Ülkemizde son yıllarda özel müzecilik ve ihtisas müzeciği hızlı bir gelişme içindedir. 5225 sayılı “Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanununun” ilgili maddeleri gereğince Belediye Başkanlığınca Kültür ve Turizm Bakanlığına proje başvurusu yapılması halinde müze gibi kültür mekânları yapımı için 50 maddi destek sağlandığını öğrendim.
Üzerinde oturduğumuz topraklarımızda çok zengin bir kültür birikimi bulunuyor. Günümüze kadar yapılmakta gecikilmiş müze kurma eylem planını hızla gündeme getirilmelidir. Yoksa ilçemizde geçmişte olduğu gibi kültürel talan artarak kimliksizliğe sürüklenen genç nesiller oluşup yurttaşlık bilincini hızla kaydedeceklerdir.
Müzeler ve müzecilik bir ülkenin, toplumun, kültürün belleğidir. Dün bugüne mirastır, bugün de yarına.
Gidip geldiğim bir illerde had da ilçelerde müzeleri ziyaret etme fırsatı buluyorum. Tarihsel bir mirası en çarpıcı örneklerini orada sergiliyorlar. Bunları gördükçe neden bizim ilçemizde bir girişim olmuyor diye hep düşünmüşümdür.
Geçen Ortakaraören mahallesine yaptığım ziyarette Sulama birliği başkanı Hasan gökçe mahalleye bir köy müzesi kuracağını söyledi. Güzel düşünce. Oraya kurulduğu takdirde insanların çoğu burada benim de bir eserim sergilensin, adımı eserimle yaşatayım düşüncesine sahip olacak. Kimi gelinliğini, kimi aile büyüklerinden kalmış bir ev eşyasını buraya bağışlayacak. Eski tarım aletleri sergilenecek. Sn başkanın bu konuda destekliyorum.
Kentimizin en önemli zenginliği insanımızdır. Oluşturduğumuz çok renkliliği kurulabilecek özel veya ihtisas kent müzesinde korumalıyız. Demokrasi kültürünün temelleridir müzeler. Çocuklarımız, kendilerine öğretmek istediğimiz hoşgörü, farklı olana saygı, medeniyetler arasında köprü kurma gibi değerleri müzelerden görerek alacaklardır. Bu yüzden okul çatısından çok, müze çatısına ihtiyacımız vardır.
Tarihe, büyük insanlık tarihinin bir devamı olarak baktık. Her tarihi miras, insanlığın hangi döneminde olursa olsun ortak mirasıdır. Bu topraklarda bin yıllık Türk-İslam medeniyetinin birikimi de onun öncesindeki uygarlıkların birikimi de yine insanlığın ortak mirasıdır. Ama şunu açık yüreklilikle söylemem lazım, önce Türkiye'nin, bizim insanımızın, medeniyetimizin sahip çıktığı bir mirastır. Bu coğrafyada yaşayan en uzun medeniyet inşallah kıyamete kadar da yaşayacak olan medeniyet, kurduğumuz, bin yıldır yaşattığımız, ait olmaktan şeref duyduğumuz medeniyettir. Bunun için hangi dönemin sanatı, uygarlığı olursa olsun öncelikli olarak bu birikimi önce Türkiye'ye, sonra bütün dünyaya kazandırmak, korumak, sahip çıkmak en çok bizlere yakışır.
Seydişehir 4 başı mamur bir ulaşım şehri olurken, bir sağlık, ticaret, üniversite, bilim şehri olmaya çalışırken aynı zamanda kültür ve turizm şehrini de hazırlamalıyız. Müze, bunun en güzel örneğidir. İlçemizi her yönden canlandırmak için böyle bir müze eserin kazandırılabileceği düşüncesindeyiz. Hele hele bir Alüminyum müzesi olmaması çok büyük eksikliğimizdir. Başkanımızın öncülüğünde, Orman Bakan yardımcımız Sn Harun Tüfekci beyin yardımlarıyla Kültür bakanlığının hibe desteklerinden yararlanarak bölgenin en büyük müzesini kurmalıyız.