Türkiye kurumsal yönetim derneği Konya’da

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD, kurumsal yönetim anlayışını yurt çapına yaymak amacıyla sürdürdüğü seminerlere Konya ile devam etti.

“Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim Uygulamaları” semineri Garanti BBVA sponsorluğunda, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi iş birliği ve Konya Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlendi.  Seminerde aile şirketlerinin kurumsallaşma süreçlerine dair bilgiler paylaşıldı.

Kurumsal yönetim anlayışının Türkiye’de tanınması ve gelişmesi amacıyla faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Anadolu'da kurumsal yönetimi anlatmaya devam ediyor. 2024 yılı Anadolu Seminerleri Manisa, Aydın ve Adana’dan sonra 1 Ekim’de Konya’da gerçekleşti.

Konya Sanayi Odası’nda gerçekleşen seminerin açılış konuşmalarını TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Büyükegen ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya yaptı.

Açılış konuşmalarının ardından, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü ve Köşe Yazarı Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen seminerde; TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Garanti BBVA KOBİ Bankacılığı Pazarlama Direktörü Nurdan Tunay Günaylı, İstanbul Ekonomi Araştırma Yönetici Ortağı ve TKYD Ekonomi Danışmanı Can Selçuki, Yıldız Pul Otomotiv Motor Parçaları Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Acar konuşmacı olarak yer aldı.

Yaşanan değişimler alışık olduğumuz iş yapma şekillerimizi geçersiz kıldı.

Seminerde açılış konuşmasını yapan TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği olarak, kurumsal yönetimin temel unsurlarının daha iyi kavrandığı, içselleştirildiği ve etkin bir şekilde uygulandığı bir anlayışın yaygınlaşmasına katkı sağlama hedefiyle 21 yıl önce yola çıktık.  Kurumsal yönetim konusu artık her kapıyı açan bir anahtar haline geldi.  Hepimizin iş hayatında geçirmiş olduğu dönemlere dönüp baktığımız zaman değişimlerin, krizlerin olduğunu görüyoruz. Ancak içine girdiğimiz süreç, öyle bir değişim ve öyle bir belirsizlik ortamı yaratmış durumda ki,  her alandaki baskı o kadar fazla arttı ki geçmiş bilgilerimiz ve tecrübelerimiz geleceği açıklamakta yetersiz kalıyor.

Bu belirsizlikler önümüzdeki dönemde daha da artabilir. Dolayısıyla artık derin problemlerle karşı karşıyayız. Dünya üzerinde yani jeopolitik risklere baktığımız zaman bambaşka bir tablo var. Diğer yandan dijitalleşme önemli bir yer edinmeye başladı, iş yapma şekillerini ve iş modellerimizi değiştiriyor. Bu değişimler alışık olduğumuz iş yapma şekillerimizi geçersiz kılıyor.

Bu yarışta ayakta kalmak zor ve artık koşmak zorundasınız

Bu yüzden mutlaka ve mutlaka artık kurumlarımızın, şirketlerimizin yönetim anlayışının yönetim felsefelerini ve modellerini güncellemek zorundayız. Şirketlerimizi bu anlamda tekrar donatmamız ve yeni iş yapma modellerini hayata geçirmemiz gerekiyor. 21 senedir artan bir ivmeyle bunu anlatmaya çalışıyoruz. Şirketlerimizin başarılı olabilmesi için mutlaka sistemle dayalı yönetim felsefesinin geliştirilmesi gerekli.” dedi.

