Ekonomide çalkantılı dönemler geçiriyoruz. Dolar bir yandan, borsa diğer yandan bir yukarı bir aşağıya sallanıyor.  Piyasanın ateşini düşürmek adına, dolar bozdurma furyası kısa süreli etkili olmasına karşın yükseliş engellenemedi. Fakat bugünlerde dolar düşüş, borsa yükselişe eğilimine girmiş gibi gözüküyor. Yatırımcı, piyasa gelişmelerini izlerken elindekinin bir kısmını altına çevirdi bir kısmını ise Türk Lirası olarak değerlendirme yoluna gitti. Altına yatırım yapan kazandı. Peki ya memleket kazandı mı? Seçeneklerimizi yanlış yapıyoruz! Ekonomik hareketlilik üzerinden yaptığımız yatırımların faydaları, sadece kendimize oluyor. Memleketimize daha faydalı olmak adına daha fazla yatırım yapmamız gerekir. Özellikle fabrikatörlerimiz ve esnaflarımız başta olmak üzere kazandığımızın hepsini yastık altına saklıyoruz. Yatırımımızı, atölyelere veya fabrikalara dönüştürerek, üretime katkıda bulunmaktan korkar olduk. Kazancımızın en az 3’te 1’ini işimiz için harcamıyor veya işimiz için yatırıma çevirmiyorsak küçülüyoruz, hatta yok oluyoruz demektir. Memleketimize katkı sağlamayı bırakın, kendi günümüzü kurtarır hale geliyoruz. Yatırım yapmamız gereken şu günlerde “ileriyi göremiyoruz” bahanesi ile aklımızdakileri erteliyoruz. Hatta korkuyoruz çünkü “yarınımız belli değil” diyoruz.  Eğer elimizi eteğimizi işimize yaptığımız yatırımdan çekecek olursak, asıl o zaman “sonumuz belli olmayacak” unutmamamız gereken asıl konu bu.  Bu topraklarda dünyaya gelip, nesillerimizi bu topraklarda davam ettirmek istiyorsak sürekli yatırım yaparak ülkemize fayda sağlamamız şart. Belediye başkanımız sürekli yatırımcı bulmak için çaba sarf ediyor. İş adamlarımız kendisi yapmasa bile başka yerlerden tanıdıkları iş damlarının sermayelerini buraya çekme çabası göstermeleri şart. Şehrimize sahip çıktığımız sürece her şey daha güzel olacak, bu yüzden başta esnaf ve iş adamlarımız olmak üzere herkesi üretim odaklı yatırım yapma gayretinde olmalı diyorum.