whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Savaş üzerine kurulan dünya

Kapitalizmin en son aşamasında olan bir süreçten geçiyoruz. Sistemin kendini yenileyememesi, alternatif üretememesi devamlılığını zorlamakta, takviyeyle yürütülmesini sağlamaktadır. Dünyada ticaret savaşlarını körükleyen kapitalist sistemin kendisidir. Sistemin özünde sanal olarak yaratılmaya çalışılan bir dünya hedefleniyor. Yaratılmak istenilen yenidünya düzeni gerçekle yaşadığımız hayatla alakası yoktur. Tamamen hayali bir dünyadır. Bu dünya bireyi yani kişiyi içine çekip yalnızlaştırmaktadır. Bağımlılık derecesine ulaşan istekler öne çıkmaktadır. İnsan bu hayal dünyasında sadece istekler için çalışmaktadır. Ve bu istekler toplumu ileriye götüren istekler değil bireyi başkalarıyla aynılaştırırken diğer taraftan da yarıştıran isteklerdir. Bu arada birey zamanın farkına bile varmadan kaybetmektedir.  İletişim araçlarının bireyi sanal bir dünyaya itmesi daha büyük yalnızlıklara neden olmaktadır. İnsanlar bu dünyada gerçekle yalan arasındaki ilişkide tehdit altındadır. İnsanların bu şekilde yaşamaya yöneltilmesi toplumlarda gerginlikleri arttırmaktadır. Bu gerginliklerde bireysel çıkışlar çözüm değildir. Bu çözümsüzlükler daha otoriter rejimlerin doğmasının yolunu açmaktadır.  Günümüz dünyasında birey ve toplum arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanıp incelenmesi gerekmektedir. Demokrasi mücadelesinin çok daha büyük bir sorumlulukla yürütülmesi gerekiyor. Bunalım içerisinde olan kapitalizmin savaş üzerine kurduğu bu dünyadan kurtulmamız gerekiyor. Bizim tanka, topa, silaha ihtiyacımız yok. Düşüncelerimiz, haklılığımız, birlik ve barış içinde yaşama isteğimiz tüm silahlardan daha güçlüdür. Farklı siyasi görüşlerimiz, inançlarımız ve kimliklerimiz olmasına rağmen bizim bir ortak paydamız var. Bu payda Cumhuriyet'e, demokrasiye ve parlamenter sisteme olan bağlılığımızdır. Kapitalizmin çarklarından biri olmayalım. Tüm yurttaşlarımızın birlik, beraberlik ve huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye olmanın yolu, parlamenter sistemin gücünü ve yetkinliğini arttırıp, demokrasiyi kalıcılaştırmaktan geçer. Demokratik kurumları güçlendirmek için atılacak her adım, darbe, diktatörlük benzeri girişimlerin önüne set olacaktır. Tüm vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde yaşayacağı bir ülke için demokrasi mücadelemizden vaz geçmeyelim.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2021 - Pazar

Savaş üzerine kurulan dünya

Kapitalizmin en son aşamasında olan bir süreçten geçiyoruz. Sistemin kendini yenileyememesi, alternatif üretememesi devamlılığını zorlamakta, takviyeyle yürütülmesini sağlamaktadır.

Dünyada ticaret savaşlarını körükleyen kapitalist sistemin kendisidir.

Sistemin özünde sanal olarak yaratılmaya çalışılan bir dünya hedefleniyor. Yaratılmak istenilen yenidünya düzeni gerçekle yaşadığımız hayatla alakası yoktur. Tamamen hayali bir dünyadır. Bu dünya bireyi yani kişiyi içine çekip yalnızlaştırmaktadır. Bağımlılık derecesine ulaşan istekler öne çıkmaktadır. İnsan bu hayal dünyasında sadece istekler için çalışmaktadır. Ve bu istekler toplumu ileriye götüren istekler değil bireyi başkalarıyla aynılaştırırken diğer taraftan da yarıştıran isteklerdir. Bu arada birey zamanın farkına bile varmadan kaybetmektedir. 

İletişim araçlarının bireyi sanal bir dünyaya itmesi daha büyük yalnızlıklara neden olmaktadır. İnsanlar bu dünyada gerçekle yalan arasındaki ilişkide tehdit altındadır. İnsanların bu şekilde yaşamaya yöneltilmesi toplumlarda gerginlikleri arttırmaktadır. Bu gerginliklerde bireysel çıkışlar çözüm değildir. Bu çözümsüzlükler daha otoriter rejimlerin doğmasının yolunu açmaktadır. 

Günümüz dünyasında birey ve toplum arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanıp incelenmesi gerekmektedir.

Demokrasi mücadelesinin çok daha büyük bir sorumlulukla yürütülmesi gerekiyor. Bunalım içerisinde olan kapitalizmin savaş üzerine kurduğu bu dünyadan kurtulmamız gerekiyor.

Bizim tanka, topa, silaha ihtiyacımız yok. Düşüncelerimiz, haklılığımız, birlik ve barış içinde yaşama isteğimiz tüm silahlardan daha güçlüdür. Farklı siyasi görüşlerimiz, inançlarımız ve kimliklerimiz olmasına rağmen bizim bir ortak paydamız var. Bu payda Cumhuriyet'e, demokrasiye ve parlamenter sisteme olan bağlılığımızdır.
Kapitalizmin çarklarından biri olmayalım. Tüm yurttaşlarımızın birlik, beraberlik ve huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye olmanın yolu, parlamenter sistemin gücünü ve yetkinliğini arttırıp, demokrasiyi kalıcılaştırmaktan geçer. Demokratik kurumları güçlendirmek için atılacak her adım, darbe, diktatörlük benzeri girişimlerin önüne set olacaktır. Tüm vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde yaşayacağı bir ülke için demokrasi mücadelemizden vaz geçmeyelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.