whatsapp

‘Fadime Bacı kağnıyla yola çıkmıştı’

İZ BIRAKANLAR 29.08.2019 - 20:02, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

‘Fadime Bacı kağnıyla yola çıkmıştı’

Bugün Atatürk'e iftira atanları, o muhteşem zaferleri küçümseyenleri kendi fisk ü fücurları ile bırakıp biz hakikate, o günlere, bu zaferlerin arkasındaki inanç ve azme dair örneklere bakalım da, ders alalım. Atatürk bu hakikati şöyle ifade eder, "Bilinen gerçeklerdendir ki tarih; bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." Evet, münafıklar hariç hiç kimse bu hakikati inkâr edemedi. Peki, 30 Ağustos nasıl kazanılmıştı? "Kış iyice bastırmıştı. Dağlar, ovalar karlarla örtülmüştü. Dondurucu soğuk ortalığı kasıp, kavuruyordu. Kuruluş Savaşımız sürüyordu. Herkes, kendine düşen görevi yapmak için çabalıyordu. Genç, yaşlı herkes bu savaşın içindeydi. Yaşlılar mermi yapıyor; kadınlar elbise, çorap dikiyor ve cepheye, cephane taşıyorlardı. Onların işi çok ağırdı ama hiç biri bundan yılmıyordu. O sabah Fadime Bacı da kağnıyla yola çıkmıştı. Yanına torunu Ali'yi de almıştı. Ali daha dört yaşındaydı. Annesi ile babası, cephede savaşırlarken ölmüşlerdi. Bu yüzden Fadime Bacı, Ali'yi hiç yanından ayırmaz şehitlerinin yadigârına gözü gibi bakardı. Fadime Bacı mermileri ve öteki cephaneyi bir an önce cepheye ulaştırmak istiyordu. Soğuğa aldırmıyordu. Yolda cepheye giden Mehmetçiklerle karşılaştı. Mehmetçiklerimiz öteki cephelere doğru ilerliyordu. Bir ara Fadime Bacı uzakta bir karartı görür gibi oldu. Duraksadı, gelenleri görmeye çalıştı. Dikkatle bakınca bunun bizim atlılarımız olduğunu anladı. Ona doğru geliyorlardı. Atlılar biraz sonra yanlarına geldiler. Atlıların başında ilerleyen komutan hemen durup sordu: "Selam Bacı! Nereye böyle?" -Cepheye komutanım. Cepheye yetişmeye çalışıyoruz, yanıtını duyan komutan duygulanmıştı. -Elleriniz dert görmesin bacım. Siz olmasanız, biz bu savaşı zor kazanırız, dedi. -Bu da bizim vatan görevimiz elbette yapacağız, diye cevap verdi Fadime Bacı. Komutan, Fadime Bacı'yı bu soğukta bekletmek istemiyordu ama sormadan da edemedi: -Bacım! Soğukla aran nasıl? Baksana her yer kar. Kağnıda ne var, yiyecek mi? diye sorunca Fadime Bacı gülümseyerek cevap verdi: -Soğuk moğuk bizi etkilemez komutanım. Tek amacım şu cephaneleri bir an önce cepheye götürmek. Komutanın gözü küçük Ali' ye takıldı. "Bacı, bakıyorum yalnız değilsin. Çocuğu neden yanında götürüyorsun?" sözü üzerine Fadime Bacı bir anda sertleşerek komutanın sözünü kesti; -Bana bak komutan! Bu çocuk, benim torunum. Anası ile babası cephede şehit oldular. Ben onu da yetiştirip cepheye yollayacağım" dedi. Komutan; "Kızma Bacı! Senin iyiliğin için söylüyorum. Hem çuvalları neden çocuğun üzerine örtmüyorsun, hasta olacaksınız deyince, Fadime Bacı hiç düşünmeden yine cevabı verdi: Bak komutan! Her yer kar. Yağmur da çiseliyor. Çuvalları ve battaniyeleri cephanelerin üzerinden alırsam, hepsi nemlenir, hiçbir işe yaramaz. Millet malına zarar gelsin istemem. Sen, bizi hiç merak etme komutan! Bu ateş içimizde oldukça, hiçbir soğuk bizi yıldıramaz…" 30 Ağustos, 1919'da Amasya Genelgesi'nde alınan, "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!" kararının tescilidir.

