Türkiye ihracat seferberliği Konya zirvesi sona erdi
T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş katıldığı özel oturumun ardından ihracata yön veren isimlerin katıldığı panel ve özel oturumların yer aldığı Zirve, Konya iş dünyasının yoğun ilgisini çekti.
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem’in moderatörlüğünde gerçekleşen Zirve’nin ikinci panelinde Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü, “Konya bize tahıl ambarı olarak öğretildi. Bu doğru bir bilgidir. Özellikle KOP projesiyle daha da gelişmiş bir seviyeye geldi. Ancak 1970’li yıllarda Konya sanayileşti. Bugün Türkiye’nin en büyük sanayi şehirlerinden biri haline geldi. Bugün Konya Organize Sanayi, Türkiye’nin en büyük 3’üncü organize sanayi bölgesidir. 23 milyon metrekare bir arazide yaklaşık 600’ün üzerinde fabrikamızın üretim yaptığı bir bölgedir. İhracatımızda da 10 yılda yüzde 52 oranında bir artış yakaladık. Konya hem tahıl ambarı hem de önemli bir sanayi kentidir” diyerek Konya’nın sanayileşmesine vurgu yaptı.
Panelde konuşan Torku CEO’su ve İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Akın ise, şirketin Konya Şeker olarak kurulduğu 1952 yılından bu yana kat ettiği yolu anlattı. 2004 yılında şirket olarak önemli bir atılım yaptıklarını ifade eden Akın, Türkiye’nin en büyükleri arasında yer almaktan gurur duyduklarını söyledi. Gıda sektöründe Türkiye’nin en büyük 10’uncu firması olduklarını ifade eden Akın, “Konya’da kurulmuş bir şirket Türkiye’nin ilk 10’unda. Bu bizim için çok büyük bir gurur kaynağı” dedi.
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Mehmet H. Şenel ise Konya’nın Orta Anadolu’daki önemini anlattı. Şenel, “Konya’nın son 10 yılına baktığımızda büyük bir yükseliş var. Son 10 yılda Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 48 artarken, Konya’nın genel ihracatı yüzde 134 artmış durumda. Dış ticaret yapan 12 il arasında Konya 2 katı dış ticaret fazlası veriyor. Tabi bu durum bulunduğu bölgeyi de çok olumlu etkiliyor” diye konuştu.
E-ihracat yenidünyanın ticaret sırrı mı?
WWB E-Ticaret Ajans Genel Müdürü Ahmet Yağlıcıoğlu “Yeni Dünyanın Ticaret Sırrı: E-İhracat” başlıklı konuşmasında, yenidünyanın ticaret sırrı e-ticaret’in dönüşerek klasik ihracat yöntemleri kadar değerli olan e-ihracat platformuna dönüştüğünü söyledi. Pandemiyle ivme kazanan online perakendenin gücünün yadsınamayacağının altını çizen Yağlıcıoğlu, şunları söyledi:
“E-ihracat’ta online ticaret nereye geldi? En çok bunu merak ediyoruz. Size kısaca birkaç rakamla geldiğimiz yeri özetlemek istiyorum. E-ticaret hacmi dünyada şu an 5 trilyon dolar, 2018 yılı ile kıyaslandığında yüzde 42 bir artış söz konusu. Bu alanda dünya devleri Aliexpress, Amazon, eBay’dan sonra, Türkiye’den çıkan Trendyol, Getir markaları, bizim de bu alanda iddialı olduğumuzu gösteriyor. Türkiye’nin temel olarak online alışveriş alışkanlıkları değerlendirildiğinde yaş ortalamasının 40 seviyesinde kaldığını görüyoruz. Mobil uygulamalarda önde gelen ülkeler arasında olmamıza rağmen, e-ihracat henüz yüzde 1 seviyelerinde. Türkiye’de üretilen ürünleri kur avantajıyla satmamız mümkün. Bu alana girecek yatırımcı ve girişimcilere tavsiyemiz, doğru planlama doğru fiyat taktikleri ve iyi bir araştırma yapmalarıdır. Yol haritalarını net olarak önlerine almaları gerekiyor. Bu kapsamda devlet teşvikleri de çok önemli. Bu konuda yeni yasaları takip ediyoruz. 10 ay gibi vadede yatırımın geri alınması bu teşviklerle mümkün.”
