Konya’ya ait geleneksel düğün pilavımız
Tarihci yazar; Mehmet Kiraz
Düğün pilavını eskiden kadın, erkek aşçılar pişirirdi. Düğün sahibi, düğün gününden 3-5 gün önce aşçıya kaç sofralık düğün pilavı dökeceğini bildirir. Aşçı da ona göre çarşıdan alınacak et ve diğer malzemelerin miktarını söyleyerek hazırlatırdı. Konya düğünlerinde kadın aşçılarda önemli yer alırdı. Buna örnek olarak meşhur HACI BODUÇ isimli kadını gösterebiliriz. Hacı Boduç dul, güngörmüş, geçirmiş bir kadındır. Son günlerinde eski el işlerinin alınıp satıldığı Kadınlar pazarının Yılanlı Medrese’nin girdisine çıktısına karışan sözü tutulan bir hanımdır. O kadar güzel düğün pilavı pişirirmiş ki zamanın belediye başkanı, soyadı kanunu çıktığında Hacı Boduç’a “ iyi pilavcı” soyadını tavsiye etmiştir.
Düğün pilavı döküleceği günden bir gün evvel hazırlıklarına başlanırdı. Tabi bunlar evin avlusunda ya da bahçesinde olurdu. Gece etler pişirilir, sabaha yakın diğer yemekler hazırlanırdı. Eskiden tüm et pişirilir ve koyun eti olurdu. Bu etin kırıntı ve döküntüleri ayrı bir leğende toplanarak düğünden önceki gece soğanlı, sumaklı tirit yapılarak düğün sahibinin yakınlarına, damadın arkadaşlarına ve uzaktan gelen misafirlere, yakın konu komşuya ikram edilirdi.
Düğün sabahı, namazdan sonra yemek örnekleri bir tepsiye konularak pilav kazanının üstüne yerleştirilir ve kazan dua ile açılırdı. Düğün sahibi de aşçı ve yamaklarına bahşiş verirdi. Genellikle düğün pilavı Pazar sabah 08.00 de başlar, saat 11.00 e kadar devam ederdi. Düğüne okuntu ( davetiye) ile çağrılanlar geldiği gibi, davet edilmemiş olanlar, hatta garipler, akıldan özürlüler de gelirdi. Hiçbir kısıtlama olmadan sofraya oturabilirlerdi.
Yemekler sırasıyla; yoğurtlu düğün çorbası, pilav üstüne üzerine konulmuş tüm koyun eti olurdu. Bu eti herkes ortadan olmak üzere eliyle yerdi. İrmik helvası, bamya çorbası, zerde pilav hoşaf ve ya mevsime göre divlek (kavun) üzüm vs. olurdu. Bugün artık aşçı takımı yemeklerinden tüm et yerine: kazanda pişirilmiş dana kuşbaşı, hoşaf yerine konsantre portakal veya vişne suyu ikram edilmektedir. Ayrıca günümüzde pilavlarda eskiden farklı olarak takviye adı ile birkaç defa etli pilav, bazen diğer misafirlerin görmemeleri için TAHTELBAHİR (Deniz altı) adıyla pilavın içine gömülmüş et ikram edilir.
Düğün yemekleri aynı kaptan, ortadan Müslüman artığı Müslüman’a şifa varsayılarak tahta, bağa, demirhindi, boynuz kaşıklarla yenilir içilirdi. Çok eskiden de herkes kaşığını kuşağına sokarak sofrasına otururmuş. Kaşıklar hiçbir zaman ağzı açık şekilde konulmaz, dağıtılan su aynı bardaktan sıra ile içilirdi. Eski yıllarda sofralar divan sinileri üzerine kurulur, altına sofra bezi ve etrafına kıvratma peşkirler ( havlular) geçirilirmiş. Yemekler yenilip, hoşaf içildikten sonra sofrada birisi tarafından sofra duası okunarak son lokma sünnet olarak yenildikten sonra sofradan kalkılırdı. Sonrada o meşhur el yıkama çeşmelerinde eller yıkanır, bazen çok el silmekten ıslanan havlu ile de el silinirdi.
Davetlilerin gelmesi bittikten sonra artan yemekler hısım akrabaya, yoksullara, çocuk yuvası, hapishane gibi yerlere ve düğüne gelemeyenlere verilirdi. Güzel bir adetti bunlar o yıllarda. Maalesef son yıllarda düğünlerde pilav dökme geleneği tabiri caizse yozlaşarak eski güzelliğini yitirmiştir. Bazı düğün sahipleri çift davetiye bastırıp misafirlerinden bir bölümünü sadece nikâh törenine, bir bölümünü de düğün pilavına okuyarak ( davet ederek ) çağırmaktadırlar. Konya’nın güzel geleneklerine ne kadar aykırı bir hareket bu! Hele bazı düğün sahipleri de bastırdıkları lüks davetiyelere çocuk getirilmemesini, davetlilerin düğün pilavına gelirken davetiyelerini de beraberinde getirmelerini ve kapıdakilere göstermelerini not olarak bildirmektedirler! Çok ilginç bir şey bu. Çünkü gelen misafir sadece kısmetini yer düşüncesindeyim ben. Sanki misafir sinemaya yâda tiyatroya gidiyor değil mi?
Yine günümüzde artık düğün pilavları lüks düğün salonlarında ve bahçelerinde klasik usullerden ayrılarak menü şeklinde olmaktadır. Konya PİLAV GELENEĞİNİ kaybediyor muyuz ki sizce de. Aşçı takımları da düne göre bugün çok farklı bir şekil almıştır. İş daha pratik ve kolaylaştırılarak düğün sahiplerini bazı külfetlerden kurtarmıştır, buda bir artısı olabilir. Aşçılar ve düğün salonları şimdi bütün malzemeleri hazırlayıp düğün sahibine sadece parasını vermek kalmaktadır. Konya’da düğün pilavı dökmek olan, erkek çocuğu everme veya erkek çocuğun sünneti görgü ve ailenin mürüvvet görme sevincinden kaynaklanmaktadır.