Bugün Atatürk'e iftira atanları, o muhteşem zaferleri küçümseyenleri kendi fisk ü fücurları ile bırakıp biz hakikate, o günlere, bu zaferlerin arkasındaki inanç ve azme dair örneklere bakalım da, ders alalım.

Atatürk bu hakikati şöyle ifade eder, "Bilinen gerçeklerdendir ki tarih; bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez."

Evet, münafıklar hariç hiç kimse bu hakikati inkâr edemedi.

Peki, 30 Ağustos nasıl kazanılmıştı?

"Kış iyice bastırmıştı. Dağlar, ovalar karlarla örtülmüştü. Dondurucu soğuk ortalığı kasıp, kavuruyordu. Kuruluş Savaşımız sürüyordu. Herkes, kendine düşen görevi yapmak için çabalıyordu.

Genç, yaşlı herkes bu savaşın içindeydi. Yaşlılar mermi yapıyor; kadınlar elbise, çorap dikiyor ve cepheye, cephane taşıyorlardı. Onların işi çok ağırdı ama hiç biri bundan yılmıyordu.

O sabah Fadime Bacı da kağnıyla yola çıkmıştı. Yanına torunu Ali'yi de almıştı. Ali daha dört yaşındaydı. Annesi ile babası, cephede savaşırlarken ölmüşlerdi.

Bu yüzden Fadime Bacı, Ali'yi hiç yanından ayırmaz şehitlerinin yadigârına gözü gibi bakardı.

Fadime Bacı mermileri ve öteki cephaneyi bir an önce cepheye ulaştırmak istiyordu. Soğuğa aldırmıyordu. Yolda cepheye giden Mehmetçiklerle karşılaştı. Mehmetçiklerimiz öteki cephelere doğru ilerliyordu.

Bir ara Fadime Bacı uzakta bir karartı görür gibi oldu. Duraksadı, gelenleri görmeye çalıştı. Dikkatle bakınca bunun bizim atlılarımız olduğunu anladı. Ona doğru geliyorlardı.

Atlılar biraz sonra yanlarına geldiler. Atlıların başında ilerleyen komutan hemen durup sordu: "Selam Bacı! Nereye böyle?"

-Cepheye komutanım. Cepheye yetişmeye çalışıyoruz, yanıtını duyan komutan duygulanmıştı.

-Elleriniz dert görmesin bacım. Siz olmasanız, biz bu savaşı zor kazanırız, dedi.

-Bu da bizim vatan görevimiz elbette yapacağız, diye cevap verdi Fadime Bacı.

Komutan, Fadime Bacı'yı bu soğukta bekletmek istemiyordu ama sormadan da edemedi:

-Bacım! Soğukla aran nasıl? Baksana her yer kar. Kağnıda ne var, yiyecek mi? diye sorunca Fadime Bacı gülümseyerek cevap verdi:

-Soğuk moğuk bizi etkilemez komutanım. Tek amacım şu cephaneleri bir an önce cepheye götürmek.

Komutanın gözü küçük Ali' ye takıldı. "Bacı, bakıyorum yalnız değilsin. Çocuğu neden yanında götürüyorsun?" sözü üzerine Fadime Bacı bir anda sertleşerek komutanın sözünü kesti;

-Bana bak komutan! Bu çocuk, benim torunum. Anası ile babası cephede şehit oldular. Ben onu da yetiştirip cepheye yollayacağım" dedi.

Komutan; "Kızma Bacı! Senin iyiliğin için söylüyorum. Hem çuvalları neden çocuğun üzerine örtmüyorsun, hasta olacaksınız deyince, Fadime Bacı hiç düşünmeden yine cevabı verdi:

Bak komutan! Her yer kar. Yağmur da çiseliyor. Çuvalları ve battaniyeleri cephanelerin üzerinden alırsam, hepsi nemlenir, hiçbir işe yaramaz. Millet malına zarar gelsin istemem. Sen, bizi hiç merak etme komutan! Bu ateş içimizde oldukça, hiçbir soğuk bizi yıldıramaz…"

30 Ağustos, 1919'da Amasya Genelgesi'nde alınan, "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!" kararının tescilidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.