Sıradan bir vatandaş, tek bir oyu olan bir seçmen olarak 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair bir değerlendirme de ben bırakayım şuraya.
Seçim gecesi bütün herkes gibi bende pür dikkat sandık sonuçlarına odaklı ekrana kilitlenmiş vaziyetteydim.
Saat 23:19'a kadar Millet ittifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu önde, Cumhur ittifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan iki puan civarında gerisinde gidiyordu.
Bu seçime kadar gördüğümüz, yaşadığımız diğer seçimlerde saat 21:00 civarında seçim sonuçları üç aşağı beş yukarı belli olur. O saatten sonraki veriler sadece kalan sandıkların açılmasıdır ve sonucu pek değiştirmez. (Dip not olarak kalsın burası.)
14 Mayıs seçim gecesinde ise saat 23:19'da Millet ittifakının adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olması Cumhur ittifakını panikletmiş, ikinci tura kalacak olan seçimler için ivedilikle yeni bir plan devreye sokulmuştur. (Ne oldu, nasıl oldu, nasıl yaptılar gibi soruların cevapları yok elbette. Benimkisi sadece gözümün önünde aniden değişen ekran verilerini yorumlamaktan ibarettir)
Plan, ikinci tura moral üstünlüğü ile gitmek.
Bunun etrafını kolayca süsleyerek, geride bitirdiği birinci tur seçimlerini ikinci turda daha avantajlı kazanmaya çalışmak olacaktır kuşkusuz.
Seçimin kazanan tarafı olmamasına rağmen yüksek oy oranı ile kazanmaya çok daha yakın olan Millet ittifakı ise 23:19'dan sonra yaşananları iyi değerlendirememiş, nasıl olsa seçim ikinci tura kaldı yaklaşımı ile işte o moral üstünlüğüne sahip çıkamamıştır ve yahut çıkmamıştır.
Özetle seçmenin gözü önünde, göz göre göre moral üstünlüğü, umudu çalınmış oldu.
Bir insanın malını çalabilirsin, parasını çalabilirsin ancak umudu çalmak bam başka bir şeydir.
Millet ittifakı seçmenin asıl öfkesi de tam olarak burayadır zaten. O gece, oy kullandığı sandığa sahip çıkmaya çalışan, ilk kez değişime bu kadar inanmış seçmen bu ruh haliyle baş başa bırakılmıştır.
Çok rica ediyorum, bu durumdan umutsuzluk çıkarmak gibi bir anlayış düşünülmesin.
Aksine şunu aklınızdan bir an olsun çıkarmayın lütfen.
Hırsızlık bir yaşam biçimi ise, sizin malınızı çalan, paranızı çalan, umudunuzu da çalar. Bunu unutmayın.
Malınızı da, paranıza da, ülkenize de sahip çıkmak için, geleceğinize sahip çıkmak için bir adım daha öne çıkmak sorumluluğu var şu an karşımızda.
Ülke insanı ekonomik krizle boğuşuyor; yüksek enflasyon, yüksek ev kiraları, alım gücünün yerlerde sürünmesi vb. gücü tükenmiş vaziyette.
Öyle bağırıp çağırmanıza gerek yok. Kara propagandaya karşı savunmaya geçmenize gerek yok.
Yapmanız gereken belki de tek şey sandığa giren oyları sandıktan değiştirilmeden çıkarmaktır.
İnsanlarımızı küçümsemeyin, herkes her şeyin farkında emin olun.
Büyük çoğunluk tek adam rejimine hayır dedi ve ikinci turda yine diyecek siz yeter ki cesur olun, olan bitene göz yummayın, yumdurmayın. Hepsi bu.