Günümüz dünyasında insanlığın ne olduğu içindeki sessizlikten yankılanır. Onlar yaşamın derin izleri hikâyelerinde, tecrübelerinde saklıdır. Söylediği harfler yürekten kopup gelen bir çağrı gibidir.
O insan yaşamının öyküsünü, tutkusunu, cesareti ve sadakatiyle anlatır hayatı. O hayatta derin bir yaşamının arkasında ezeli bir dostluğun, sarsılmaz bir sevdanın izleri vardır. O insan bazen bir kelimeyle ömrünü anlatır ya, işte öyle bir şey. Gençler onu anlamaz kuşak farkından. Heyhat! Gençlik hayalleriyle bir umuda yürüyüş başlatmış içlerindeki umut sıcaklığı yerini umutsuzluğa bir an bırakıvermiştir. Bir ses yankılanır içinden! Anlamaya çalışır maziye dönüp baktığında, ardında iz bırakmış, göğsüne onurla işlenmiş bir yoldaş gibi sessizce yürür. Aşkı, dostluğu ve vefayı yüreğinde taşıdığını hisseder. Bazen bir bakışıyla, bazen suskunluğuyla mırıldanır ama kelimeler anlamasına yetmez. Kendini iyice hissetmesiyle yalnızlığının sıkıntının hafiflediğini anlar. Telaşlı şehrin kalabalığında bile huzur bulur. Şehrin kalabalığında bile sessizliği duyan biri olmuştur. Onun varlığı ise umut olur yorgun gönüllere. Bir tebessüm, bir omuz başı gibi yaslanılacak en sağlam yer olur. Nice fırtınalarla savrulmuş hayatların içinde, sığınılacak bir liman olur. Onları umut oluverir. Gelecek kaygısından yorgun düşmüş o insan ayağa kalkar anılar biriktirir; her biri ayrı bir hikâye, her biri ayrı bir mevsim gibidir o anılar. Gençler sakın ha! Hayatı bırakmayın gelecek kuşakların umutları sizlerin omuzlarınızda, gönüllerinizde yankılanacaktır. Onlara bir sır gibi yeniden fısıldayacaksın.
Gençler sevgiyle kalın. İşte bayramların tadı özü budur. Bayramımız mübarek olsun!