Tarihe adını altın harflerle yazdıran Türk güreşçisi: Koca Yusuf

42 yıllık kısa ömründe, profesyonel güreş kariyeri boyunca Baş Pehlivanlık unvanını elinde tutan Koca Yusuf, dönemin padişahı Sultan 2. Abdülhamid’in desteği ve teşvikiyle ününü uluslararası arenaya taşıyarak, Güreşin Ata Sporumuz olmasında büyük pay sahibi oldu.

Yenilmezlik serileri, Dünya şampiyonlukları ve acıklı ölümüyle Güreş tarihine adını altın harflerle yazdıran Dünya şampiyonu Koca Yusuf’un hikâyesi. Mindere çıkan ve grekoromen güreşi yapan ilk Türk pehlivanı olduğu bilinen Koca Yusuf lakaplı Yusuf İsmail, 1857 yılında bugün Bulgaristan topraklarında kalan o dönemde Osmanlı vilayeti olan Şumnu kentinde dünyaya geldi. Dünyaya geldiği Şumnu şehrinde Şumnulu Dursun Pehlivan, Nasuhçulu Kel İsmail ve Pehlivan Pomak Osman’dan güreş eğitimi alan Koca Yusuf, 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD'de devrin en ünlü güreşçileri ile güreşmiştir. Ağırlığı 138 kilo olan Koca Yusuf, 1.88 metre boyundaydı. Dönemin padişahı Sultan 2. Abdülhamid tarafından sevilen ve himaye altına alınan bu pehlivan, yaşamı boyunca Osmanlı Devleti adına Milli Güreşçi olarak sayısız başarılara imza attı. Serbest güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, iri gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını aldı. Kırkpınar tarihinde 26 yıl boyunca üst üste başpehlivanlığı elinde bulunduran ve Sultan Abdülaziz'in başpehlivanı olan Kel Aliço ile 1885 yılında güreşti. Sabah başlayan mücadele akşam sona erdi. Kel Aliço mücadele sırasında güreşi bırakmış ve kendi elleriyle ülkenin başpehlivanlığı unvanını Koca Yusuf'a devretmiştir. Koca Yusuf ile çarpışan, o dönemin ünlü güreşçileri Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kazandereli Memiş, Filiz Nurullah, Kurtdereli Mehmet ve Hergeleci İbrahim gibi ünlü pehlivanlar, onun kendilerinden üstün bir pehlivan olduğunu kabul ettiler. Dönemin devlet otoritesi, Osmanlı toprakları içerisinde kendisine rakip bulamayan Koca Yusuf’un yurtdışına çıkarak devleti temsil etmesi gerektiğine karar verdi. Yusuf, başlangıçta yurtdışına çıkmayı kabul etmediyse de Müslümanların güçlü olduğunu ispat etmenin bir cihat olduğu şeklindeki ulema açıklamaları üzerine 1897'de Avrupa'ya gitti ve Paris'te minder güreşinin kurallarını öğrendi. Avrupa’da döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons, Fournier'i yendi. Gambier, Raul, Rum güreşçi Antonio Pierri ve İngiliz güreşçi Tom Cannon'u da yendikten sonra Avrupa’da rakip bulamaz hale geldi. Avrupa'da büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri'nden organizatörler onu New York’a davet ettiler. Amerika’da yaptığı 33 karşılaşmada yendiği sporcular arasında George Bothner, Ewan Lewis, Dan McLeod, Tom Jenkins vardır. Chicago’da bir karşılaşmada dünya şampiyonu Evan Lewis’i üst üste iki defa yendikten sonra yurda dönmeye karar verdi. Yaptığı güreşlerde yenilmemesi ve heybeti dolayısıyla ABD’de kendisine The Terrible Turk (Korkunç Türk) unvanı verildi. Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak 42 yaşında hayatını kaybetti. Ölümüyle ilgili çeşitli iddialar ortaya atılsa da resmi kayıtlara geçen net bir bilgi bulunmuyor. Tarihi şahsiyetler arasında adı pek bilinmeyen Koca Yusuf’un ölümünün arından Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid tarafından ülkede yas ilan edilmiştir.