whatsapp

Kaybolan Suğla Gölü ve Leblebicilik

NOSTALJİ 07.04.2020 - 01:12, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Kaybolan Suğla Gölü ve Leblebicilik

Ali Kazankaya-Araştırmacı –Yazar
Seydişehir Suğla Gölü antik adı( Trogitis Lacus )  olan bu göl havzası antik tarihçi Strobon’a göre Anadolu’nun on bin yıllık ekim alanlarından biri olduğu binlerce yıldır Beyşehir Gölü’nün ( antik adı Karalis Lacus)  suları Suğla Gölü’ne fazlasının Mavi Boğaz’dan Konya Ovasına aktığı bir diger yandan Arvana (Çatmakaya) Belme Burnu’ndan düdene yeraltına gittiği ayrıca Akçay, Pınarbaşı, Kuğulu Mllî Parkı’nın, Gürlevük’ün, Şapşaklı İle İçeri Kışla ve Beldibi nin bütün kaynak suları ve aşağıda Kürt Pınarı Ela Göz Pınarlarının suları Suğla Gölü’ne akıp gölü doldururdu. Suğla Gölü göl olmaktan çıkarılıp binlerce yıldır ekilen Anadolu’nun en verimli topraklarını su toplama havzası yapılarak heba etmişlerdir hâlbuki teknik ekipler araştırıp Apa Barajını büyütüp alternatif barajlar veya depolama sahaları yapabilirlerdi. Seydişehir ve köylerdeki yaşayanlar iyi bilirler ki Suğla Gölü yedi sene dolar yedi sene suları çekilir derler ve bu olay doğrudur anlatmaya çalışayım. Suğla Gölü’nün jeolojik yapısı: Suğla Gölü Konya havzası içinde Beyşehir Gölü, Tuz Gölü’nden sonra üçüncü Tatlı su gölüdür su yüzeyi yaklaşık 1090 m kotunda çevrede tarım alanları için göl daraltılarak yükseltilmiş dolayısı ile su seviyesi de yükselmiştir hali hazır göl yüzey alanı 38 km2 eski hali 80 km2 idi şimdi su derinliği 4 m civarındadır. Suğla Gölü kireç taşları üzerine oturmakta kireç taşların da bolca karstik boşluklar oluşmakta (örnek Tınaz Tepe Mağaraları Ferzene Mağarası) gibi yer altında yanı içi su dolabilecek büyük çukurluklar oluşmuş kışın bol kar ve yağmur olduğu zaman yukarıda saydığım sular üsten göle girer alttan gelen kaynaklar gölün altını doldurur şunu hatırlatayım Suğla Gölünün ortasına yakın yerde çevre köylülerin iyi bildiği Dığan adını verdikleri bir büyükçe düden vardır dışarıdan gelen sular gölün altına düden vasıtasıyla girerek gölün altı doldu mu su yükselir ve gölün yüzeyi yayılmaya başlar bu olay binlerce yıldır devam eden bir doğa olayıdır. Gölün altına sular dolunca Seydişehir’in meşhur suğla yağ balıkları tabanda çoğalıp üremeye başlarlar bu yağ balıkları iki olay olduğu zaman Suğla’da Yağ Balığı olur Mevsim kurak ve yağış az olursa gölün altıdaki su seviyesi düşük olur balıklar gölün yüzüne çıkamazlar kış çok ve yağış bol olursa gölün tabanından köylülerin dığan dediği düdenden sular kabararak göle yayılır ve o zaman su ile yağ balıkları da su yüzüne çıkıp göle dağılırlar ikncisi gölün altı ve üstü su dolarsa o zaman altında da üstünde de balık olur. Şimdi dığan denilen göle suyu çeken ve veren düden maalesef su gölün altına kaçmasın diye yetkililerce betonlarla kapatılmış göl olmaktan çıkarılıp su depolama sahası olmuş ve milyonlarca yıllık Suğla Gölü (Trogitis Lacus ) antik göl on bin yıldır ekilen en verimli arazi ve göl Mavi Boğaz’dan aşağılara depolama yapılabilecek yer varken antik göl ve verimli arazı yok edildi. Binlerce yıl yukarda izah etmeye çalıştığım şekilde gölün suyunun çekilip dolması ile verimli alüvyonlu Topraklar gölün yüzeyini kaplayarak köylülerimiz su çekildikçe Seydişehir’in ve çevrenin iyi pişen ve iyi leblebisi olan nohut ekilerek hasat yaparak geçimlerini sağlarlardı.                                                      10 bin yıl Suğla etrafında iptidaî usullerle höyüklerde yaşayan insanlar tarım yapıp evcilleştirdikleri hayvanlarla geçimlerini sağlayarak Anadolu’da höyüklerde yerleşik toplum olarak yaşanmış bölgelerden biridir Hatta öyle ki Devletin resmi olarak Bağlar Höyüğü kazılarını yapan Konya’ dan gelen kazı heyeti başkanı sekiz bin beş yüz yıllık çevresi ihata duvarı ile çevrili nadir höyüklerden biri diye kayıtlara geçen Bağlar Höyüğü çabalara rağmen ne yazık ki Beyşehir Çumra sulama kanalını 50 m kaydırılmayıp binlerce yıllık tarih yok edilmiştir Seydişehir ve çevresinde Suğla Gölü Havzası otuzun üstünde höyük araştırılmayı ve kazı yapılıp turizme kazandırılmayı beklemektedir.       Suğla Gölü  binlerce yıl ilk insanların yaşamına sahne olmuş antik adı Trogitis Lacus dir. Suğla Gölü çevresinde kendi yüzey araştırmalarıma göre bulabildiğim 29 höyük tespit ettim ileriki yazılarımda tek tek resimleriyle isimleriyle anlatmaya çalışacağım. Suğla nohut u leblebi imalatında ve evlerde çabuk pişen nohut lar arasında idi Seydişehir’de1950 ila 1960 yılları arasında dört yüz ün üstünde zanaatkâr leblebi imalatçısı vardı Arasta Çarşısı yanı leblebiciler çarşısı, şimdiki Uludağ Caddesi ile Necati Kalaycıoğlu Caddesi arkasındaki olan tüm dükkânlar Yeni Leblebiciler çarşısı idi çarşıdaki dükkânlar kadar evlerinin altında mahallelerde dükkân vardı şu bir gerçek ki başka zanaatkârlar hariç her evde leblebici kalfa ve çırak vardı Seydişehir tarımdan elde ettikleriyle ve leblebicilikle geçimlerini sağlıyorlardı Eti Alüminyum Tesislerinin yapımından sonra ve ayrıca Suğla Havza’sına Çumra Ovası sulama amaçlı su depolaması yapılınca nohut ekim alanları kalmadı Seydişehir‘de dört yüzün üstünde leblebi imalathanesi var iken tek tek leblebi imalâthaneleri kapandı tek elin parmakları kadar bile Ata yadigârı leblebicilik mesleği Seydişehir’de kalmadı. Elimde belgeleri bulunan Seydişehir’in leblebicilik mesleği ile yıllarca leblebi tavası üstünde tokmak çevirmiş gelmiş geçmiş tüm leblebici usta ve kalfaları ile Göynem lilerin H. İsmet Erkan Ustaya ve Ukkulu’nun H. Mehmet Aybek Ustayı rahmetle anıyorum.
Ali Kazankaya-Araştırmacı –Yazar

