Günümüzde özellikle yeni genç evlilikler sanki pamuk ipliğine bağlı. Evlendikten bir süre sonra boşanmalar oluyor. Bu evliliklerde çocuk da varsa alın size bir trajedi durum. Sonra kapanmayan yaralar sosyal bozuntular art ardına geliyor.
Nasıl başlıyor anlaşmazlıklar. Bunu da araştırdık!
Eşler birbiriyle aynı evi paylaşıyor ama hayatı paylaşmaktan vazgeçmiş, iletişimi kesmiş, sohbet etmedikleri gibi sorunlarını çözmek için dahi konuşamaz olmuşlar.
Bu şekilde birbirlerinden fiziksel, zihinsel ve duygusal manada uzaklaşmış, birbirine yabancılaşmış çiftlerin evliliğine yorgun evlilik diyoruz.
Gerçek dışı beklentiler sonucunda gelişen derin hayal kırıklıkları. Affedici olmamak, geçmişte yaşanmış haksızlıkları hep canlı tutmak.
Her ailenin çözümüne ilişkin davranışlar vardır. Mesela…
Eşinize kıymet verin, onun sizin için ne kadar önemli olduğunun farkına varın ve bunu ona göstermekte cömert olun. Sorumluluk almaktan kaçınmayın, herhangi bir sorun halinde çözümü hep eşinizden beklemeyin. Sizin üzerinize düşeni yapmanız, eşinizin davranışlarını da olumlu yönde şekillendirecektir. Tartışmaların kavgaya, eleştirilerin hakarete dönüşmesine fırsat vermeyin. Sabah uyandığınızda, gece uyumadan önce, evden çıkarken ve eve geldiğinizde birbirinize gülümseyin, sarılın.
Değişime, yenilenmeye en önemlisi uzlaşmaya açık olun. Haddinden fazla fedakâr olmayın. Uzun süreli küslüklerden kaçının. Evliliğinizi başkalarının evlilikleriyle kıyaslamayın. Sevip âşık olmak, evlilik için güzel bir başlangıç olabilir fakat evliliği yürütmeye ne yazık ki yetmez. Evlilik başlangıcından itibaren özen, fedakârlık, yeri geldiğinde bakım ve onarım isteyen dinamik bir yapıdır. Evlilik sevgi saygı ile inşa edilir, bakım ve onarım ile yaşatılır. Emek verilmeyen ilişkiler tükenmeye mahkûmdur. Mutlu evliliklerde ilişkiyi sürdüren şeyin aşk, tutku ya da uyum değil; kişilerin ilişkiyi sürdürme konusundaki kararlılığı olduğunu unutmamalıyız. Sağlıklı bir toplum ancak böyle oluşur.