Ülkemizde görülüyor ki siyaset pazarlıklar üzerine kuruluyor ve futbol maçı gibi oynanıyor.
Ben eskiden beri toplumsal mücadele ve yaygın halk örgütlenmesini savunan birisiyim.
Çünkü siyaset halk için yapılır ve halk tarafından yönlendirilir. İktidardaki siyasi partiler enselerinde halkın elini hissettikçe yanlış yapamazlar. Yolsuzluklar, soygunlar vs. gibi yasa dışı işler yapamazlar. Zira katılımcı halkın iktidarı iş başında olmuş olur.
Halk iktidarında halkın ve sivil toplum kuruluşlarının fikirleri geçerlidir. Onların görüşleri olmadan hiçbir proje başarılı olamaz. İktidarın ömrü de az olur.
Diyeceğim şudur demokratik toplumlarda olduğu gibi tabandan tavana doğru örgütlenme şarttır. O ileri demokrasinin olduğu ülkelerde milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı bürokrat izleme kuruluşları vardır. Seçim dönemlerinde vermiş oldukları vaatleri iktidarlarında her kente gittiklerinde bu kuruluşlar tarafından kendilerine hatırlatılır. Onlarda bunun korkusundan projelerini bir bir hayata geçirme gayretinde olurlar. Devleti soymada zaten vakitleri olmaz.
İleri toplumlarda Kararlar kapalı salonlarda alınmaz. Halka açık olarak alınır. Sokaklarda, meydan buluşmalarında istişareler yaparak alınır.
Katılımcı demokrasi budur. Halk siyaseti budur.
Aksi takdirde baştaki İktidar çöker, sistem çözülür.
Ortak iradeye sahip iktidar oluşturulmalıdır. Bakıyoruz ülkemizde zamlar sağanak yağmur gibi yağıyor. Fiyatlar uçmuş işsizlik hat safhada. Bu ortamda ezilen halk çaresiz kalıyor.
Halkın sesi olacak bu sorumluluğu üstlenecek siyaset gerekli.
Ülkemizde demokratik siyasetin özünü oluşturan toplumsal yenilenmeye ihtiyaç vardır. Toplumsal mücadele yaygın halk örgütlenmesi şarttır.
Şimdi herkes bir erken seçimden Vs.den bahseder belirsiz programsız projesiz ittifaklar oluşturulur içinde halk olmaz sonrada yarın iktidar olduklarında bugünden farsız iş yaparlar. Zaten çaresiz olan vatandaş da bu kez ne yapacağını şaşırır.
Türkiye’nin gerçek sorunlarını tespit edecek ortak kararlar şarttır. Toplumun bütün kesimleriyle iletişim kurulmalıdır. Demokratik siyaset pazarlıklar üzerine olamaz.
Yoksulluğun, savaş politikalarının, sömürünün, rantın, talanın, doğa katliamının olmadığı yeni değişimlere hedef koyarak halk iktidarı çıkarmalıyız. Bu hedefler yok sayılarak sadece iktidar değişikliğine odaklanmış bir siyaset çare olmaz diyorum.