whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Bu şehrin makus talihini değiştirin!

Seydişehir’e insan hareketlerinin yoğunlaştığı yıllar 1968 yıllarına dayanır. Birçok dengelerde bu yıllarda değişti. Seydişehir 1967 yılında 5 bin haneli köy görünümde küçük bir şehir MTA Kurumu Toros dağları eteklerinde yaptığı maden aramasıyla alüminyum boksit rezerv keşfi ile 9 civarında muhtelif maden tespit etti. Sovyetler tarafından bölgenin zengin bir Alüminyum yataklarına sahip olduğu tespit yapılınca Rus devlet firması Alüminyum fabrikasını kurdu. Bununla birlikte şehre çok sayıda taşören kanalıyla insanlar gelmeye başladı. 1974 de fabrika üretime başlayınca küçük bir şehrin kaderinin nasıl devasa bir şehre dönüştürdüğüne tarih şahittir. Yine tarih şahittir ki aynı yıllarda hemen yanı başında bulunan diğer komşu şehirlerin ise aynı oranda gelişme göstermediği gözlenmiştir. Ben Beyşehir Alâeddin Ortaokulunda okurken öğretmenlerimiz Seydişehir’in gelişmesini sınıflarda anlatırdı. Yıllık üretim 60 bin tona çıkması Türkiye pazarının % 35 lere kadar çıkması şehirde zaman içinde iş potansiyeli gelişti. Benim işe girdiğim 1978 yılında fabrikanın norm kadrosu 6 bin 500 e kadar yükseldi. Bu rakam taşören çalışanlarıyla 10 binlere kadar yaklaştı. Şehir nüfusu ise 48 binlere ulaşmıştı. Böylece Seydişehir, kısa bir süre önce küçük bir köyde mütevazı bir şehire dönüşmüştü. İstihdam yükselirken, bir yandan da şehri güzelleştiriyordu. Türkiye’nin en güzel üniversitelerinden mezun olan mühendisler, çalışan işçiler,  okullardaki öğretmenlerin yoğunlaşmasıyla kültür, örf ve ananeleri farklı olan insanların getirdiği kültürlerle huzur ve refah da oluşmuştu. Seydişehir’de o tarihlerde bir tarafta varoşlar diğer yanda elit tabaka yoktu bu büyük bir avantajdı. Hal böyle olunca huzur ve refah arttı. O yıllarda göçte yaşanmıyor üstelik şehir göç alıyordu. Bir zamanlar kendini yabancı gibi gören insanlar şehrin sahibi olduğunu kabul etti. Sonra bir siyaset değişti ırkçılık arttı. 2005 te buranın satılmasıyla birlikte her şer değişti. Her şey küçüldü. Gelen belediye başkanları da şehrin makus talihinin değişmesini beceremediler. Şu anda yerel mahalli seçimler kapımızda. Güzel Seydişehir’e olan özlem ve sevgi bizim elimizle yeniden değişebilir. Seçiminizi iyi yapın şehir planlamasını ve donanımlı başkan adayını ortaya çıkarın. Ya siyaseti seçin? Yâda şehirin kalkınmasını seçin? Şehrinizi benimsiyorsanız aday seçiminizi buna göre yapın?
Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2024 - Perşembe

Bu şehrin makus talihini değiştirin!

Seydişehir’e insan hareketlerinin yoğunlaştığı yıllar 1968 yıllarına dayanır. Birçok dengelerde bu yıllarda değişti.

Seydişehir 1967 yılında 5 bin haneli köy görünümde küçük bir şehir MTA Kurumu Toros dağları eteklerinde yaptığı maden aramasıyla alüminyum boksit rezerv keşfi ile 9 civarında muhtelif maden tespit etti. Sovyetler tarafından bölgenin zengin bir Alüminyum yataklarına sahip olduğu tespit yapılınca Rus devlet firması Alüminyum fabrikasını kurdu. Bununla birlikte şehre çok sayıda taşören kanalıyla insanlar gelmeye başladı. 1974 de fabrika üretime başlayınca küçük bir şehrin kaderinin nasıl devasa bir şehre dönüştürdüğüne tarih şahittir.

Yine tarih şahittir ki aynı yıllarda hemen yanı başında bulunan diğer komşu şehirlerin ise aynı oranda gelişme göstermediği gözlenmiştir.

Ben Beyşehir Alâeddin Ortaokulunda okurken öğretmenlerimiz Seydişehir’in gelişmesini sınıflarda anlatırdı.

Yıllık üretim 60 bin tona çıkması Türkiye pazarının % 35 lere kadar çıkması şehirde zaman içinde iş potansiyeli gelişti. Benim işe girdiğim 1978 yılında fabrikanın norm kadrosu 6 bin 500 e kadar yükseldi. Bu rakam taşören çalışanlarıyla 10 binlere kadar yaklaştı. Şehir nüfusu ise 48 binlere ulaşmıştı. Böylece Seydişehir, kısa bir süre önce küçük bir köyde mütevazı bir şehire dönüşmüştü. İstihdam yükselirken, bir yandan da şehri güzelleştiriyordu.

Türkiye’nin en güzel üniversitelerinden mezun olan mühendisler, çalışan işçiler,  okullardaki öğretmenlerin yoğunlaşmasıyla kültür, örf ve ananeleri farklı olan insanların getirdiği kültürlerle huzur ve refah da oluşmuştu. Seydişehir’de o tarihlerde bir tarafta varoşlar diğer yanda elit tabaka yoktu bu büyük bir avantajdı. Hal böyle olunca huzur ve refah arttı. O yıllarda göçte yaşanmıyor üstelik şehir göç alıyordu. Bir zamanlar kendini yabancı gibi gören insanlar şehrin sahibi olduğunu kabul etti. Sonra bir siyaset değişti ırkçılık arttı. 2005 te buranın satılmasıyla birlikte her şer değişti. Her şey küçüldü. Gelen belediye başkanları da şehrin makus talihinin değişmesini beceremediler. Şu anda yerel mahalli seçimler kapımızda. Güzel Seydişehir’e olan özlem ve sevgi bizim elimizle yeniden değişebilir. Seçiminizi iyi yapın şehir planlamasını ve donanımlı başkan adayını ortaya çıkarın. Ya siyaseti seçin? Yâda şehirin kalkınmasını seçin?

Şehrinizi benimsiyorsanız aday seçiminizi buna göre yapın?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.