Seydişehir Suğla Gölü antik adı( Trogitis Lacus )  olan bu göl havzası antik tarihçi Strobon’a göre Anadolu’nun on bin yıllık ekim alanlarından biri olduğu binlerce yıldır Beyşehir Gölü’nün ( antik adı Karalis Lacus)  suları Suğla Gölü’ne fazlasının Mavi Boğaz’dan Konya Ovasına aktığı bir diger yandan Arvana (Çatmakaya) Belme Burnu’ndan düdene yeraltına gittiği ayrıca Akçay, Pınarbaşı, Kuğulu Mllî Parkı’nın, Gürlevük’ün, Şapşaklı İle İçeri Kışla ve Beldibi nin bütün kaynak suları ve aşağıda Kürt Pınarı Ela Göz Pınarlarının suları Suğla Gölü’ne akıp gölü doldururdu. Suğla Gölü göl olmaktan çıkarılıp binlerce yıldır ekilen Anadolu’nun en verimli topraklarını su toplama havzası yapılarak heba etmişlerdir hâlbuki teknik ekipler araştırıp Apa Barajını büyütüp alternatif barajlar veya depolama sahaları yapabilirlerdi. Seydişehir ve köylerdeki yaşayanlar iyi bilirler ki Suğla Gölü yedi sene dolar yedi sene suları çekilir derler ve bu olay doğrudur anlatmaya çalışayım.

Suğla Gölü’nün jeolojik yapısı: Suğla Gölü Konya havzası içinde Beyşehir Gölü, Tuz Gölü’nden sonra üçüncü

Tatlı su gölüdür su yüzeyi yaklaşık 1090 m kotunda çevrede tarım alanları için göl daraltılarak yükseltilmiş dolayısı ile su seviyesi de yükselmiştir hali hazır göl yüzey alanı 38 km2 eski hali 80 km2 idi şimdi su derinliği 4 m civarındadır.

