Çocukluğumuzda her şey güllük gülistanlıktı. Hiç kötülük bilmez şeytanlıkta düşünmezdik.
Büyüklerimize bakardık. Onlardan öğrendiklerimizi uyguma yapmaya çalışırdık. Zamanın hızlı geçmesini ve bir an önce büyüyüp hayallerimizin peşinden koşup her şeye sahip olmak isterdik… Ve büyüdük…
Hayat hiç te çocukluğumuzun hayalleri gibi değildi!
Bir kısım İnsanlar hiçte iyi değilmiş, çıkar peşinde ve sevgilerde yalanmış…
Meğerse çocukken her şeyi ne güzel severdik…
Yırtık bir topun peşinden koşarken bile mutlu olurduk.
Akşam olmasını bekleyip saklambaç, yarım kavak gibi oyunlarımızın zevki anlatılamaz…
Papatyaları koparıp taç yapardık, büyüdüğümüzde ise seviyor, sevmiyor yaptık.
Tek tek yolduk, kopardık, dağıttık, kırdık, parçaladık…
Bayramlar da bir başkaydı o zaman… Şimdi ise her şey sıradan…
Yok, olduk büyürken biz…
Şimdilerde ise herkes çocukluğuna geri dönmek istiyor!
Hani o bir an önce büyümek isteyen haylaz çocuk nerede?
Zamanın kaybolmasıyla büyüyen ve yaşlanan bedenlerimiz…
İçi hep çocuk kalan ruhumuza selam olsun…