‘İhracatın gelişmesi için ihracat desteği ile finansmanı bir araya gelmeli’
‘İhracatın Finansmanı ve Sürdürülebilir Finansman’ başlığıyla gerçekleşen Zirve’nin son panelini ise Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem yönetti. T.C. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, ihracat konusunda temel politikaları ortaya koyduklarını, ihracatçılara ticari istihbarat ve pazar bilgilerini en iyi şekilde verdiklerini söyledi. İhracatçılara yönelik ham madde ve yarı mamul teşvik politikaları olduğunu hatırlatan Kılıçkaya, “Yıllar itibariyle ihracatçılarımıza çok çeşitli alanlarda destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. Nakit hibe desteklerimizin yanı sıra pazarlamanın her türlüsüne destek veriyoruz” diye konuştu.
Yeni bir mevzuat üzerinde çalıştıklarını ve söz konusu mevzuatın son aşamasına geldiklerini ifade eden Kılıçkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eski mevzuatımızı sadeleştirdik ve çok daha kısa bir hale getirdik. Ayrıca destek oranlarını da sadeleştirdik ve yüzde 50 ve 75 olarak iki temel destek oranı belirledik. İhracatta uzak ülkeler stratejimiz çerçevesinde hedef ülkelere yönelik ihracatlarda yüzde 25 daha ek destek vereceğiz.“
İhracatın önemli olduğunu ve firmaların yüzünü dış pazarlara dönmek istediğini ifade eden Kılıçkaya, “İhracat destek ofisleri bunun için var. Bu arada ihracatın geliştirilmesi için ihracat desteği ile finansmanı bir araya getirmek çok önemli” diye konuştu.
‘Toplam aktiflerimizde kredilerin payı yüzde 89’
Türkiye’nin tek resmi ihracat kuruluşu olduklarını ve ihracatçıya destek vermeye devam ettiklerini ifade eden Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, ihracatçı firmalara global finansman sağlayarak rekabette öne çıkmalarını amaçladıklarını söyledi. 2021 yılında 46,1 milyar dolar ihracat kredisi kullandırdıklarını ve toplam ihracat kredileri içindeki paylarının yüzde 52,3 olduğunu anlatan Güney, “Toplam aktiflerimizde kredilerin payı yüzde 89. Bu oranla bankacılık sektöründe açık ara lideriz. Banka olarak önem verdiğimiz bir diğer konuda alacak sigortası. 2021 yılında ihracata hazırlık kredilerinin yanı sıra 23,6 milyar dolar alacak sigortası yaptık. Finansman sağlamaya gayret gösteren bir kuruluş olarak alacak sigortasını da en avantajlı ürünlerden biri olarak görüyoruz. Bu yılın ilk altı ayında da 10,6 milyar dolar nakdi kredi desteği, 13 milyar dolar da alacak sigortası desteği sağladık. Yılsonu hedefimiz ise 50 milyar dolar” diye konuştu.
Yurtdışı sermaye piyasalarından ciddi anlamda fon temin edip ihracatçılara destek sağladıklarını ifade eden Ali Güney, Türkiye’ye yurtdışından fonlama sağlayan üçüncü büyük banka olduklarının altını çizdi. İhracatçıları yeşil mutabakat kapsamında sürdürülebilirlik dönüşümlerini başlatmaları için teşvik ettiklerini belirten Güney, KOBİ’lere de pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi. KOBİ’lerin en büyük sorununun teminat oluşturmaları olduğuna dikkat çeken Güney, bu amaçla TİM ile birlikte 2022 başında İhracatı Geliştirme A.Ş.’yi (İGE) kurduklarını hatırlattı. İGE’nin yüksek teknolojili, katma değerli KOBİ’leri desteklediğinin altını çizen Ali Güney, bugüne kadar bin 500’ün üzerinde KOBİ’ye 4,6 milyar dolarlık destek sağladıklarını ifade etti.