Suğla Gölü kireç taşları üzerine oturmakta kireç taşların da bolca karstik boşluklar oluşmakta (örnek Tınaz Tepe Mağaraları Ferzene Mağarası) gibi yer altında yanı içi su dolabilecek büyük çukurluklar oluşmuş kışın bol kar ve yağmur olduğu zaman yukarıda saydığım sular üsten göle girer alttan gelen kaynaklar gölün altını doldurur şunu hatırlatayım Suğla Gölünün ortasına yakın yerde çevre köylülerin iyi bildiği Dığan adını verdikleri bir büyükçe düden vardır dışarıdan gelen sular gölün altına düden vasıtasıyla girerek gölün altı doldu mu su yükselir ve gölün yüzeyi yayılmaya başlar bu olay binlerce yıldır devam eden bir doğa olayıdır.

Gölün altına sular dolunca Seydişehir’in meşhur suğla yağ balıkları tabanda çoğalıp üremeye başlarlar bu yağ balıkları iki olay olduğu zaman Suğla’da Yağ Balığı olur Mevsim kurak ve yağış az olursa gölün altıdaki su seviyesi düşük olur balıklar gölün yüzüne çıkamazlar kış çok ve yağış bol olursa gölün tabanından köylülerin dığan dediği düdenden sular kabararak göle yayılır ve o zaman su ile yağ balıkları da su yüzüne çıkıp göle dağılırlar ikncisi gölün altı ve üstü su dolarsa o zaman altında da üstünde de balık olur. Şimdi dığan denilen göle suyu çeken ve veren düden maalesef su gölün altına kaçmasın diye yetkililerce betonlarla kapatılmış göl olmaktan çıkarılıp su depolama sahası olmuş ve milyonlarca yıllık Suğla Gölü (Trogitis Lacus ) antik göl on bin yıldır ekilen en verimli arazi ve göl Mavi Boğaz’dan aşağılara depolama yapılabilecek yer varken antik göl ve verimli arazı yok edildi.

Binlerce yıl yukarda izah etmeye çalıştığım şekilde gölün suyunun çekilip dolması ile verimli alüvyonlu

Topraklar gölün yüzeyini kaplayarak köylülerimiz su çekildikçe Seydişehir’in ve çevrenin iyi pişen ve iyi leblebisi olan nohut ekilerek hasat yaparak geçimlerini sağlarlardı.                                                    

 10 bin yıl Suğla etrafında iptidaî usullerle höyüklerde yaşayan insanlar tarım yapıp evcilleştirdikleri hayvanlarla geçimlerini sağlayarak Anadolu’da höyüklerde yerleşik toplum olarak yaşanmış bölgelerden biridir Hatta öyle ki Devletin resmi olarak Bağlar Höyüğü kazılarını yapan Konya’ dan gelen kazı heyeti başkanı sekiz bin beş yüz yıllık çevresi ihata duvarı ile çevrili nadir höyüklerden biri diye kayıtlara geçen Bağlar Höyüğü çabalara rağmen ne yazık ki Beyşehir Çumra sulama kanalını 50 m kaydırılmayıp binlerce yıllık tarih yok edilmiştir Seydişehir ve çevresinde Suğla Gölü Havzası otuzun üstünde höyük araştırılmayı ve kazı yapılıp turizme kazandırılmayı beklemektedir.  

   

Suğla Gölü  binlerce yıl ilk insanların yaşamına sahne olmuş antik adı Trogitis Lacus dir. Suğla Gölü çevresinde kendi yüzey araştırmalarıma göre bulabildiğim 29 höyük tespit ettim ileriki yazılarımda tek tek resimleriyle isimleriyle anlatmaya çalışacağım.

Suğla nohut u leblebi imalatında ve evlerde çabuk pişen nohut lar arasında idi Seydişehir’de1950 ila 1960 yılları arasında dört yüz ün üstünde zanaatkâr leblebi imalatçısı vardı Arasta Çarşısı yanı leblebiciler çarşısı, şimdiki Uludağ Caddesi ile Necati Kalaycıoğlu Caddesi arkasındaki olan tüm dükkânlar Yeni Leblebiciler çarşısı idi çarşıdaki dükkânlar kadar evlerinin altında mahallelerde dükkân vardı şu bir gerçek ki başka zanaatkârlar hariç her evde leblebici kalfa ve çırak vardı Seydişehir tarımdan elde ettikleriyle ve leblebicilikle geçimlerini sağlıyorlardı

Eti Alüminyum Tesislerinin yapımından sonra ve ayrıca Suğla Havza’sına Çumra Ovası sulama amaçlı su depolaması yapılınca nohut ekim alanları kalmadı Seydişehir‘de dört yüzün üstünde leblebi imalathanesi var iken tek tek leblebi imalâthaneleri kapandı tek elin parmakları kadar bile Ata yadigârı leblebicilik mesleği Seydişehir’de kalmadı.

Elimde belgeleri bulunan Seydişehir’in leblebicilik mesleği ile yıllarca leblebi tavası üstünde tokmak çevirmiş gelmiş geçmiş tüm leblebici usta ve kalfaları ile Göynem lilerin H. İsmet Erkan Ustaya ve Ukkulu’nun H. Mehmet Aybek Ustayı rahmetle anıyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.