‘Ant olsun ki Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacaktır!’ ATATÜRK…
Atatürk, 3 Ağustos 1930 günü Yalova'da şunları söylüyordu, ‘’Biz Cumhuriyeti hacılara, hocalara terk etmek için meydana getirmedik. Cumhuriyet müessesesinin bir müstebit eline geçeceğini mezarımda bile duysam, millete karşı haykırmak isterim. Cumhuriyetin milletin kalbinde kök saldığını görmek, yegâne emelimdir."
Atatürk'te Cumhuriyet ve devrim fikri bir gecede oluşmadı. Emperyalist Batı'nın dayattığı Sevr'i reddederek, onlara Lozan'ı kabul ettirdi, ulusal ve çağdaş bir devlet kurdu. Adına "Cumhuriyet" dedi.
Uçurum kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar, ondan sonra içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, bunları başarmak için aralıksız devrimler. İşte Türk genel devriminin en kısa tarifi."
Atatürk mücadeleye başlamadan önce bir karar almıştı: O da, milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğü ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başlanan karar, bu karar olmuştur.
29 Ekim 1923 tarihi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Türk ulusuna özgürlüğünü, birey olmayı, demokrasiyi, insanca yaşamanın ilkelerini kazandıran Cumhuriyeti ilan ettiği gündür.
Tarihten silinmek istenilen bir milletin kahramanlık hikâyesidir.
Atatürk'ün izinde nice 29 Ekimlere…
Bu onurlu tarihten aldığımız güçle, gençlere emanet edilen laik, bağımsız, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetini korumanın, yaşatmanın ve daha iyiye doğru ilerletmenin temel görev ve sorumluluğumuz olduğunun bilincindeyiz.
29 Ekim, Cumhuriyeti yaşatmak ve kazanımlarından asla ödün vermemek üzerine bir kez daha ant içme günüdür. Ant olsun ki; Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacaktır!
96 yıl önce, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletini kurmak için adım atan, başta Mustafa Kemal Atatürk ve tüm mücadele arkadaşlarını saygıyla, minnetle ve sevgiyle anıyorum.