whatsapp

Neolitik çağ döneminde Seydişehir

KÜLTÜR - SANAT 13.01.2020 - 01:18, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Neolitik çağ döneminde Seydişehir

Tarih boyunca insanlar yerleşim yerlerini göl ve ırmak gibi su kenarlarına kurmuşlardır. Antik kaynaklarda Trogitis diye bilinen suğla gölü çevresinde birçok uygarlıklar kurulmuş önemli bir yerleşim yerleri olmuştur. Suğla gölünün kuzey batısına düşen Seydişehir’in 11 km güneydoğusunda yer alan Suberde (gölyüzü) görüklük tepede görmekteyiz. 1963 yılında. R. Solecki’nin yüzey araştırması ile tespit edilen Suberde görüklük tepesi J. Bordaz tarafından 1965-1966- 1969- 1973 yılları olmak üzere 4 dönem kazılmıştır. Yapılan kazılarda obsidiyen’den ok uçları, mızrak, taş balta, bıçak, kemik, iğne, boncuk süs eşyaları bulunmuştur. Bulunan bu eserler Konya arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Seydişehir 1900 yılından itibaren çeşitli bilim adamları ve arkeologler tarafından araştırılmaya başlanmış sonuçta Seydişehir’in Prehistorik dönemlerden (tarih öncesi dönem) itibaren yerleşime sahne olmuştur. 1963 yılında Prof. S. Solecki, W. Farrand, K. Kökten, D. French Beyşehir ve suğla gölü çevresinde yaptıkları yüzey araştırmaları sonucu birçok yerleşim yeri keşfetmişlerdir. Özellikle suğla gölü batısındaki Kürtini mağarasında Paleolitik dönem (MÖ 600000-10000 avcılık ve toplayıcılık çağı) insan kalıntıları ve bazı hayvan kemikleri ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda Seydişehir’de Hititler’den Friglere ve Romalılara kadar birçok kavmin bölgede yaşadığı tespit edilmiştir. Bu kesintisiz iskânın sebebi hiç şüphe yokki bölgenin önemli yollar üzerinde olmasıydı. Bu yollardan en önemlisi ve kral yolu olarak bilinen Via Sebaste idi. Bu kral yolu suğla gölü kuzeyinden Akdeniz’e ulaşmak için kullanılıyordu. Neolotik dönemde oluşturulmuş bütün devirler de askeri ve ticari yol olarak kullanılmıştır. Roma dönemi harabelerinin bulunduğu Asar dağ (amblada) yerleşmesi Seydişehir’in Kavak, Kızılca ve Yenice köylerinin orta noktasında yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda kentin tıbbi perhizlerde kullanılan bir çeşit şarap ihraç edildiği yazılmıştır. Kavak, Kızılca, Yenice köylerde Roma dönemine ait pek çok eser asar tepeden de getirilen taşlar yapı malzemesi olarak kullanılmış. Her bahçesinde ahır duvarlarında görülmektedir. Çatmakaya (Arvana) köyü de antik kaynaklarda adı geçen yerleşim yerlerinden biridir. Roma şehri olan antik kent bugünkü vasada Botandere 1988 yılında 1. Derecede Arkeolojik Sit alanı ilan edilmiştir. 1969 yılında Bostandere kasabasına su getirmek üzere Aktepe mevkiinde suyolu açılırken kentte bir tiyatro kalıntısının varlığı ortaya çıktı. 1970 yılında Kazı çalışmalarında Roma dönemi Amphi tiyatrosu büyük bir kısmı açığa çıkarıldı. Gökhüyük köyü kazılarında ise 4 uygarlık ortaya çıkarıldı. Tarihi eserleri ise Konya müzesinde.

Tarih boyunca insanlar yerleşim yerlerini göl ve ırmak gibi su kenarlarına kurmuşlardır. Antik kaynaklarda Trogitis diye bilinen suğla gölü çevresinde birçok uygarlıklar kurulmuş önemli bir yerleşim yerleri olmuştur.

Suğla gölünün kuzey batısına düşen Seydişehir’in 11 km güneydoğusunda yer alan Suberde (gölyüzü) görüklük tepede görmekteyiz.

1963 yılında. R. Solecki’nin yüzey araştırması ile tespit edilen Suberde görüklük tepesi J. Bordaz tarafından 1965-1966- 1969- 1973 yılları olmak üzere 4 dönem kazılmıştır. Yapılan kazılarda obsidiyen’den ok uçları, mızrak, taş balta, bıçak, kemik, iğne, boncuk süs eşyaları bulunmuştur. Bulunan bu eserler Konya arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.

Seydişehir 1900 yılından itibaren çeşitli bilim adamları ve arkeologler tarafından araştırılmaya başlanmış sonuçta Seydişehir’in Prehistorik dönemlerden (tarih öncesi dönem) itibaren yerleşime sahne olmuştur.

1963 yılında Prof. S. Solecki, W. Farrand, K. Kökten, D. French Beyşehir ve suğla gölü çevresinde yaptıkları yüzey araştırmaları sonucu birçok yerleşim yeri keşfetmişlerdir. Özellikle suğla gölü batısındaki Kürtini mağarasında Paleolitik dönem (MÖ 600000-10000 avcılık ve toplayıcılık çağı) insan kalıntıları ve bazı hayvan kemikleri ortaya çıkmıştır.

Yapılan araştırmalar sonucunda Seydişehir’de Hititler’den Friglere ve Romalılara kadar birçok kavmin bölgede yaşadığı tespit edilmiştir.

Bu kesintisiz iskânın sebebi hiç şüphe yokki bölgenin önemli yollar üzerinde olmasıydı. Bu yollardan en önemlisi ve kral yolu olarak bilinen Via Sebaste idi. Bu kral yolu suğla gölü kuzeyinden Akdeniz’e ulaşmak için kullanılıyordu. Neolotik dönemde oluşturulmuş bütün devirler de askeri ve ticari yol olarak kullanılmıştır.

Roma dönemi harabelerinin bulunduğu Asar dağ (amblada) yerleşmesi Seydişehir’in Kavak, Kızılca ve Yenice köylerinin orta noktasında yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda kentin tıbbi perhizlerde kullanılan bir çeşit şarap ihraç edildiği yazılmıştır.

Kavak, Kızılca, Yenice köylerde Roma dönemine ait pek çok eser asar tepeden de getirilen taşlar yapı malzemesi olarak kullanılmış. Her bahçesinde ahır duvarlarında görülmektedir.

Çatmakaya (Arvana) köyü de antik kaynaklarda adı geçen yerleşim yerlerinden biridir.

Roma şehri olan antik kent bugünkü vasada Botandere 1988 yılında 1. Derecede Arkeolojik Sit alanı ilan edilmiştir. 1969 yılında Bostandere kasabasına su getirmek üzere Aktepe mevkiinde suyolu açılırken kentte bir tiyatro kalıntısının varlığı ortaya çıktı. 1970 yılında Kazı çalışmalarında Roma dönemi Amphi tiyatrosu büyük bir kısmı açığa çıkarıldı.

Gökhüyük köyü kazılarında ise 4 uygarlık ortaya çıkarıldı. Tarihi eserleri ise Konya müzesinde.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.