlar görmüştür ve bugün işler durumdadır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.