Her yerde bulunan ölümsüzlük bitkisi: İğde!

Dr. Ebru Erbay'ın yaptığı çalışma, tıp tarihine geçecek nitelikte önemli bulgular ortaya koyuyor ve damar sertliğiyle mücadelede yeni bir perspektif sunuyor.

Fareler üzerinde yapılan çalışmalara göre, palmitoleik asidin bilindiği gibi zararlı değil, aksine koruyucu bir etkisi var.

Yapılan deneylerde fareler yüksek kalorili gıdalarla beslendi.

Damar sertliği oluşan farelere bir çeşit yağ olan palmitoleik asit verildiğinde damar sertliğinin durduğu gözlemlendi.

Damar sertliğini önlemenin yolunu bulduğunu düşünen Dr. Erbay’ın sıradaki hedefi çalışmalarına insanlar üzerinde devam etmek.

Yine şişmanlar ama uzun ve bunamadan yaşıyorlar.

Bunların sırrının gen havuzumuzda ve genlerin ürettiği metabolitlerde olduğunu düşünüyorum. Bu sırların biri de vücudumuzun ürettiği palmitoleik asittir. Gılgamış Destanı’nda aranan ölümsüzlüğün sırrını taşıyan bitki belki de topraklarımızda bulunan ve palmitoleik asitten zengin olan iğdedir” diyerek çalışmasına konu olan palmitoleik asidin önemini vurguluyor.

C vitamini yönünden zengin olan iğdenin yararları zaten uzun süredir biliniyordu ve halk arasında yaygın olarak kullanılıyordu. İğdenin egzama tedavisinden, kadınlardaki afrodizyak etkisine kadar çeşitli kullanım amaçları var. Olgunlaşmış iğde meyvesi, oldukça düşük kalorili olması bakımından diyetlerde yer alabilecek harika bir atıştırmalık. Ayrıca diyet sırasında vücudun ihtiyaç duyduğu pek çok önemli bileşeni de içeriğinde barındırıyor. Ancak, çok fazla iğde tüketmenin kabızlığa neden olduğunu belirletelim. İğde yaprakları ve çiçeği kaynatılarak egzamanın harici tedavisinde kullanılabiliyor. İğde, çok güçlü bir antiseptik olduğu için kaynatılan suyunun içilmesi boğaz ağrılarına iyi geliyor. Ayrıca bu suyu gargara yaparak ağız temizliğinde de kullanabilirsiniz. İğdenin meyvesi ve yaprakları kaynatılıp çay olarak tüketildiğinde kış hastalıklarına karşı direnci arttırıp, vücudu koruyor. Ortaya çıkan yeni faydasından sonra iğdenin hayatımızda daha fazla yer bulacağı kesin.