whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Zihinlerin özgürleştirilmesi gerekmez mi?

Ülkemizde sıcağı sıcağına gündemi meşgul eden boş olaylar yaşanırken bazı konular çok da önemli gelmeyebilir belki. Görünen o ki, önümüzdeki dönemde çalışma dünyası bazılarımız için daha esnek, bazılarımız için de daha acımasız ve güvensiz olabilir. Yetenekli ve donanımlı çalışanlar daha avantajlı konumda olurken, salgın sonrasında yaşanabilecek işsizlik ve genç ve düşük vasıflı işçilerin zaten zayıf olan pazarlık gücünü aşındırabilir.  Öte yandan, görev odaklı istihdam kavramı da ön plana çıkıyor. Yani çalışanların işlerini nerede ve ne zaman yaptığına bakılmaksızın firmaların yeteneklerine göre doğru kişileri doğru işe yerleştirerek üretkenliği daha da artırabileceği ifade ediliyor. Önümüzdeki dönemde karbondan arındırılmış kavram üzerine de daha fazla yorumlar, analizler yapılacak sanırım. Zira ABD’li Joe Biden, sera gazı emisyonlarının en geç 2050'ye kadar net sıfıra ulaşacağını taahhüt etti. Diğer taraftan Çin de sera gazı emisyonlarını 2060’a kadar sıfıra düşürmeyi planladığını açıkladı. Tabii tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi bir anlamda köklü teknolojik yenilikler, ekonomik ve sosyal değişimler anlamına da geliyor.  Ayrıca bu geçişi sağlayan teknolojileri kontrol eden ülkelerin ve firmaların rekabet üstünlüğüne sahip olacağı da aşikârdır. Öte yandan, Çin, güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar ve bunlarda kullanılan piller gibi iklim değişikliğini azaltmayı destekleyen teknolojiler ve ürünler için küresel pazarda hâkim bir paya sahip olmaya da hazırlanıyor.  Şimdi sormak isterim: Yarına farklı bir iklimde uyanabilecek miyiz? Ya da alıp başını giden yıldızları geri getirebilecek miyiz? Bu biraz bize de bağlı sanki… Aslında birbirimizi yargılamaya devam mı edeceğiz? Ya da bir olup yenilikçi değişimi biz mi yaratmalıyız? Merak ettiğim! Tüm dünyayı kasıp kavuran dijital dönüşüm konusunda gençlerimizin ne düşündüğüdür.  Ve gördüm ki, gençlerimiz bu konuların çok daha fazla konuşulmasını istiyor. Teknoloji dünyasında yaşanan gelişmelerin içinde ülkemizin çok daha etkin olmasını talep ediyor. Araştırma geliştirmenin, inovasyonun, girişimcilik konularının daha ön planda olmasını istiyor. Oysaki tüm dünyayı kasıp kavuran dijital dönüşüm üzerine siyasetin çok daha ilgi göstermesi gerekmez mi?  Ya da yeniliğin, değişimin yaşandığı tam da bu süreçte zihinlerin özgürleştirilmesi gerekmez mi? O zaman bu tutsaklık nedir? O zaman bizim siyasilerin bağırıp çağırmaları ne ifade ediyor. Toplumun değişimiyle örtüşüyor mu? Ben zannetmiyorum! Ve en önemlisi ardı ardına bu kadar önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde birlik olmamız gerekmez mi? Atatürk gibi düşünmeliyiz. Çağın değişiminde yine biz olmalıyız! Gerek siyasette gerek parlamentoda birbirimizi yargılamaya devam mı edeceğiz? Ya da bir olup çağı yakalayıp değişimcimi olacağız? Veya çağın peşine takılıp bir yerlere toslaya toslaya gidecek miyiz?  
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2020 - Pazar

Zihinlerin özgürleştirilmesi gerekmez mi?

Ülkemizde sıcağı sıcağına gündemi meşgul eden boş olaylar yaşanırken bazı konular çok da önemli gelmeyebilir belki.

Görünen o ki, önümüzdeki dönemde çalışma dünyası bazılarımız için daha esnek, bazılarımız için de daha acımasız ve güvensiz olabilir. Yetenekli ve donanımlı çalışanlar daha avantajlı konumda olurken, salgın sonrasında yaşanabilecek işsizlik ve genç ve düşük vasıflı işçilerin zaten zayıf olan pazarlık gücünü aşındırabilir. 

Öte yandan, görev odaklı istihdam kavramı da ön plana çıkıyor. Yani çalışanların işlerini nerede ve ne zaman yaptığına bakılmaksızın firmaların yeteneklerine göre doğru kişileri doğru işe yerleştirerek üretkenliği daha da artırabileceği ifade ediliyor.

Önümüzdeki dönemde karbondan arındırılmış kavram üzerine de daha fazla yorumlar, analizler yapılacak sanırım. Zira ABD’li Joe Biden, sera gazı emisyonlarının en geç 2050'ye kadar net sıfıra ulaşacağını taahhüt etti. Diğer taraftan Çin de sera gazı emisyonlarını 2060’a kadar sıfıra düşürmeyi planladığını açıkladı. Tabii tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi bir anlamda köklü teknolojik yenilikler, ekonomik ve sosyal değişimler anlamına da geliyor. 

Ayrıca bu geçişi sağlayan teknolojileri kontrol eden ülkelerin ve firmaların rekabet üstünlüğüne sahip olacağı da aşikârdır. Öte yandan, Çin, güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar ve bunlarda kullanılan piller gibi iklim değişikliğini azaltmayı destekleyen teknolojiler ve ürünler için küresel pazarda hâkim bir paya sahip olmaya da hazırlanıyor. 

Şimdi sormak isterim:

Yarına farklı bir iklimde uyanabilecek miyiz? Ya da alıp başını giden yıldızları geri getirebilecek miyiz?

Bu biraz bize de bağlı sanki…

Aslında birbirimizi yargılamaya devam mı edeceğiz? Ya da bir olup yenilikçi değişimi biz mi yaratmalıyız?

Merak ettiğim! Tüm dünyayı kasıp kavuran dijital dönüşüm konusunda gençlerimizin ne düşündüğüdür. 

Ve gördüm ki, gençlerimiz bu konuların çok daha fazla konuşulmasını istiyor. Teknoloji dünyasında yaşanan gelişmelerin içinde ülkemizin çok daha etkin olmasını talep ediyor. Araştırma geliştirmenin, inovasyonun, girişimcilik konularının daha ön planda olmasını istiyor.

Oysaki tüm dünyayı kasıp kavuran dijital dönüşüm üzerine siyasetin çok daha ilgi göstermesi gerekmez mi? 

Ya da yeniliğin, değişimin yaşandığı tam da bu süreçte zihinlerin özgürleştirilmesi gerekmez mi? O zaman bu tutsaklık nedir?

O zaman bizim siyasilerin bağırıp çağırmaları ne ifade ediyor. Toplumun değişimiyle örtüşüyor mu? Ben zannetmiyorum!

Ve en önemlisi ardı ardına bu kadar önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde birlik olmamız gerekmez mi?

Atatürk gibi düşünmeliyiz. Çağın değişiminde yine biz olmalıyız! Gerek siyasette gerek parlamentoda birbirimizi yargılamaya devam mı edeceğiz? Ya da bir olup çağı yakalayıp değişimcimi olacağız?

Veya çağın peşine takılıp bir yerlere toslaya toslaya gidecek miyiz?  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.