Düşün bir kere ilçenin Ankara’da kalıcı olabilecek bir lobisi var mı? Bürokrasisi var mı? Ya siyasetçisi? Kimi var?
Dibimizdeki Beyşehir’e bak! Bağımsız belediye başkanı bürokrasisiyle lobisiyle, siyasetçisiyle ilçesine bayağı güzel işler yapıyor!
Artık net şekilde görülüyor ki, işlerin yoluna girmesi için Seydişehir kadim politika üslubunu değiştirmek zorunlu hale geldi.
Pragmatik politikalarla geçmişte belki iş yapıyor du! Ama artık şimdi yapmıyor.
Bireyci değil, toplumcu bakış açısının ve buna koşut olarak dürüstlüğün, şeffaflığın, gerçekçiliğin öne çıkması gerekiyor.
Sorunları yeni sorunlar yaratarak çözmek mümkün değildir!
Mevcut sorunları çözmek için, sorunlara yol açan nedenlerin üzerine objektif ve paylaşımcı bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor.
Bunun için de öncelikle uzlaşma kültürünün siyasetimize egemen olması gerekiyor.
Seydişehir’in birçok sorunu var.
İstihdamın görece olarak daralması ve buna koşut olarak işsiz sayısının zirve yapması en önemli kentsel sorun.
Bu sorunun çözümü için kente yeni yatırımlar yapılması gerekiyor. Ama sahte yatırımcıların yaptıklarına bakın! Peki, onları buraya kadar getiren kimler? Günü kurtarma adına kıytırık işlerden gerçeği gelir mi onu bilemem!
Bu gerçek apaçık ortada iken, ekonomi ve siyasal odakların el ele verip bu sorunun en azından hafifletilmesi için çaba harcanması gerekirken, talep dışı çıkarcı politika üslubunda ısrar etmek kente zarar veriyor.
Seydişehir’in politik toprağı kurak! Halkçı politikacı yetiştiremiyor. Bu yüzden kentin politik yaşamı, kendisini yenileyemiyor! Zaman içinde yetişmiş tek tük politikacıların da kendisini yenileyememesi, kentin sorunlarının gitgide ağırlaşmasına yol açıyor.
Gerilimden/çekişmelerden beslenen kadim politika üslubu artık terkedilmeli, bunun yerini tüm halkı kucaklayan bir uzlaşma kültürü almalıdır.