Bir an durup düşünmeli insan, neyi unuttuğunu. Aslında o kadar çok unuttuğumuz önemli konular var ki bir türlü farkındalık haline geçiş yapamıyoruz. En acısıysa hep başkalarının sözlerine bağlı kalarak yaşıyoruz. Belki de bu yüzden hep yerle bir oluyoruz ve bu hal bizde o kadar çok kalıcılık yapmış ki bir insanın ağzından çıkan olumsuz cümleye beddua diyoruz ve bütün hayatımız başkalarının cümlelerinden ibaretmiş gibi yaşamayı unutup kendimizden dahi geçiyoruz. Bu nedenle biz hep başkalarından olumlu bir ışık gelmesine muhtaç kalıp gülmeyi bekliyoruz, teselliyi hep başkalarında arıyoruz. En kötüsüyse hep bu düşünceye bağlı kalarak yaşıyoruz.
Hayatımızı hep başkalarının düşünceleriyle sınırlıyoruz.Ayrıca bununla kalmıyoruz bu dünyanın malı çok kalıcıymış gibi; sevgiden,huzurdan,mutluluğumuzdan kısacası her şeyden daha çok önemliymiş gibi sahip olmak için çırpınıyoruz.O kadar çok gelip geçici şeylere odaklanıyoruz ki kendimizi bile unutuyoruz.O kadar çok muhtaç durumuna düşüyoruz ki sahip olsak her şey çok değişecekmiş gibi geliyor. Peki, bizim bu düşüncelerle hayatımıza yön vermemiz ne kadar doğru? Neden hayatımızı başkalarından ibaretmiş gibi sayıyoruz ki! Bence insan her ne olursa olsun hiç kimseye ihtiyaç duymadan kendi cümleleriyle adım atabilmeli. Öyle ki insanın ilk önce kendisinden emin olması lazım çünkü bizi biz yapan değerleri biz kendimiz üretiriz. İnsanın kendisine şu soruyu sorması lazım: Başkasının size davranmasını istediğiniz gibi siz kendinize davranıyor musunuz?