Aile şirketleri sadece aile bireylerinin değil toplumun da milli değeridir

Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Büyükegen de; “Konya’da bugün sanayi üretimi yapan 12 organize sanayi bölgemiz, 120’nin üzerinde sanayi teknoloji endüstri bölgemiz ve diğer sanayi alanlarımız var. Türkiye'nin öncü şehri haline gelen Konya, 3 bin 400’ün üzerinde ihracatçı firmamızla 195 ülkeye yıllık 3 milyar doların üzerinde ihracat yapılıyor. İhracatımızın %95’ni sanayi ürünleri oluştururken, Türkiye'nin dördüncü büyük makine ihracatçısı olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Dünyada şirketlerin çoğunluğu ülkemizdeki gibi aile şirketleri. İkinci veya üçüncü nesiller de iş başında bulunuyor. Dolayısıyla aile şirketlerimizle sürdürülebilir insan sağlamak için aynı zamanda kurumsallaşma ve aile anayasası gibi kavramların daha da hakim olması gerektiği bir dönemin içerisindeyiz. Şirketleri dedelerimiz, babalarımız veya biz de kurmuş ve büyümüş olabiliriz ancak bu şirketler artık sadece aile bireylerinin değil toplumun ve ülkenin milli değerleri haline gelmiştir. Bu sorumlulukla hareket etmek, kurumsal yönetim anlamında gereken tüm adımları atmak mecburiyettir. Dolayısıyla sürdürülebilir olmayan ve kapanan sadece bir şirket değil ülkemizin sermayesidir, ülkemizin değeridir. Bu yüzden üretimi destekleyen sürdürülebilir kılan tüm mekanizmaların kurumsal bir yapı ile canlı tutulması gerekmektedir. “ dedi.

Tüm iş ortaklarımızın büyüme ve kurumsallaşma hikâyelerinde yanındayız

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya da yaptığı konuşmada, “Aile şirketlerimiz bugün hiç şüphesiz ki ekonomimizin, iş dünyamızın itici gücü konumunda. Türkiye, %99’unu KOBİ’lerin oluşturduğu gelişmekte olan bir ekonomi ve bu şirketlerimizin neredeyse %95’i de aile şirketi konumunda. Dolayısıyla yatırımlarıyla, üretimleriyle, istihdamıyla, tüm dünyaya ihracatlarıyla Türkiye ekonomisini ayakta tutan, büyüten ve güçlendiren bu şirketlerimizin sürdürülebilirliğini, uzun ömürlü olmalarını sağlamak son derece önemli. Bunu sağlamanın yolu da kurumsallaşmadan, kurumsal yönetim ilkelerini benimsemekten geçiyor.

Garanti BBVA olarak her ölçekten müşterimizin, yönetimsel ve finansal anlamda sağlam, sürdürülebilir bir yapıya sahip olmasını fazlasıyla önemsiyoruz. Dünyayla rekabet edecek güçte, adil, şeffaf, sürdürülebilir bir iş modeliyle hareket eden her bir şirket, aynı şekilde güçlü bir ekonominin temel taşı. Bu inançla, birlikte yol aldığımız her işletmemizin büyümesine, ülkeye kalıcı değer yaratmasına katkı sağlamayı önceliğimiz kabul ediyoruz. Geliştirdiğimiz finansal çözümlerin yanında; kendimizi, müşterilerimizi geleceğe taşıyacak bir rehber, profesyonel dönüşümlerinde onlara yol gösteren bir danışman olarak konumluyoruz. Rekabet çok çetin, değişimin çok hızlı olduğu günümüz dünyasında, en küçük ölçekli işletmeden en büyük sanayi kuruluşuna kadar, tüm iş ortaklarımızın büyüme ve kurumsallaşma hikâyelerinde yanındayız, olmaya da devam edeceğiz.” dedi

