Şehrimizdeki meydana gelen trafik kazaları milletimizi çok üzmekte ve derin acılar içinde kıvrandırmaktadır. Nice ocaklar sönmektedir. Bunlar insani kayıplarımız, kaybolan değerlerimizdir. Peki ya trafik kazalarının neden olduğu maddi zararlar… Trafik kazalarının sonuçları her açıdan bir facia… Depremden de, savaştan da, terörden de beter sonuçlar ortaya çıkarıyor. Son 2 aydır geceli gündüzlü trafik kazalarına gidiyorum. Kaza yapanlar can ve mal derdindeyken bizim elimizde makineyle çekim yapmamız inanın hoşumuza gitmiyor. Ama görev icabı mecburen kazayı haberleştiriyoruz yetkililer önlem alsınlar diye… En çok kazaların meydana geldiği yerlerden Bozkır, Karabulak, marangozlar kavşağı noktaları. Peki, bu bizim kaderimiz mi? Trafik kazalarının birçok nedenleri vardır. Bunlardan en önemlisi ve en başta geleni "Kaderci anlayışımızdır. Bizdeki kadercilik anlayışı: Vurdumduymazlık, bilgisizlik, aldırışsızlık, tembellikle birleşerek ortaya olumsuz sonuçlar çıkıyor. Bu anlayış, yıllarca toplumumuzun beynine bir nakış gibi işlenmiş. Bu anlayış ve inançla trafiğe çıkan sürücüler; kaderci anlayışın etkisiyle, tedbir almadan, dikkat etmeden, kurallara uymadan, gözü karalıkla çıktıkları trafiği altüst ediyorlar. Ülkemizde yasalar, kurallar henüz kaderci anlayışın önüne geçememiştir. Bunun çözümü ise kaderci anlayıştan yana olmayan eğitim anlayışıdır. Aklımızı başımıza toplayalım. Bu bir alın yazısı değil, cehalettir. Bilimsel verilere, bilim ve tekniğe inandıkça, sürücüler çağdaş anlayışla eğitildikleri takdirde: Canavar olarak gördüğümüz bu kazaların önüne geçebiliriz. Ben gazeteciliğe başladığım yıllarda korkunç kazalar oluyordu. Bir yılda 40- 50 civarında ölümler meydana geliyordu. Karayollarına yapılan yatırımlar duble yollar bu tabloyu çok aşağılara çekti. Ama önemli kaza noktalarına hala kayıtsız kalıyoruz. Bozkır kavşağına acilen üst geçit yapılarak kazaların önüne geçmeliyiz. Oradaki trafik terörünü durdurmalıyız.