whatsapp

Uğur Mumcuyu saygıyla anıyoruz

İZ BIRAKANLAR 24.01.2019 - 01:02, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Uğur Mumcuyu saygıyla anıyoruz

06 YR 245 Renault 12. 1984 model. Mavi. Park halindeydi. Sahibi geldi, bindi. Vitesi boşa aldı. Bum! Kontağı çevirince havaya uçtuğu yazıldı ama öyle değildi. Kriminal incelemede anlaşıldı ki, kontak sıfır pozisyonundaydı, kontak anahtarı da rahmetlinin cebindeydi. Isıya duyarlı plastik patlayıcı, bubi tuzağı düzeneğiyle, harekete duyarlı hale getirilmişti. Çok güçlü mıknatıs kullanılmış, vites koluyla el freni teli arasında, her iki şaşesin bittiği egzost susturucusunun üst kısmına yapıştırılmıştı. Vites kolu levyesine misina bağlanmış, patlayıcı için tetik haline getirilmişti. Tatbikatlarda görüldü ki, otomobilin altına girip, bu düzeneği monte etmek en fazla 45 saniye sürüyordu. Rahmetli otomobiline bindi. Vites bire takılıydı.  Parkederken öyle bırakmıştı. Kontağı çevirmeden önce boşa aldı. Misina gerildi, bum! Darmadağın olan otomobilin parçaları kriminal polis laboratuvarına götürüldü. İncelendi, emniyetin otoparkına kaldırıldı. 10 sene geçti. Emniyetin otoparkındaki hurda yığını otomobil için, rahmetlinin ailesine 10 senelik vergi borcu çıkardılar iyi mi! 20 sene geçti. Suikast davasını gören mahkeme, paramparça otomobilin “miras” olarak aileye iade edilmesine karar verdi. İzmir gazeteciler Cemiyeti aileye başvurdu, basın müzesinde sergilenmek üzere, otomobili istedi. Eskişehirli gazeteciler de, Çağdaş Gazeteciler Derneği aracılığıyla aileye başvurdu, bize verin dedi. O sırada, Profesör Yılmaz Büyükerşen devreye girdi. İzmir geri çekildi. Çünkü İzmirli gazeteciler emindi ki, bu manevi emanete Profesör Büyükerşen’den daha iyi kimse sahip çıkamazdı. Aile onay verdi. Otomobil kamyona yüklendi, Eskişehir’e götürüldü. “Anıt” haline getirmek için proje geliştirildi. Odun pazarı belediye başkanı Kazım Kurt, sırf bu anıtı yakışır şekilde yaşatabilmek için sekiz bin metrekarelik park yaptı. 06 YR 245 plakalı 84 model mavi reno… Tamamen camdan oluşan bir yapının içinde, mermer kaidenin üzerine yerleştirildi. Önündeki granit levhaya da şu yazıldı: Vurulduk ey halkım, unutma bizi! Evet… Uğur Mumcu’nun otomobili o. Elbette öngörüleri, fikirleri, makaleleri, kitapları yaşıyor ama… Uğur Mumcu denilince, her sene anma töreni yapılan Cebeci asri mezarlığındaki kabri ve siyah beyaz fotoğrafından başka şey yoktu elimizde… Artık var. Dehşeti tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bu anıt sayesinde, özellikle genç kuşakların Uğur Mumcu’yu çok daha yürekten hissedeceğini… Uğur Mumcu zihniyetini yok etmek isteyenlerin vahşetini, çok daha somut, çok daha derinden idrak edeceklerini düşünüyorum. Eskişehir’e gitmek için bir sebep daha… Başta Profesör Büyükerşen olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz.

06 YR 245
Renault 12.
1984 model.
Mavi.
Park halindeydi.
Sahibi geldi, bindi.
Vitesi boşa aldı.
Bum!

Kontağı çevirince havaya uçtuğu yazıldı ama öyle değildi. Kriminal incelemede anlaşıldı ki, kontak sıfır pozisyonundaydı, kontak anahtarı da rahmetlinin cebindeydi. Isıya duyarlı plastik patlayıcı, bubi tuzağı düzeneğiyle, harekete duyarlı hale getirilmişti. Çok güçlü mıknatıs kullanılmış, vites koluyla el freni teli arasında, her iki şaşesin bittiği egzost susturucusunun üst kısmına yapıştırılmıştı. Vites kolu levyesine misina bağlanmış, patlayıcı için tetik haline getirilmişti. Tatbikatlarda görüldü ki, otomobilin altına girip, bu düzeneği monte etmek en fazla 45 saniye sürüyordu.
Rahmetli otomobiline bindi.
Vites bire takılıydı. 

Parkederken öyle bırakmıştı.
Kontağı çevirmeden önce boşa aldı.
Misina gerildi, bum!
Darmadağın olan otomobilin parçaları kriminal polis laboratuvarına götürüldü. İncelendi, emniyetin otoparkına kaldırıldı.
10 sene geçti. Emniyetin otoparkındaki hurda yığını otomobil için, rahmetlinin ailesine 10 senelik vergi borcu çıkardılar iyi mi!
20 sene geçti. Suikast davasını gören mahkeme, paramparça otomobilin “miras” olarak aileye iade edilmesine karar verdi.

İzmir gazeteciler Cemiyeti aileye başvurdu, basın müzesinde sergilenmek üzere, otomobili istedi. Eskişehirli gazeteciler de, Çağdaş Gazeteciler Derneği aracılığıyla aileye başvurdu, bize verin dedi. O sırada, Profesör Yılmaz Büyükerşen devreye girdi. İzmir geri çekildi. Çünkü İzmirli gazeteciler emindi ki, bu manevi emanete Profesör Büyükerşen’den daha iyi kimse sahip çıkamazdı.
Aile onay verdi. Otomobil kamyona yüklendi, Eskişehir’e götürüldü. “Anıt” haline getirmek için proje geliştirildi. Odun pazarı belediye başkanı Kazım Kurt, sırf bu anıtı yakışır şekilde yaşatabilmek için sekiz bin metrekarelik park yaptı.
06 YR 245 plakalı 84 model mavi reno… Tamamen camdan oluşan bir yapının içinde, mermer kaidenin üzerine yerleştirildi. Önündeki granit levhaya da şu yazıldı: Vurulduk ey halkım, unutma bizi!

Evet… Uğur Mumcu’nun otomobili o.
Elbette öngörüleri, fikirleri, makaleleri, kitapları yaşıyor ama… Uğur Mumcu denilince, her sene anma töreni yapılan Cebeci asri mezarlığındaki kabri ve siyah beyaz fotoğrafından başka şey yoktu elimizde… Artık var.
Dehşeti tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bu anıt sayesinde, özellikle genç kuşakların Uğur Mumcu’yu çok daha yürekten hissedeceğini… Uğur Mumcu zihniyetini yok etmek isteyenlerin vahşetini, çok daha somut, çok daha derinden idrak edeceklerini düşünüyorum.
Eskişehir’e gitmek için bir sebep daha… Başta Profesör Büyükerşen olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.