30 Ağustos zaferi, dünya tarihinde benzeri yoktur

Büyük taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun Yunan kuvvetlerine karşı başlattığı genel saldırıdır. Bakanlar Kurulu taarruz kararını almış ve 14 Ağustos 1922 tarihinde kolordular taarruz için yürüyüşe geçmiş, 26 Ağustos'ta saldırı başlamış, 9 Eylül'de Türk Ordusu İzmir'e girmiş ve 18 Eylül'de de Yunan Ordusu'nun Anadolu'yu tamamen terk etmesiyle savaş sona ermiştir.

Zafer Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ulusal bayramıdır. Her yıl 30 Ağustos günü kutlanır. Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık meydan muharebesini anmak için kutlanan bayramdır. İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.

ZAFER BAYRAMI NE ZAMAN İLAN EDİLDİ?

Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir'de kutlanmıştır. Resmî olarak Zafer Bayramı ilân edilmesi 1935 yılının mayıs ayında olmuştur. Her yıl, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları bu tarihte mezun verir. Tüm subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli olur.

ZAFERİN TARİHİ

23 Ağustos- 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı'yla Yunan orduları gerilemek zorunda kaldı. Bu uzun zamandır Türk ordularının elde ettiği ilk başarıdır. TBMM tarafından Sakarya Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal'e mareşal ve gazi unvanları verildi. Tarihin bu dönüm noktasından sonra Yunan ordusunun ve diğer işgalci güçlerin topraklardan atılma kararı alınır. Sad planı adı verilen taarruz planı ocak ve nisan aylarında iki kez ertelenir. Taarruzun hazırlıkları tam anlamıyla ağustos ayında tamamlanır. Batı cephesinin kuzeyindeki ve güney cephesindeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Kocatepe bölgesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane gizlice Anadolu topraklarına getirtildi. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Orduya taarruz eğitimi yaptırıldı. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Birkaç saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis de vardı.

MEYDAN MUHAREBESİ

Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiş oldu.

ASKERİ SONUÇLAR

Yunan ordusu mağlup oldu ve uzun süre toparlanamayacak şekilde imha edildi. 200.000 mevcutlu ordunun 120.000-130.000 kişinin öldüğü, yaralandığı ve esir edildiği tahmin edilmektedir. Büyük Zafer’in Türk milletine insan zayiatı yönünden maliyeti ise 2318 şehit, 9360 yaralı, 101 esir ve 1697 kayıp olmak üzere toplam 13.476 kişidir. Büyük Taarruzda Türk ordusunun zayiat oranı %6,3, Yunan ordusunun zayiat oranı ise %65’tir (on misli).

Kazanılan zafer, Türk topraklarının işgal kuvvetlerinden tamamen temizlenmesini sağladı. Bugünün Türk askerine, gerektiğinde nelere muktedir olabildiğinin örneğini verdi. Bu zafer, jeopolitik bir düşünceyi de doğruladı “Anadolu istila edilemez.” Türk milleti ne kadar zayıf olursa olsun yine bir ordu çıkarır ve vatanı için savaşır. Savaşmak zorundadır da. Bu nedenledir ki İkinci Dünya Savaşı’nda ne Hitler ne de Stalin Türkiye’ye taarruz edemedi. Atatürk Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruzla dünya askeri tarihinde ilk defa topyekûn savaşın örneğini verdi.

SİYASİ SONUÇLAR

Askeri güçle kabul ettirilmek istenen Sevr Anlaşması, Türk askeri gücü ile muharebe sahasında yırtılmış oldu. Lozan Barış Anlaşması’nın yapılmasını sağladı. Türkiye Misak-ı Millînin coğrafi hedeflerine ulaştı. Bu zafer, 4000 yıllık Türk tarihinde en uzun barış dönemini sağladı. Ancak büyük zaferler, uzun süreli barış dönemleri sağlarlar. Türk’ün zaferi karşısında Yunanlıların yenilgisi de o kadar ağır olmuştur. Yunanlılar yenilgiden sonra;

Krallarını kovdular.

Yenilgiden birkaç gün sonra büyük askeri ihtilal oldu.

“Büyük Yunanistan” hayali peşinde koşan Başbakan Venizelos Yunanistan’dan kaçtı.

Yenilgiden sorumlu tutulan başkomutan ve başbakan idama, bir amiral ve bir general müebbet hapse mahkûm edildi.

Yunanlılar bu yenilgiden maddi ve manevi olarak o kadar yıkılmıştır ki, yenilginin sonuçları bugünkü Türk-Yunan ilişkilerinin kaynakları olmuştur.

Atatürk, Büyük Taarruzda düşmanı yenmeyi, zaferi sadece bir araç olarak görmüştür ve zaferden sonra şöyle demiştir: “Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir gayeyi elde etmek için belli başlı vasıtadır.

SOSYAL SONUÇLAR

Türk milletinin “esir edilemez” bir millet olduğunu bir kez daha ispatladı.

Türk’ün, devlet kurucu, teşkilatçı, yoktan bir ordu var eden bir millet olduğunu ispatladı.

Türk’ün, büyük devlet adamları ve komutanlar yetiştiren “asker millet” olduğu bir kez daha gösterildi.

Bu nitelikleri ile sömürgeci devletlerin ellerinde esir olan bütün mazlum milletlere örnek oldu.

Bu zafer, Türk inkılabının temel taşı oldu ve modern Türkiye’nin doğuşunu başlattı.

(*) Tnk. Kur. Alb. Dr. İsmet GÖRGÜLÜ’nün “Büyük Taarruz” adlı eserinden alınmıştır.

Gazi Mustafa Kemal’in nutkundan taarruzla ilgili söylemi;

“Her safhasiyle düşünülmüş, ihzar, idare ve zaferle intaç edilmiş olan bu harekât, Türk ordusunun, Türk zabitan ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin leyamut abidesidir. Bu eseri vücuda getiren bir milletin, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan, ilelebet mesut’ut bahtiyarım.”