Suğla gölü ekosistemini bozdular

O günlerde suğla gölü daha temizdi. Çok su vardı. Balığık çeşitlerinin yanı sıra su ürünlerinden istakoz ve kurbağa da büyük gelir kapısıydı.

Beyşehir’den doğup Suğla gölüne akan Çarşamba kanalı büyük bir akarsu idi.

Suğla ovasını sulayarak geçen bu akarsu bölgeye medeniyet getirmişti.
Ben, yine başa dönüp Suğla Gölü’ne odaklanayım. Göl etrafında ve Çarşamba kanalı kenarında birtakım faaliyetlerin yapıldığı dikkatimi çekti. Sorduğumda ise gölün etrafı yığma olarak çevrilecek yeni de bir (BSA) Beyşehir, Suğla, Apa kanalı açarak Çumra ovasına kadar uzanacağını söylediler. Yani göl ufalıp yapay olacak. BSA kanalı devasa bir şekilde açılarak verimli topraklar su altında kalacaktı.  O günlerde hem suğla ovası hem de çevre yerleşim yerlerinin çiftçilerini karalar bağlamıştı. Ne balık çeşitleri ne de onlarca kuş türünün binlerce ferdine ev sahipliği yapacak hali kalmıştı. Yarıdan fazlası kuruyan göl, ekosistemi ne yazık ki insanlığın yarattığı bir sonuç olarak orada durmaktadır.

Fotoğrafçıların, televizyoncuların, gazetecilerin ve tabii ki şov sever siyasilerin popülist yöneticilerin güzel olduğu zamanda sökün ettiği Suğla Gölü’ne şimdilerde pek uğrayan yoktur.

SUĞLA GÖLÜ: Seydişehir'e 18 kilometre uzaklıktadır. Göl yaklaşık olarak 40 km2'lik bir alanı kaplamaktadır. Tarımsal projelere su sağlamakla birlikte az da olsa balıkçılık da yapılmaktadır.