‘İGE ihracatçı KOBİ’lere destek vermek amacıyla kuruldu’
Panelde konuşan İGE Genel Müdürü Kasım Akdeniz de ülkemizde geleneksel olarak sermaye yetersizliği problemi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“İSO 500’deki firmaların bilançolarında yüzde 30 özkaynak, yüzde 70 yabancı kaynakla çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye’nin en büyüklerinde durum böyle olduğunda KOBİ’lerin finansman ihtiyacını siz düşünün. Tabi finansmanın arzı tarafında da çok çeşitlilik yok. Ana kalem banka kredileri. İhracatçı KOBİ bankaya gittiğinde, banka doğal olarak riskini yönetmek için teminat istiyor. Bu da KOBİ’lerin finansmana erişimini kısıtlıyor. Biz KOBİ’leri önemsiyoruz. Çünkü refahı yaygın bir şekilde artıracaksak bunun yolunun KOBİ sayısını artırmaktan geçtiğine inanıyoruz. Rakamlara baktığınızda toplam istihdamın yüzde 72’sini, toplam cironun neredeyse yarısını, ihracatın yüzde 36’sının KOBİ’ler tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Buna bağlı olarak KOBİ’lerin toplam kredilerden aldığı payın yüksek olmasını bekliyoruz. GSYH’ya yüzde 25 katkı sağlayan KOBİ’ler toplam kredilerden yüzde 12 pay alıyor. Bunun da yarısı Eximbank tarafından karşılanıyor. İGE’nin kuruluşunun önemli gerekçelerinden biri de ihracatçı KOBİ’lere destek vermek.”
İGE’nin toplam krediler içerisinde ihracat kredilerinin payını artırmak, ihracat kredileri içinde de ihracatçı KOBİ’lerin payını artırmak için kurulduğunu ifade eden Kasım Akdeniz, “Bankacılık sektörünün kendi dinamiklerinde bu sorunu çözeceğiz. Bankaların ihracat kredisi kullandırırken aldıkları riski aşağı çekmek için teminat veriyoruz. Biz münhasıran ihracat kredileri için kefalet vermek suretiyle ihracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için kurulduk.
Temmuzda 20 bankayı İGE’ye ortak yaptık. Eylül ayından itibaren 21 banka üzerinden ihracatın finansmanına yönelik kefalet vereceğiz” dedi.
İGE olarak ihracatçıya dokunmadıklarını, kredi sağlayan kurumların arkasında durduklarını anlatan Akdeniz, şunları söyledi:
“Bu paketten yararlanmak isteyen KOBİ’ler Eximbank’a başvuruyor. Eximbank yaptığı değerlendirme sonrasında firmaları bize yönlendiriyor. Biz de elektronik ortamda ve standart bir şekilde değerlendirmemizi yapıp kabul ya da ret olarak geri dönüyoruz. Bugüne kadar bin 808 başvuru aldık. Bunun bin 681’ini kabul ettik. Yani kabul-ret oranımız 93’e 7. Eylül ayından itibaren yeni katılan bankalarla birlikte Türkiye’nin her yerindeki ihracatçıya bu sistemi yaymayı hedefliyoruz.”
Güçlü Sponsor Desteği
Konya’da gerçekleştirilen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nin ana sponsorluğunu Halkbank, Kalyon Enerji, Konya Büyükşehir Belediyesi, Koza Altın İşletmeleri, Türk Telekom üstlendi. Bera, KargomSende, Mekpan Panel ve Torku ise Zirve’nin destek sponsorları arasında yer aldı.