İnsan hayatı her ülkenin ekonomik, siyasal şartlarına göre şekillenir. Devlet insanlarına yaşam koşulları sunamıyorsa sorunlar git gide artıyor. Geçim derdine düşmüş her aile çocuklarına gelecek hazırlayamazsa sosyal sorunlar da çoğalıyor.
Hayatımız belirli kalıplara sığdırılmış sanki. Hayatın ardından bir koşmaca gidiyor. Mutluluğumuzun veya mutsuzluğumuzun temel sebebi belirli kalıplara uyma çabası bir parkurda koşarcasına hep bir engel atlama yaşıtlara yetişme onlar gibi olma sorunu özellikle bizim ülkemizde yaşamsal ve sağlık sorunlarını getiriyor.
Düşünce kabiliyetimiz bizi şekillendirir. Zira! Biz insanlar doğamız gereği diğer tüm canlılardan farklıyız. Bir tohumun ne zaman yeşereceğine kendisi karar veremez zamanı vardır. Bir hayvan ne zaman olgunlaşacağına ne zaman yavrulayacağına karar veremez onunda zamanı vardır. Doğanın bir dengesi düzeni vardır her şey belli bir ahenk belli bir düzen için de olur ancak insan denen düşünebilen tek varlık bu döngünün dışındadır. Çünkü en temel özellik düşünebilmemizdir.
Kısacası hayat senin. Koşmak veya yürümek senin kararın sonuç olarak kimse bir yere yetişmiyor. Sana göre senden daha fazla imkâna sahip insanların senden daha mutlu olduklarını veya onların da başka şeyler isteyip istemediklerini nereden biliyorsun? Küçükken de her aile çocuklarına komşunun çocuğunu örnek vermez miydi? Belki sen komşunun özenilen çocuğusundur nerden biliyorsun. En büyük erdem hata yapmamak değildir yaptığın her hatanın arkasında durmaktır.
Herkes gibi herkesle aynı herkese benzer olmak zorunda değilsiniz. Nereden biliyorsunuz olmak istediğiniz kişinin de bir başkası gibi olmak istemediğini.