Geçmiş zamanda kemale erdik. Birçok insanımız bilgeliğe soyunmuş ama bizler herkesten ders alacak yaşları geçtik ve gerçek derslerin doğadan alınacağını öğrendik. Hem de çok. İçinde yaşadığımız şehrimiz had da bölgemiz konu olunca, bir ömür boyu yaşanmışlık ve bu şehir için biriktirdiğimiz kocaman bir arşiv, bizi düşündüklerimizi söylemeye adeta mecbur ediyor. İşte o sevdiğimiz insanların heyecanları uyarıyor bizi, bazen de yapılan temel yanlışlara dayanamıyoruz. Şahsi olarak kişiselleştirmeden düşüncelerimizi çekinmeden
Paylaşıyoruz. Bu defa da bizim toprağın güzel insanlarından serzenişler gelir ‘Siz nasıl gazetecisiniz’ gibi bizlere dürtü yaparlar. Her doğru her yerde her yanlış da her yerde konuşulmuyor, yazılmıyor.
Genel anlamda kendim doğal yapıya bağlı ekosistemden referans almaya çalışıyorum. Yaşadıklarıma geri dönüp bakmayı tercih ediyorum. Yâda susuyorum.
İnsan her konuda düşünmeli ve çözüm üretmeli.
Mesala bunlardan birisi Akçay deresi. Yıllardır taşkın önleme Islah çalışması bir türlü tamamlanmadı. Tamamlanmayan kısımlardan bağ bahçesi olanlar feryat ediyor. ‘Burası ne zaman bitecek diye’ DSİ atılacak bir kurum değil fakat sevkiyat iş takibi yok. Yüklenici firmaya bırakıvermiş. Diğer yandan hukuki problemler de var. Dere ıslah edilirken altına beton atma neyin nesi? Kimse anlamıyor bu işten! Hiç olmazsa dereleri serbest bırakıp, doğallaştırıp yeşillendir. Bak dere çevresinde mahalleler var bahçeler susuzluk çekiliyor. Dereye su aktarma konusu üzerine çözüm üretin?
Diğer bir konu trafik sorunu! Kargaşa olan trafiğimizle bizleri yaşamaya mı? Mecbur ediyorlar. Caddeler çift taraflı otopark olmuş! Yahu bu şehirde trafik komisyonu yok mu? Düzenleyin şu işi! Çözümüne bakın bunun için cesur ve kararlı olmalısınız. Caddelerin çoğu otomobil akışını çekmiyor. Tek yönlü olarak düzenleyin. Eski yapıların olduğu bölgelerde kentsel dönüşüm projesi yapılmalı. Açılan bazı alanlarda otopark yapımına ağırlık verilmeli. Şehir merkezine nefes aldırmalıyız. Yoksa bizim derenin hesabı şehir merkezi de kargaşa haline dönüşecektir. Birçok kavşağın yakınına yaya geçidi konmuş. İnsanlar oradan geçerken sürücülerimiz zor anlar yaşıyor. Güzel bir şehir merkezi planlamalıyız.
İmkânsız gibi gelen radikal değişikliği yapmazsak, geçin bizim kuşağı, işte geldik gidiyoruz- yeni nesilde rahat yüzü görmeyecektir.
Şehrimizin içme suyu problemi var! Bu başlı başına bir sorun. Büyükşehir duyar mı bilmem ama burada ki görevlilere bir sözüm var. Şu içme suyu sorununu bir dile getirin?
Unutmayalım! Tarihi, teknolojiyi ve mühendisliği ekolojiyle birleştirebilenler çözüm üretirler. İlçenin bağrında yetiştirdiği insanlarımız bunları becerebilecek potansiyele sahiptir.
Şehri yönetenler; yereldeki duyarlılığa kulak vermelidir. Eğer Seydişehir çözüm üretmezse, merkez veya büyük şehirden den gelen şablon çözümler bizleri mutlu etmeyecek, yüzlerce yıllık yanlışlar devam edecektir.