Şimdiye kadar Seydişehir’de laf olsun diye başkan seçilenler.
Yani günü kurtaranlar.
İşte halkın gerçek gündemi bu.
Önümüzdeki Mart’ta yapılacak yerel seçim de birçok bilinmeze gebe.
Seydişehir ehliyetli, liyakatlı, halka tepeden bakmayan, gurur ve kibir abidesi olmayan, başarılarıyla milletin gönlünde yer alan kriterlere uyan bir belediye başkanı istiyor.
Bu şehrin sevdalısı ve bu şehir için güzel hayaller olan bir aday gösterin de biz de gönlümüzce bir oy verelim.
Partiler, Seydişehir için güzel hayalleri olan bir aday göstermeli.
Bir seçime daha giderken seçmen aday profiline hiç bakmaz ise, sadece parti amblemine damga basmayı bilir ise bir şehrin olacağı budur.
Yani belediyeye ait Arsa, tarla daire satarsın ıvır zıvırla günü kurtarırsın.
Vah vah vah! Çok yazık.
Bakın şimdi bir başka yerden örnek vereceğim!
Küçücük bir şehrin belediye başkanıyken adını duyurdu.
Şimdi bırakın büyük şehirleri koca Türkiye’de bilmeyen yok.
Her yerde onun ismi geçiyor.
Partiler paylaşamıyor.
Kendi doğrudan söylemiyor ama “Ben partiler üstü bir kişi değilim. Fakat aday olursam yüzde yüz kazanırım. Onun için herkes üzerimde anlaşsın ” derken bile demiş oluyor diyeceğini.
Adam resmen partiler üstü bir kişi olmuş zaten!
Hangi tarafa geçse o kazanacak.
Kim ki bu? Kim bu adam?
Altı üstü, Konya’nın dörtte biri kadar bir şehir olan Beypazarı’nda iki dönem belediye başkanlığını yapmış.
Ama ismini markalaştırmış.
Adı efsane Belediye Başkanı’na çıkmış.
Paylaşılamıyor!
Demem o ki; “Seydişehir Belediye başkanlığından ne olacak ki canım?” demeyin sakın.
Türkiye Mansur Yavaş’ı gördü. Onu konuşuyor.
Sen de göster kendini.
Bütün dünya da görsün seni!
Seydişehir’de böyle marka olabilecek bir aday çıkarabilecek mi?
Belki de şimdi vardır bize bakıyor.