whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Çocukluğumdaki üzüm bağları

Küçüklüğümde arkadaşlarımla oyuna başlarken kilerde pekmez,  iç iç bitmez. Diye devam ederdik. Bizim pekmezin üzümleri bağlar mevkiisi dediğimiz arkeolojik kazıların olduğu tepedeydi. Burası yemyeşil buram buram her çeşit meyvenin farklı otların tütsülerinin bir birine karıştığı meyve bahçelerimizin yanı başında bir yerdi. Dibinde çarşamba kanalı coşkuyla akardı. Güz ayı gelmiştir. Bağ bozumu başladı rahmetli babam ve 2 kardeşinin ortak at arabası vardı. Buna biner tıngır tıngır bağlara varırdık. Herkes orada. Çocukluğumun daha 5- 6 yaşlarındayım. Akranlarımızla oyuna dalardık. Rahmetli dedem o bağın ve bahçelerin bekçisiydi. Bütün aile bağın içinde üzüm toplamaktadır. Küfelere toplanan üzümleri ikişer üçer köye doğru at arabasıyla getirilir bizim oturduğumuz evin avlusuna konardı. Bağ bozumu tamamlandığında ise avludaki üzümler bir kaç gün dinlendirilir. Sonra ambar odasındaki şırahneye küfe küfe dökerlerdi. Köyümüzün (Gökhüyük) toprağı pekmeze katılırdı ki şirenin ekşiliğini alsın diye. Şimdilerde bazı bölgelerde toprak katmayı bilmedikleri için pekmezlerde hafif mayhoş olurdu. Bizim pekmezimiz toprak katıldığı için dadından yenmez olurdu. Her neyse Şırahaneye üzümler dökülür toprağı da katılır sıra çiğnemeye gelirdi. Anam ve iki yengem bir de yardıma gelen halam olurdu. Ağam o zaman 12 yaşlarında falan getir götür işlerini iyi yapardı. Çiğneme faslında; tertemiz bir kenarda duran özel pekmez çizmesi giyilir üzümleri çiğneye, çiğneye bir güzel ezilirdi. Ezilen üzüm suları şırahanenin  borusundan akar kazana dolardı, halam dolan kazanı alır, anam boş kazanı koyardı. Topraklı şireler sabaha kadar kazanın dibine çökmesi için dinlendirilirdi. Yeme faslında ise halam kaplara koyduğu yoğurtla pekmezi karardı. Ayrıca evimizde kendi susamımız dan yapılan tahini karar, sofraya koyardı. Kış olurda kar ile pekmez karılır kaşık kaşık yerdik. Ne boğazımız şişer, nede hasta olurduk. Demek ki temelimiz sağlammış. Şimdi ne bağ kaldı! Ne bahçe! O eski insanlarda kalmadı. O bağlarımız dağ oldu. Kıraçlaştı. Bahçeler bozuldu perişan oldu. İnsanlar üretmiyor gayri tembelleşti. Üzüm sıkma işi de makineleşti tadı kalmadı.  O tepelerde üzüm bağlarının olduğunu şimdiki nesil bilmez. Anlatsan da zaten anlamaz. Kış gününde sağlıklı sıhhat için bol pekmezli tahın yiyin.
Ekleme Tarihi: 18 Ocak 2022 - Salı

Çocukluğumdaki üzüm bağları

Küçüklüğümde arkadaşlarımla oyuna başlarken kilerde pekmez,  iç iç bitmez. Diye devam ederdik. Bizim pekmezin üzümleri bağlar mevkiisi dediğimiz arkeolojik kazıların olduğu tepedeydi. Burası yemyeşil buram buram her çeşit meyvenin farklı otların tütsülerinin bir birine karıştığı meyve bahçelerimizin yanı başında bir yerdi. Dibinde çarşamba kanalı coşkuyla akardı.

Güz ayı gelmiştir. Bağ bozumu başladı rahmetli babam ve 2 kardeşinin ortak at arabası vardı. Buna biner tıngır tıngır bağlara varırdık. Herkes orada. Çocukluğumun daha 5- 6 yaşlarındayım. Akranlarımızla oyuna dalardık. Rahmetli dedem o bağın ve bahçelerin bekçisiydi. Bütün aile bağın içinde üzüm toplamaktadır. Küfelere toplanan üzümleri ikişer üçer köye doğru at arabasıyla getirilir bizim oturduğumuz evin avlusuna konardı. Bağ bozumu tamamlandığında ise avludaki üzümler bir kaç gün dinlendirilir. Sonra ambar odasındaki şırahneye küfe küfe dökerlerdi. Köyümüzün (Gökhüyük) toprağı pekmeze katılırdı ki şirenin ekşiliğini alsın diye. Şimdilerde bazı bölgelerde toprak katmayı bilmedikleri için pekmezlerde hafif mayhoş olurdu. Bizim pekmezimiz toprak katıldığı için dadından yenmez olurdu. Her neyse Şırahaneye üzümler dökülür toprağı da katılır sıra çiğnemeye gelirdi. Anam ve iki yengem bir de yardıma gelen halam olurdu. Ağam o zaman 12 yaşlarında falan getir götür işlerini iyi yapardı. Çiğneme faslında; tertemiz bir kenarda duran özel pekmez çizmesi giyilir üzümleri çiğneye, çiğneye bir güzel ezilirdi. Ezilen üzüm suları şırahanenin  borusundan akar kazana dolardı, halam dolan kazanı alır, anam boş kazanı koyardı. Topraklı şireler sabaha kadar kazanın dibine çökmesi için dinlendirilirdi.

Yeme faslında ise halam kaplara koyduğu yoğurtla pekmezi karardı. Ayrıca evimizde kendi susamımız dan yapılan tahini karar, sofraya koyardı.

Kış olurda kar ile pekmez karılır kaşık kaşık yerdik. Ne boğazımız şişer, nede hasta olurduk. Demek ki temelimiz sağlammış.

Şimdi ne bağ kaldı! Ne bahçe! O eski insanlarda kalmadı. O bağlarımız dağ oldu. Kıraçlaştı. Bahçeler bozuldu perişan oldu. İnsanlar üretmiyor gayri tembelleşti. Üzüm sıkma işi de makineleşti tadı kalmadı.  O tepelerde üzüm bağlarının olduğunu şimdiki nesil bilmez. Anlatsan da zaten anlamaz.

Kış gününde sağlıklı sıhhat için bol pekmezli tahın yiyin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.