Ata mesleği leblebiciliği sürdürüyor
Görüntülü haber..
'İMALAT YAPAN İKİ ESNAF KALDI'
Leblebinin Seydişehir’e 700 yıl önce Seyyid Harun Veliyle geldiğini anlatan Şenarslan, imalat yapan esnafın ise yalnızca kendisi olduğunu vurguladı.
Hulusi Şenarslan, dedesinin babası, dedesi ve kendi babasından kalan leblebicilik mesleğinin beşinci kuşak temsilciliğini yapıyor. Babasının kendisine 1960 lı yıllarda ilçede 365 leblebici olduğunu anlatan Hulusi Şenarslan, günümüzde ise bu mesleği ilçede sürdüren 2 kişi kaldıklarını aktardı. 6. kuşaktan oğluyla birlikte mesleği yaşatmaya çalışıyor.
BEN BEŞİNCİ KUŞAK OLUYORUM. BİZDEN SONRA LEBLEBİCİLİK YOK GİBİ
İşyerinde ailesinde bu işi yapan 4 kuşağın da fotoğraflarının bulunduğunu belirten Hulusi şenarslan, "Büyük dedem 1850 yılında başlamış bu işe. Sonra dedem ve babam devam ettirmiş. Şimdi de ben oğlum ile devam ettiriyorum. Ben 5. kuşağım. ‘’ Leblebicilik zor iş. Emek ve uğraşı isteyen meslek. Genç kuşak heves etmiyor. Bizden sonra leblebici yok gibi" dedi.
NOHUDUN 2 AYDA LEBLEBİ HALİNE GELDİĞİNİ ANLATTI
Oğlu Eyüp ile bu işe devam ettiğini kaydeden Hulusi Şenarslan, leblebinin nasıl yapıldığını da şöyle anlattı:
"Eskiden Suğla ovasında ekilip yetişen nohutları işlerdik. Bu bölgede bitince Balıkesir, Uşak, kırkagaç şehirlerinden en iyisini aramaya başladık. Nohut oralardan alındıktan sonra eleme sınıfından geçirilir. Eleme yapıldıktan sonra bakır kazanlarda tavlama yapılır. Kuru olarak ikinci tavlama yapılır, sergilere yatırılır. Nohut kabuklarını bırakır. Daha sonra belli süre bekler. 2 ay kadar bekleme süresi vardır. Leblebi olmadan 1 gün önce belli miktarda su verilir. Leblebi ateşte ezilerek kabarır ve kavrulur. Kabuk soyma işlemi bittikten sonra kızartma işlemine geçilir. Kızartma işlemi de yapıldıktan sonra müşteriye sunulur."