Türkiye’nin verimliliğini artırması yani Konya'nın yapabildiğini yapması lazım

Açılış konuşmalarının ardından İstanbul Ekonomi Araştırma Yönetici Ortağı ve TKYD Ekonomi Danışmanı Can Selçuki, “Bugünün yüksek enflasyon ve faiz döneminde tutup da jeopolitik risklerden veya AB’nin yaptıklarından bahsetmek bazen günlük kaygılar çerçevesinde dikkatimizi veremediğimiz konular olabiliyor. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Türkiye'de artık ekonomiyi dışa daha az bağımlı hale getirmemiz lazım. Bunun 2 tane temel alanı var. Birincisi belirli yapısal dönüşümleri yapmamız lazım. Türkiye’nin verimliliğini artırması yani Konya'nın yapabildiğini yapması lazım. Konya'nın kişi başı ihracat rakamlarına ve ihracatındaki ithalat gerisine baktığımızda hakikaten Türkiye'nin aslında bir bütününde yapması gerekeni Konya'nın gerçekleştirdiğini görüyoruz. Konya verimlilik seviyesinde hakikaten fiyat temelli rekabet değil kalite temelli katma değer temelli rekabeti sağlayabilmiş bir şehrimiz.  Şimdi bizim bunu Türkiye genelinde yapmamız lazım.” derken;

Büyümenin ilk durağı kurumsallaşmaktan geçiyor

Yıldız Pul Otomotiv Motor Parçaları Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Acar da; “Kurumsal yönetimle ilgili olarak kendimizi bu konuda yeterli görmeyerek sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Şirketler doğru yönetilmediği zaman batar. Bu anlamda aile şirketleri en hızlı büyüyen ama en çabuk yok olan şirketlerdir. Şirketlerimiz bizim en kıymetli varlıklarımız ve bu şirketler her ne kadar bizim ailelerimizin de olsa aslında milli bir servet. 1500 çalışanımız var ve gelecekte bu çalışan sayısını artırıp ihracatta da, üretimde de, katma değerli üretimde de daha yukarılara çıkmak istiyoruz.  2 yıl içinde şirketimiz hem dünyada değişik ülkelerde hem üretimde hem de satışta büyümek için halka arz olacak. Bu anlamda büyümenin ilk durağı kurumsallaşmaktan geçiyor.” dedi.

Kurumsal yönetimi benimsemiş şirketler, kriz ortamından daha kolay çıkıyor

Seminerde söz alan Garanti BBVA KOBİ Bankacılığı Pazarlama Direktörü Nurdan Tunay Günaylı da, “Şirketler kurumsallaşmayı benimsediğinde kurallar gayet açık ve net bir şekilde belirlenmiş oluyor. Profesyoneller ve kuşaklar arası ilişkiler bu şekilde kolaylaşıyor. Aslında stratejik yönetim kişilerin şahsi karar ve tercihlerinden uzak kanunlara ve mevzuata uygun bir şirket yönetimi demek.  Kurumsallaşmayı başaranlar, sürecin doğal yansıması olarak performans artışı, sürdürülebilir başarı ve karla karşımıza geliyorlar. Tabii bu da şirketin marka değerini ve itibarını yükseltiyor ki ülkemiz aslında markalaşma konusunda ne yazık ki biraz geride kalıyor. Kurumsal yönetimi başarmış şirketler potansiyel yatırımcıların ve yeni ortaklıkların önünü açıyor. Bu durum da bizim gibi banka ve finans durumu kurumları da kurumsallaşmış şirketleri çok daha olumlu ve daha uzun soluklu ilişkiye dayalı şekilde görüyor.  Kurumsal yönetim anlayışını tamamlamış şirketlerde güven oluşuyor. Müşterimiz önce çalışacağı bankaya güvendiği için seçiyor. Güvenli hissettiği için o bankayla çalışmak istiyor ve tabii ki biz de güven duyduğumuz müşterimizle çalışmak isteriz. Öte yandan kurumsal yönetimi benimsemiş şirketler, kriz ortamlarında daha kolay çıkmayı başarabiliyor. “Diyerek sözlerini bitirdi.

TKYD Hakkında: Kurumsal yönetim anlayışının ülkemizde tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi misyonuyla hareket eden Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), 2003 yılında gönüllü bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulmuştur. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket eden TKYD, özel sektör, kamu kuruluşları, medya, düzenleyiciler, sivil toplum kuruluşları ve akademik dünya arasında bir iletişim ağı kurarak kurumsal yönetim uygulamalarının gelişmesini hedeflemektedir. TKYD, UN Global Compact imzacısı ve ICGN üyesidir.