Seydişehir’de Korona virüs görülme olasılığı her aşamada yüksek seyredebilir. Bunun başlıca nedeni bir sanayi kenti olması!
Sanayi kuruluşları kısıtlamalardan muaf tutulduğu için Alüminyum fabrikasında her hangi bir kısıtlama söz konusu olmadı.
Sanayi kuruluşlarının yasaklardan muaf tutulması, binlerce işçinin salgın koşullarında iç-içe çalışması anlamına gelir. Öyle de oluyor zaten.
Bu bir eleştiri değildir, durum saptamasıdır.
Ekonomik gerçeklerin dayattığı bu durumu mümkün olduğu kadar az zararla atlatmak için sorumluluk yine halka düşüyor.
Önlemlere riayet ve aşıya karşı direnişin minimuma indirgenmesi gibi…
Aşı konusundaki anlamsız direnci kırmak zorundayız!
Türkiye’de 20 milyon kişi Korona virüs aşısı olmadı. Toplumun mutlaka yüzde 80’ninin aşı olması gerekiyor.
Aşı karşıtlığı kırılamazsa, toplu bağışıklık da sağlanamayacak ve salgın devam edecek.
Virüs her yaştaki kişilerde ölümcül etkiler yaratabiliyor. Özellikle Delta varyantı!
Son yapılan açıklamalar, hastalığa yakalananların yüzde 95’nin aşısız olduğu ortaya çıktı.
Şimdi ne olacak? Bakanlığın ikna çabalarının yetersiz kaldığı gözleniyor. Elde kala kala çare kaldı. Aşısızların toplu alanlara katılımını önlemek!
Bunun, aşı sertifikası ile sağlanacağını öngören kırtasiyeci bakış açısı işe yarar mı, pratikte, yaşam bulur mu, henüz bilmiyoruz.
Ama yine de bir yerden başlamak gerekiyor!