Dondurmanın tarihçesi

Dondurmanın tarihçesi ile ilgili bilgiler arasında, Moğol İmparatorluğunda yapılan meyve, buz ve sütün karışımından söz edilir. Daha sonra imparatorluğun sınırlarının genişlemesi ve Arap tüccarların aracılık etmesiyle dondurma Avrupa’ya getirildi.

Roma İmparatoru Neron. Gladyatör dövüşlerini seyrederken kendisine lezzetli yiyecekler sunan çeşni başlarını ödüllendirmesi gelenek haline gelir. Günlerden bir gün çeşni başlarından biri dağın zirvesinde topladığı karlara bal ve meyve katarak İmparatora sunar. Bu leziz tatlıdan etkilenen ünlü diktatör, ertesi gün kölelerini kar toplamaya gönderir. Böylece dondurma tarih sahnesinde yerini alır. İtalyan düşesi Catherine de’ Medici, Fransa kralı 2. Henri ile evlenmek üzere gittiği Fransa’ya ünlü şefleri de davet eder. Şeflerin, “sorbe” denilen donmuş meyve sularıyla hazırlanan bu lezzet ile davetlileri etkilediği söylenir. Tam bir asır sonra İngiliz Kralı 1. Charles yediği bu soğuk tatlıyı çok sever ve yapan ustaya formülü gizli tutmasının karşılığında ömür boyu emeklilik teklif eder.
Antik Yunanistan’da kar, içecekleri soğutmak amacıyla kullanılıyordu. Tıbbın babası sayılan ünlü Doktor Hipokrat, soğutulmuş içeceklerin mideye zararlı olduğunu söyledi. Dağlardan toplanan kar sağlıksızdı, kalın bağırsakta sancılara ve kasılmalara sebep olmakta idi. Günümüzde bademcik ameliyatı olanlara, ameliyat sonrası dondurma yedirildiği bilinmektedir.

Türkiye, kendine özgü dondurması ile adeta özdeşleşti. Kahramanmaraş dondurması sırrını, Ahir Dağı yaylalarında yetişen kekik ve yabani orkide çiçekleri ile beslenen keçilerin sütünden ve gene orkidelerin yumrularından elde edilen salepten alır. Elbette dondurmanın kıvamını tutturmak için çaba gösteren ustanın sabrını da takdir etmek gerekir.
Ülkeler arasında farklılıklar görülmekle birlikte veganlar da düşünülmüş. Hindistancevizi sütü, soya sütü veya badem sütü ile hazırlanan dondurmalar tüm dünyada seçenekler arasında yerini alıyor.