whatsapp

İsmail Hakkı Müftüoğlu (1888-1970)

YAŞAM 15.04.2019 - 22:49, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

İsmail Hakkı Müftüoğlu (1888-1970)

Seydişehir Müftüsü; İsmail Hakkı Müftüoğlu (1888-1970) Abdülcelil oğullarından Ahmet Ağa’nın oğlu olup 1888 yılında Seydişehir’in Ada köyünde doğmuştur. Konya’da Karahafızzâde Medresesinde ikamet ederek Yalvaçlı Ömer Vehbi Efendi (1870-1927)’den okuyup icazet almıştır. Daha sonra İstanbul’a gitmiş, Tâbhâne Medreselerinde ikamet ederek Fatih dersiâmlarından Muğlalı Ali Rıza Efendi (1861-1943)’den de ders okumuş ve bu dersiâmdan icazetname almıştır. Medresetü’l-Kuzât (Kadılar Okulu)’ta imtihan olmuş ve Aralık 1914’te Adana-Ceyhan kazası müftüsü olmuştur. Kasım 1917’de Ceyhan’dan ayrılıp Seydişehir müftülüğüne atanmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup olmasından dolayı Konya Valisi Cemal Bey’in teklifi üzerine Meşihat Makamınca bu vazifeden Eylül 1919’da azledilmiştir. Kendi ifadesine göre Seydişehir’de Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’nin Taşra Encümen-i İlmiyesi’ni kurmuş, Konya valisi de bundan endişelenerek kendisini azlettirmiştir. Bir müddet sonra da Dâru’l-Hikme’den bir tahrirat alarak hakkında yapılan isnadı çürütmüş ve bir ay sonra yeniden Seydişehir Müftüsü olmuştur. Seydişehirli Ord.Prof.Dr. Mahmut Sadi Irmak (1904-1990), 1920 yıllarında iç isyanların olduğu bir dönemde vatanperver İsmail Hakkı Efendiyle ilgili bir anısını şu şekilde nakleder: “Bekir Efe adında bir efenin zararsız hale getirilişini hatırlarım. Efenin Akseki tarafından gelerek şehrimizi (Seydişehir) basacağı duyulmuştu. Pek aydın ve pek fedakar bir zat olan Müftü İsmail Hakkı Efendi öğle namazını kıldırdıktan sonra kasabamızı kurtarmak üzere halkı kendisiyle beraber yürüyerek Efeyi zararsız hale getirmek için karşılamaya davet etti. Ben de bu çağrıya katılanlardanım. Yol boyunca gür sesle tekbir getiriyorduk. Hepimizin hayatı tehlikedeydi. Derken efe bir virajda 50-60 kadar atlısı ile göründü. Fakat kalbinde son bir insanlık zerresi kalmış olmalı ki tekbir seslerini duyarak, atından indi. Müftü efendi kendisini yine dualarla karşılayarak şehre getirdi. Tehlike atlatılmıştı. Bu müftünün himmetiyle, Bekir efe bir zarar vermeden kasabamızdan ayrılıp gitti”. Müftü İsmail Hakkı Efendi, milli mücadele yıllarında, Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938)’ün safında yer almış ve onu daima desteklemiştir. Ümitlerin kırıldığı bir dönemde Cuma hutbesinde Seydişehir halkına şu konuşmayı yapar: “Düşmanın Ankara ve Konya kapılarını zorlamakta olduğunu biliyorum. Fakat Ey Müslümanlar! Şu kitaba inanıyorsanız, düşmanın hiçbir zaman Ankara ve Konya’yı alamayacağına da inanmanız gerekir. Allah kelamında hata olabilir mi?” diyerek, Kuran-ı Kerim'den bir ayet okur: “Biz Kur’an’ı indirdik, O'nu her halde ve kesinlikle koruyacağız” Okuduğu ayeti şöyle açıklar: “Düşünün bir kere, Konya ve Ankara düşerse İslamiyet’in başka bağımsız kalesi kalır mı? Ve bağımsız kalesi kalmayan İslamiyet’in kitabı hâkim kalabilir mi? Allah kelâmına göre, bu asla mümkün olamaz. Şu halde Konya ve Ankara katiyen düşman eline geçemez.” Bu sözleri dinleyen cemaat büyük bir coşku ve ümit içinde ceplerinde, üstlerinde ne varsa hepsini ortaya koyar. Bunlardan meydana gelen yığın olduğu gibi orduya verilir. 1920 yılında Ankara Fetvası’nı Seydişehir müftüsü olarak tasdik eden ve milli mücadeleye destek veren İsmail Hakkı Efendi, 22 Mart 1934’te Seydişehir Müftülüğünden Gülnar Müftülüğüne atanmış, daha sonra, önce 16 Mart 1945’te Seydişehir Vaizliğine, 5 Mayıs 1950’de tekrar Seydişehir Müftülüğüne tayin edilmiştir. 21 Eylül 1964’te ikinci kez Seydişehir Müftülüğünden alınarak Doğanhisar Müftülüğüne atanmış ve Doğanhisar Müftüsü iken, 5 Mart 1966 tarihinde emekli olmuştur. Soyadı kanunuyla, önce “Kolluoğlu”, sonra da “Müftüoğlu” soyadını almıştır Kısa boylu olan İsmail Hakkı Müftüoğlu, 7 Ağustos 1970, Cuma günü Seydişehir’de vefat etmiş ve cenazesi, Akyol mezarlığına defnedilmiştir. Kabri, eşi Seniye Hanım (1900-1985)’ın kabriyle birlikte Müftüoğlu aile kabristanındadır. Araştırma; Dr. Şerafettin Yıldız

Seydişehir Müftüsü;

İsmail Hakkı Müftüoğlu (1888-1970)

Abdülcelil oğullarından Ahmet Ağa’nın oğlu olup 1888 yılında Seydişehir’in Ada köyünde doğmuştur. Konya’da Karahafızzâde Medresesinde ikamet ederek Yalvaçlı Ömer Vehbi Efendi (1870-1927)’den okuyup icazet almıştır. Daha sonra İstanbul’a gitmiş, Tâbhâne Medreselerinde ikamet ederek Fatih dersiâmlarından Muğlalı Ali Rıza Efendi (1861-1943)’den de ders okumuş ve bu dersiâmdan icazetname almıştır.

