Yazarlar ulaşabildiği bilgileri yazarak geleceğe aktarırlar.
Dünyada olduğu gibi biz dede birçok gerçekler sır gibi saklanır. Yazarlar onlara ulaşamaz. Dünyanın bir yerinde tarih boyunca medeniyetlerin tarihleri istilacılar tarafından ya yok edilmiş yâda yakılmıştır. Günümüz de onların yansımaları bir taş eserde veya arkeolojik kazılardan çıkan eserlerden anlaşılmaktadır. Bizde ise en son 12 Eylül darbesinde birçok araştırmalar kitaplar yok edilmiştir. Kültür erozyonuna uğratılmıştır. Fetö hareketi sırasında aynı oyunlar oynanmıştır.
Yani gerçekler işine gelmeyen egemen güçler tarafından ortadan kaldırılıyor.
Bugün yazarlar, bilinmez tarihlerden ulaşabildiği bilgileri yazmakla ve geleceğe aktarmakla görevli değerli insanlardır.
Fakat herkes yazar değildir.
Kişinin yazar olup olmadığını zaman belirler, onlarca yıl geçmesine rağmen bir kitap okunuyorsa onu yazan kişi yazardır.
Ve birçok kitap daha yazmışsa o da yazardır.
Diğerleri yalnızca yazandır. Güne uygun yanlış yönlendirmeler yapan, mutluluk hapı gibi yazılmış, beyinlerini çalıştırmayan hayali kitapları yazanlar yazar değil, yazandır.
Bilgi dolu bir kitap okuduğunuzda insan beyni gelişir, işte bu yüzden birçok yazar yazanlar beyni çalıştıracak konuları yazmak istemez. Sev genç yaratacak konuların dışına çıkmazlar.
Yazar beyinlerin çalışmasını harekete geçiren araştırmaları yazar. Günümüze aktarır.
Zihin, yalnızca gördüğü ve öğrendiği bilgiyi kabul eder. Bilemediği gerçeği ise kabul etmekte zorlanır bu yüzden basit keyif veren şeyleri seçer, okur.
Bu yüzden insan, dünya üzerindeki yetmiş-seksen yıllık ömründe yaşadıklarıyla ne geçmişi ne de geleceği tam çözebilecek duruma erişemiyor.
Geleceğin şifreleri geçmişte saklıdır. Geçmişi öğrenerek geleceği inşa edebiliriz.
Bu özel sırrı bile Mustafa Kemal Atatürk, 1935 yılında Emekli General Tahsin Bey’i Maya Medeniyetini ve Türk dili ile olan benzerliğini araştırması için Meksika’ya Büyükelçi olarak atamış ve Türklerin kökenlerinin araştırılmasını sağlamıştır.
Tarih ile ilgili kurumları ve üniversiteler açtıran Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, geçmişi arayan arkeologlara ve yalnızca gerçeği yazan yazarlara sonsuz teşekkürlerimle.