Hayatın neresinde olursanız olun! Şöyle sımsıcak, mis kokulu bir çay…
Yorgunluğumuzu alan demli, mis gibi bir çay… Ne güzel olurdu!
Bir parkta arkadaşlarla sohbet ederken bize çay veren işletme sahibi büyük zam geldiğini söyleyiverdi.
O an hepimizin keyfi kaçtı. Gün boyu haberde koşturmanın yorgunluğunu giderelim derken üstüne üslük birde zam sıkıntısı!
Günlük hayatımızda toplumun dengeli bir içki alışkanlığı vardı zamlarla bu en aza indirildi. Sigara alışkanlığı vardı zamlarla o da indi sayılır. Keyifler kaçık!
Dışarıda yemek yeme alışkanlığımız bile ekonomik zorluklarla yok oldu, gitti.
Tatlı alışkanlığımız vardı. Tatlıya ulaşamaz olduk. Eti millet rüyasında görür oldu.
Had da otomobillerimiz durduğu yerde eskimeye başladı. Akaryakıt pahalı binmeye bile düşünür olduk.
Çaya gelelim.
Yahu! Bir çayımız kalmıştı ona da bu kadar zam yapmaya utanmıyormuşsunuz?
Yüzde 50 zamla çay keyfimizin içine ettiniz…
Her alışkanlığımızı öldürdünüz. Meyveyi, sebzeyi kilolarla almaya alışmış bu milleti tane ile almaya mahkûm ettiniz. Vallahi buna bile eh! Dedik. Arabaya binmeye bile ne yapalım binmeyelim dedik.
Hepsine kızgınlıkla da olsa mecbur katlanıyoruz da.
Muhabbetlerimizin aracı, sosyalleşmemizin yegâne aracı çayımızdan ne istediniz!
Siz ne yapmak istiyorsunuz bu halka? Elinizi çekin cebimizden.