Bizi, gölgesi ile serinleten ve yeşilliği ile huzuru bahşeden doğamızı korumak şöyle dursun üzerine birde yaşanılmayacak hale dönüştürülüyor. Göl kenarlarımız, parklarımız, sokaklarımız hemen her yer atıklar ile yaşanılmaz bir hal almaya başladı. Yere atılan izmaritler, çeşitli atıklar ve çekirdek kabukları maalesef en güzel manzaramızı, huzurumuzu, neşemizi yerlerde bırakıyor. Özelikle pandemi ile mücadele edilen bu zamanda daha özenli davranmamız gerekirken, aksine doğamızı yaşanılmaz hale getirmekten geri kalmıyorlar. Atanı görüp, uyarsan aksi cümleler ile karşılaşıyorsun eminim bu hepinizin başına gelmiştir. Doğa bize değil biz doğaya muhtacız. Ağaçsızlıktan şikâyet edip, olanları kirletmek niye?
Tertemiz bir doğada yaşamak yerine yerleri çöplük haline getirmek doğaya ve temiz bir çevrede yaşama hakkına sahip herkese yapılan çok büyük saygısızlıktır.
Doğayı nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak. Yakınlarında çöp kovası yoksa bile gerekirse çöpünü yanında taşı ama yere atma.
Çocukların ve tüm insanların en büyük hakkı temiz çimenlerde yürümek, koşmaktır. Yere atılan atıklar yüzünden çocuklarımız çıplak ayakla izmarit ve çekirdek kabukları üzerinde yürüyor. Doğa zaten kendi başına çok güzel ve bu güzelliği kimsenin bozmaya hakkı yok.
Yaşama hakkımızı korumak ve doğamıza sahip çıkmak zorundayız. Doğanın yaşamımızın bir parçası olduğunu en çok bu zamanlar anladık.
Tekrar tekrar söyleyeceğim doğayı kirletmeyelim, yerlere çöp atmayalım ve atanları uyarlarım.
Doğa hepimizin. Temiz bir çevrede yaşamak ve temiz havayı solumak hepimizin hakkı.
Bu hakkı elimizden almalarına izin vermeyelim. Temiz bir çevrede yaşamak dileğiyle...