Özgür içinde yaşamak demokrasi koşullarının getirdiği şartlara bağlıdır. Güçlünün zayıfı ezdiği, istediği gibi yazıp çizmek, ahlaksızlığı yaşam biçimi haline getirmek gibi ekleyebileceğimiz birçok konular özgürlüğü içermez. Bu insanlık dışı davranışlardır. Neyi konuşacağız; Doğruları! Ekmek, özgürlük, hürriyet, iş gibi evrensel dünya şartları özgürleşmeyi getirir. Toplum içerisinde saygınlık ve kamu düzeninin sağlıklı işleyişine destek olur.
Diğer bir konu egemenlik! Eğer yaşanılan düzende egemenlik devlet zoruyla bir kişi ve yaza zümre ele geçirmişse orada özgürlük yoktur. Egemen toplum halkın hür iradesine bağlıdır. Eşit şartlarda yaşamak fakir ve yoksulluğun olmadığı bir düzen halk egemenliğine bağlıdır. Eğer bir devlette kamu gelirlerinin yüzde 80 mutlu bir azınlığa, geri kalanı halka paylaştırırsan orada özgürlük olmaz dengesiz adil olmayan yaşama koşulları ortaya çıkar.
Dünyada demokratikleşmeyen ülkelerin insanları özgür olamaz. Toplumsal veya kişisel şartlar bakarsınız insanları sıkıştırır, hareket edemez hale getirir. Bir müddet sonra da insanların çoğu özgürlük mücadelesinden kaçmak zorunda kalır. O insanlar kaçtığı ülkelerde de kabullenmediği tahakküm altında yaşamaya mahkûm olur. Anlamsız ve boğucu bir dünyada yaşamaya başlar.
Diğer bir yandan ise özellikle Müslüman ülkeler diye sınırları başkaları tarafından çizilmiş bir coğrafyada yaşayan insanlar toplumsal bir biçimde dine teslim olmaya zorlanır. Bir süre sonra da o ülkenin azınlık egemenleri dini toplum üzerinde bir iktidar, güç aracı haline getirir. Dini kendi çıkarlarını korumak amacıyla toplumu baskı altına alır. Hal böyle iken adaletsiz bir dünyada din kişiyi veya toplumu özgürlüğe götürmez, eninde sonunda kişi hayal kırıklığına uğrar. Yani özgürlüğünü haksız bir iktidara teslim eden toplum ne özgürdür nede özgürce konuşup doğruları hiçbir zaman konuşamaz. Demokratikleşmiş bir toplumda Anayasa çok önemlidir. Parlamenter seçim sisteminin de önemi buradan gelmektedir. Sermaye sisteminin diğer bir deyimle kapitalizmin hâkim olmadığı bir ülkede devlet yönetimi her zaman toplum özgürlüğünü öne çıkarır. Özgürlükleri anayasa altına almış olur. Toplumsal özgürlük hedefini her zaman sürdürebilir yapıya kavuşturur.