Çağımızın gençliğinin yaşadığı teknoloji bağımlılığı olgusu gittikçe yaygınlaşmaktadır. Artık gençler dışarıdaki aktivitelere katılmamakta katılsalar dahi bunu sırf sosyal medyada duyurmak için yapmaktadırlar. Kısacası artık neredeyse birçok genç internet için yaşamaktadır. Sosyal medyada paylaşabilmek için gezmekte, yemekte ve eğlenmektedir.
Kişiler bağımlı olmadan önce birçok evreden geçer, bu evrelerin başlangıcı da bağımlılık sürecini başlatmaktadır.
Teknoloji bağımlılığı, kontrolsüzce aşırı kullanma isteğinin önüne geçilemeyen, kullanma bırakıldığında kişiye sıkıntı verici durumlar oluşturan, davranışsal bir bağımlılık türüdür.
Bağımlı olan kişilerin kendilerine olan güveni azalır, kontrolü zayıflar. Prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar. İdealleri ve geleceği ile ilgili ümitleri yıkılır. Kullandığı maddeler bağışıklık sistemini zayıflatır. Bağımlılar, maddeyi alabilmek için mevcut paralarını bitirir. Çevresindekilerin değerli eşya ve paralarını çalmaya başlar. Hırsızlık gibi suçlara karışır. Suç işlerken yakalanır ve özgürlüğünü kaybeder. Sağlığını ve en sonunda da hayatını kaybeder.
Bu tip teknoloji bağımlılığı yaşayan kişileri kültürel aktivitelere yönlendirmek gerekmektedir. Tabi bu yönlendirme sırasında teknoloji ile olan bağını sıfıra indirmek elzemdir. Yani bir konsere gidiyorsa o an o konserden keyif almaya bakmalıdır. Konserin her anını sosyal medyada paylaşmak oldukça zararlı bir tutumdur. Keza sanatçılar bile bu tip durumlardan rahatsız olmakta, seyircilerin anı yaşamamasından şikâyet etmektedir.
Bana kalırsa kişiler anı yaşamalı o anın tadına odaklanmalıdır. Kesinlikle sanat gibi muhteşem bir şeyin gücünü ve güzelliğini bilmek gerekmektedir. Bizi böylesi durumlardan bence sanatsal faaliyetler kurtarabilir. Seydişehir’de sanatsal aktiviteler açısından fakir bir şehir. Kaymakamlık, Milli eğitim, sivil toplum kuruluşları, Belediye bu konuda birçok etkinlik düzenlemelidir.