whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Şehir hayatı çekilmiyor!

Şehir hayatının zorlu yorucu ve gürültülü ortamında insan hep bir huzur arıyor. Bu huzuru da genelde doğa ile iç içe olan mekanlarda bulabiliyoruz. Köylerde yaşamak isteyenler gün geçtikçe artıyor sanki büyük şehirlerin kalabalığı, insanların samimiyetsizliği, yaşamın maddi yükü, zamanın bir koşuşturma içinde geçmesi ruhen ve bedenen yoruyor.  Özellikle belli bir yaştan sonra şehir hayatı çekilmez oluyor. Günümüzde şehirleşmenin hızla artması ve köy hayatının kaybolması insanları stres ve sıkıntıyla baş başa bırakıyor. Özlem duyuyoruz taşa, toprağa, ağaca. Oysa şehirde sadece gürültü var, beton yığını var. Yavaştan yavaştan köy hayatı da  kaybolmaya başladı sanki organik gıda da yiyemez olduk. Çocukluğumda yediğimiz ne varsa organikti nerdeyse. Kış ayında domatesi görmek garip gelirdi bize. Ama zamanla alışır olduk kışın domates yememeye. Köy yumurtası da çok aradığım yiyeceklerden. Normal yaşantıda (daha doğrusu normalleşen yaşantıda) yumurtalar tatsız tuzsuz. Oysa köy yumurtası kırıldığında evin içini bir yumurta kokusu kaplar. Kolay kolay da çıkmaz bu koku. Gerçekten nereden geldiğini unutmuş insanlar olarak topraktan, doğadan uzaklaştık ne yazık ki! Oysa sağlık toprakta, doğada, sağlık köy hayatında. Ama dışarıdan bakıldığında sanki köy hayatı sefillik gibi düşünülür. Oysa sağlığın kaynağıdır. Gariptir köydekiler de şehir yaşamına özenirler. İşte bu özenti insanlığı bu hale getirmedi mi? Bundan fazla değil 30 sene kadar önce bu ülkede ekmek fırını çok azdı. Çünkü herkes kendi ekmeğini kendi yapardı. Şimdi köylere bile fırınlar açılıyor. Artık insanlar üretmek istemiyor. Hazırı istiyor. Hal böyle olunca da çalışmayan vücutlar, şehir hayatına dayanamıyor. Hastalıklar, stres baş gösteriyor. Bir huzur arıyor insan… Soruyorum size istemez miydiniz şimdi çıplak ayakla çimenlerin üstünde yürümeyi? Domatesi tarlanızdan koparmayı, günlük yumurtayı, mis gibi kokan doğal ekmeği! Hayalim yüz yüze, konuşarak, dokunarak yaşanan insan ilişkilerinin, yerini tamamen teknolojiye bırakmadığı, art niyetin hakim olmadığı, yardımlaşmanın, saygı ve sevginin hayat felsefesi olduğu bir mekanda yaşamak istiyorum.  Görüyorum ki küçük yaşam alanlarında insanlar daha mutlu, daha sağlıklı ve dinç. Sağlık ve huzur hepimizle olsun.
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2017 - Pazartesi

Şehir hayatı çekilmiyor!

Şehir hayatının zorlu yorucu ve gürültülü ortamında insan hep bir huzur arıyor. Bu huzuru da genelde doğa ile iç içe olan mekanlarda bulabiliyoruz. Köylerde yaşamak isteyenler gün geçtikçe artıyor sanki büyük şehirlerin kalabalığı, insanların samimiyetsizliği, yaşamın maddi yükü, zamanın bir koşuşturma içinde geçmesi ruhen ve bedenen yoruyor.  Özellikle belli bir yaştan sonra şehir hayatı çekilmez oluyor.

Günümüzde şehirleşmenin hızla artması ve köy hayatının kaybolması insanları stres ve sıkıntıyla baş başa bırakıyor. Özlem duyuyoruz taşa, toprağa, ağaca. Oysa şehirde sadece gürültü var, beton yığını var.

Yavaştan yavaştan köy hayatı da  kaybolmaya başladı sanki organik gıda da yiyemez olduk. Çocukluğumda yediğimiz ne varsa organikti nerdeyse. Kış ayında domatesi görmek garip gelirdi bize. Ama zamanla alışır olduk kışın domates yememeye. Köy yumurtası da çok aradığım yiyeceklerden. Normal yaşantıda (daha doğrusu normalleşen yaşantıda) yumurtalar tatsız tuzsuz. Oysa köy yumurtası kırıldığında evin içini bir yumurta kokusu kaplar. Kolay kolay da çıkmaz bu koku.

Gerçekten nereden geldiğini unutmuş insanlar olarak topraktan, doğadan uzaklaştık ne yazık ki!

Oysa sağlık toprakta, doğada, sağlık köy hayatında. Ama dışarıdan bakıldığında sanki köy hayatı sefillik gibi düşünülür. Oysa sağlığın kaynağıdır.

Gariptir köydekiler de şehir yaşamına özenirler. İşte bu özenti insanlığı bu hale getirmedi mi? Bundan fazla değil 30 sene kadar önce bu ülkede ekmek fırını çok azdı. Çünkü herkes kendi ekmeğini kendi yapardı. Şimdi köylere bile fırınlar açılıyor. Artık insanlar üretmek istemiyor. Hazırı istiyor. Hal böyle olunca da çalışmayan vücutlar, şehir hayatına dayanamıyor. Hastalıklar, stres baş gösteriyor. Bir huzur arıyor insan…

Soruyorum size istemez miydiniz şimdi çıplak ayakla çimenlerin üstünde yürümeyi? Domatesi tarlanızdan koparmayı, günlük yumurtayı, mis gibi kokan doğal ekmeği!

Hayalim yüz yüze, konuşarak, dokunarak yaşanan insan ilişkilerinin, yerini tamamen teknolojiye bırakmadığı, art niyetin hakim olmadığı, yardımlaşmanın, saygı ve sevginin hayat felsefesi olduğu bir mekanda yaşamak istiyorum.

 Görüyorum ki küçük yaşam alanlarında insanlar daha mutlu, daha sağlıklı ve dinç.

Sağlık ve huzur hepimizle olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.