Ülkenin dört bir yanından her gün kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı haberleri geliyor.
İstanbul’da yarım saat arayla İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in canice katledilmesi münferit vakalar değil. Her yıl yüzlerce kadın katlediliyor, binlercesi şiddete uğruyor. Son bir haftaya bakın, henüz Edirnekapı’da ki vahşetin üzerinden yirmi dört saat geçmemişken Diyarbakır’da Bedriye Işık katledildi. Beyoğlu’nda iki kişi bir kadına cinsel saldırıda bulundu ve gözaltına alınan saldırganlar önce serbest bırakıldı, ancak gelen tepkilerin ardından yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. Saldırganlar yargı kararlarından, cezasızlıktan cesaret alıyor.
Karşı karşıya kaldığımız bu tablo açıktır ki kadın düşmanı gerici politikaların sonucudur.
Bu nedenle kadına yönelik şiddet ile mücadele aynı zamanda kadını ikincilleştiren gerici politikalara karşı, kadını ucuz işgücü olarak gören bu sömürü düzenine karşı mücadeledir. Kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda bugün bölgemizi savaşa sürükleyen, binlerce kadın ve çocuğu katleden, milyonlarcasını yurtlarından, evlerinden göç etmeye zorlayan emperyalist saldırganlığa karşı mücadeledir.