Tembelleşiyor insan yavaş yavaş. Hayatta o kadar sorgulanacak nedenler varken sorun edilmeyecek şeyleri dert ediniyoruz. Her defasında kendimizle yüzleşmekten vazgeçiyoruz. Bir üşengeçlik kaplıyor içimizi. Hani bir atasözü vardır ya "Bugünün işini yarına bırakma." diye. Bırakıyoruz, hem de içimize sindirerek. Erteliyoruz en güzel zaferlerimizi. Hep bu ufak ufak göz ardı edişlerimiz başarıdan uzaklaştırıyor bizi. Azimli, hırslı bir hâl alamıyoruz. Hedeflerimiz uğruna savaşamıyoruz.
Dostoyevski’nin şu sözünü okurum: ‘Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler’ Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak! Her ne olursa olsun amacından vazgeçmemeli insan. Üzerinde olan sorumluluğun farkında olması lazım her daim. Bilmeliyiz ki bu memleket topraklarının geleceği bizim elimizde, eğer bu konunun farkında olup yüreğimize işleyemezsek tüm şanlı tarihimizde yaşanıp bugünlere gelebilmemizi sağlayan mücadeleleri hiçe saymışız demektir.