Bir zamanlar okullarda okunan andın yazarı Dr. Reşit Galip!
REŞİT GALİP KİMDİR?
Reşit Galip ya da Mustafa Reşit Baydur 1893 yılında Rodos'ta doğdu. Babası mahkeme reislerinden Mehmet Galip Bey, annesi Rodoslu Münevver Hanım'dır. İlk ve ortaöğrenimini Rodos'ta tamamladıktan sonra liseyi İzmir'de okudu. Milliyetçi, hırslı, heyecanlı bir gençti. II. Meşrutiyet'in temmuz ayında ilan edilmesinden esinlenerek lisenin son sınıfında iken “Ferday-ı Temmuz” adlı bir gazete çıkardı.
1911'de İstanbul Tıbbîye Mektebi'ne girdi. Tıbbiye öğrencisi iken arkadaşları için “Hakikat” gazetesi adlı bir gazete ve “Sivrisinek” adlı karikatür dergisi çıkardığı gibi, İstanbul'da çıkan çeşitli gazetelerde yazıları yayımlandı. Okulda Türk Ocakları'nın bir şubesini açtı ve diğer askeri okullardaki ocakların müfettişliğini üstlendi. Öğrenciliği devam ederken gönüllü olarak Balkan Harbi'ne katıldı ve yaralandı. Ardından I. Dünya Savaşı'na katılmak için gönüllü odu; Çatalca ve Kafkasya Cephelerinde savaştı; Erzurum’da hastalanarak geri döndü. Tıbbiye’yi 1917'de bitirebildi.
Mezuniyetinden sonra aynı fakültede asistan olarak çalıştı. Beğenmediği öğretim sisteminin yenileştirilmesi için “Mekteb-i Tıbbiye” adlı bir broşür yayınlayan Reşit Galip, bir sonuç alamayınca istifa etti.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI OLDU
Dolmabahçe'de cumhurbaşkanının sofrasında bulunduğu bir gece, Milli Eğitim Bakanı Esat Bey'i eleştirmesi, Reşit Galip'in Atatürk'le çatışmasına neden olmuş, kısa bir süre için ilişkilerini gölgelemişti. Ancak çok geçmeden Esat Bey istifa edince 19 Eylül 1932'de bakan olarak Reşit Galip Bey atandı.
ANDIMIZI O YAZDI
26 Eylül 1932'de açılışı yapılan Türk Dil Kurumu'nun başkanı Samih Rıfat Bey hayatını yitirdiğinde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanı sıra bu kurumun başkanlık görevini üstlendi. Bakanlığı sırasında ilkokuldan başlayarak öğrencilere Atatürk ilkelerine bağlılık ruhu aşılamaya yönelen Reşit Galip Cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası’nı açış konuşmasında da bu metni tekrar etmişti. Bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda bu ant sürekli hep bir ağızdan okutulmuştur. Dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Anadolu Medeniyetleri Müzesi onun bakanlığı döneminde tasarlandı. Milli bir müze kurulmasının yanı sıra Milli Kütüphane ile İlimler ve Sanatlar Akademisi'nin kurulması onun bakanlık dönemine kararlaştırılmıştı.
ZATÜRREDEN ÖLDÜ
Bakanlıktan ayrıldıktan sonra rahatsızlığı zatürreye dönüşen Reşit Galip, 5 Mart 1934 günü kitaplarının yanı başında, demir karyola içinde hayatını kaybetti. Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi. Reşit Galip Bey, evli ve 3 çocuk babasıydı.
Andımız neden değiştirildi?
Son günlerin tartışma konusu olan "Andımız" bugüne kadar 3 kez değiştirildi. 1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olduğu dönemde söylenmeye başlanan andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti. Peki, Andımız kim tarafından yazıldı, hangi evrelerden geçerek bugüne geldi?
Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca "faşizan bir uygulama" olduğu iddiasıyla eleştirilen ve bu söylemler doğrultusunda sık sık tartışılan bir uygulama olan Andımız, 1933'ten 2013'e kadar ilkokul çocuklarının her sabah okuduğu bir metin olarak kesintisiz olarak hayatlarımızda yer almıştı.
1932'de dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazılan ve yürürlüğe konulan "Ant" 1972'de ve 1997'de yapılan küçük değişikliklerle bugüne geldi. 12 Eylül 1980 darbesine kadar sınıflarda derse başlamadan önce yapılan bu kısa ritüel, darbeden sonra okul avlularında toplu halde yapılmaya başlandı.
Andımızın ilk hali ile son hali arasında büyük farklar yok. İşte Türkçe ezanın da yazarı olan Reşit Galip Bey'in yazdığı "Ant":
ÖĞRENCİ ANDI (1933)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ant, 1972 yılında değiştirildi. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesi'nde andda yer alan "budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştirilirken "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan cümle ile sonra yer alan "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesi eklendi:
ÖĞRENCİ ANDI (1972)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
ÖĞRENCİ ANDI (1997)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, 2013'te Andımızın Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi.
Türk Eğitim Sendikasının uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay'da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi.
Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.
Andımızın kaldırılması kararı Türkiye sınırlarında geçerli olmakta birlikte, KKTC'deki okullarda halen okunmaktadır.