Adeta kalp dostu damarları genişletiyor

Sosyolog Ziya Soybayraktar’da geleneksel yöntemlerle ürettiği alıç sirkesinin yapılışını anlattı.

Soybayraktar, alıç sirkesi yaparken özellikle nohut atılmadığı takdirde ise sirkenin adeta şarap gibi olacağını söyledi.

‘’BAĞIŞIKLIĞI DÜZENLER, C VİTAMİNİ BARINDIRIR, DAMARLARI GENİŞLETİR’’

Alıç meyvesinin başlı başına bir şifa deposu olduğunu belirten Soybayraktar, ‘’Hobi olarak mevsimi geldiği zaman   dağlarda yetişen ve Allah’ın bizlere şifa olarak verdiği alıç, kızılcık, karamut, elma ve çördük topluyorum.

Ben kalp damar hastasıyım. Alıç sirkesinin bu hastalığa iyi geldiğini bir hocamızdan öğrendim. Alıç başlı başına bir şifa kaynağı. Bağışıklığı düzenler, C vitamini barındırır, damarlardaki kapanmış alanları açma özelliği var.

 Özellikle kalp damar hastalarına doktorlarımız tavsiye ediyor ama tabi mide rahatsızlığı olanlar aç karna sirke içmemeliler’’ ifadelerini kullandı.

‘’BAKLAGİLLER KONULMAZSA SİRKENİN ALKOL ORANI YÜKSELİR ŞARAPLAŞIR’’

Sirke yapımında baklagillerin de kullanılması gerektiğini vurgulayan Soybayraktar, ‘’Alıç meyvesini toplamak çok zahmetlidir. Gidip topluyorum evime getirip yıkayıp kuruluyorum. Sirke yapacağım bidona alıçlarımı dolduruyorum. Bidonun yarısına kadar alıç yarısına su dolduruyorum.

Ben sirkemi geleneksel öğrendiğim haliyle yapıyorum. 3 yemek kaşığı kaya tuzu, 1,5 yemek kaşığı bal, 5-6 tane de nohut atıyorum. Sirke yapan bir başka arkadaş bana sirkenin içerisine nohut veya baklagillerden bir şey konulmazsa sirkenin alkol oranını yükseltip şaraplaşmaya dönüşeceğini söylemişti. Karanlık oda sıcaklığında ağzını kapatarak muhafaza ediyorum. Yaklaşık 2 hafta boyunca her gün tahta kaşıkla karıştırıyorum.

2 hafta sonunda meyveler tabana çöküyor. 45 ila 90 gün arasında sirkeleşmiş oluyor. Sonra sirke anası oluştuğunu görüyoruz. Sirke anasını alıp, uygun ortamda bekletilirse yeni sirke yapımında kullanılabiliyor.

Sirkeleşme gerçekleştikten sonra süzerek cam kavanozlara koyup, ağzını kapatarak muhafaza edip kullanıyorum’’ şeklinde konuştu.