Medresetü’l-Kuzât (Kadılar Okulu)’ta imtihan olmuş ve Aralık 1914’te Adana-Ceyhan kazası müftüsü olmuştur. Kasım 1917’de Ceyhan’dan ayrılıp Seydişehir müftülüğüne atanmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup olmasından dolayı Konya Valisi Cemal Bey’in teklifi üzerine Meşihat Makamınca bu vazifeden Eylül 1919’da azledilmiştir. Kendi ifadesine göre Seydişehir’de Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’nin Taşra Encümen-i İlmiyesi’ni kurmuş, Konya valisi de bundan endişelenerek kendisini azlettirmiştir. Bir müddet sonra da Dâru’l-Hikme’den bir tahrirat alarak hakkında yapılan isnadı çürütmüş ve bir ay sonra yeniden Seydişehir Müftüsü olmuştur.

Seydişehirli Ord.Prof.Dr. Mahmut Sadi Irmak (1904-1990), 1920 yıllarında iç isyanların olduğu bir dönemde vatanperver İsmail Hakkı Efendiyle ilgili bir anısını şu şekilde nakleder:

“Bekir Efe adında bir efenin zararsız hale getirilişini hatırlarım. Efenin Akseki tarafından gelerek şehrimizi (Seydişehir) basacağı duyulmuştu. Pek aydın ve pek fedakar bir zat olan Müftü İsmail Hakkı Efendi öğle namazını kıldırdıktan sonra kasabamızı kurtarmak üzere halkı kendisiyle beraber yürüyerek Efeyi zararsız hale getirmek için karşılamaya davet etti. Ben de bu çağrıya katılanlardanım. Yol boyunca gür sesle tekbir getiriyorduk. Hepimizin hayatı tehlikedeydi. Derken efe bir virajda 50-60 kadar atlısı ile göründü. Fakat kalbinde son bir insanlık zerresi kalmış olmalı ki tekbir seslerini duyarak, atından indi. Müftü efendi kendisini yine dualarla karşılayarak şehre getirdi. Tehlike atlatılmıştı. Bu müftünün himmetiyle, Bekir efe bir zarar vermeden kasabamızdan ayrılıp gitti”.

Müftü İsmail Hakkı Efendi, milli mücadele yıllarında, Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938)’ün safında yer almış ve onu daima desteklemiştir. Ümitlerin kırıldığı bir dönemde Cuma hutbesinde Seydişehir halkına şu konuşmayı yapar:

“Düşmanın Ankara ve Konya kapılarını zorlamakta olduğunu biliyorum. Fakat Ey Müslümanlar! Şu kitaba inanıyorsanız, düşmanın hiçbir zaman Ankara ve Konya’yı alamayacağına da inanmanız gerekir. Allah kelamında hata olabilir mi?” diyerek, Kuran-ı Kerim'den bir ayet okur: “Biz Kur’an’ı indirdik, O'nu her halde ve kesinlikle koruyacağız” Okuduğu ayeti şöyle açıklar: “Düşünün bir kere, Konya ve Ankara düşerse İslamiyet’in başka bağımsız kalesi kalır mı? Ve bağımsız kalesi kalmayan İslamiyet’in kitabı hâkim kalabilir mi? Allah kelâmına göre, bu asla mümkün olamaz. Şu halde Konya ve Ankara katiyen düşman eline geçemez.” Bu sözleri dinleyen cemaat büyük bir coşku ve ümit içinde ceplerinde, üstlerinde ne varsa hepsini ortaya koyar. Bunlardan meydana gelen yığın olduğu gibi orduya verilir.

1920 yılında Ankara Fetvası’nı Seydişehir müftüsü olarak tasdik eden ve milli mücadeleye destek veren İsmail Hakkı Efendi, 22 Mart 1934’te Seydişehir Müftülüğünden Gülnar Müftülüğüne atanmış, daha sonra, önce 16 Mart 1945’te Seydişehir Vaizliğine, 5 Mayıs 1950’de tekrar Seydişehir Müftülüğüne tayin edilmiştir. 21 Eylül 1964’te ikinci kez Seydişehir Müftülüğünden alınarak Doğanhisar Müftülüğüne atanmış ve Doğanhisar Müftüsü iken, 5 Mart 1966 tarihinde emekli olmuştur. Soyadı kanunuyla, önce “Kolluoğlu”, sonra da “Müftüoğlu” soyadını almıştır

Kısa boylu olan İsmail Hakkı Müftüoğlu, 7 Ağustos 1970, Cuma günü Seydişehir’de vefat etmiş ve cenazesi, Akyol mezarlığına defnedilmiştir. Kabri, eşi Seniye Hanım (1900-1985)’ın kabriyle birlikte Müftüoğlu aile kabristanındadır.

Araştırma; Dr. Şerafettin Yıldız

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.