Elimize bir kitap alarak, koltuğumuza kurulup da okumayalı kaç yıl geçti acaba? Ya da böyle bir an oldu mu ki hayatımızda?
Hadi bırakın kitabı, bir dergi ya da gazete de bir köşe yazısı…
İnsanı ümitsiz kılan cehalettir. Cehaletin panzehri ise okumak, sadece okumaktır.
Kitap okuma bir ilaçtır.
Düşünceleri besler, geliştirir ve olgunlaştırır.
Hayatı ve yaşamayı sevdirir.
Bizi “Bir bilen” yapar.
Öz güvenimizi şekillendirir.
Zihni açar, insanı hantallıktan ve tembellikten uzaklaştırır.
Ve en önemlisi, hayatın her anında olayları güzel görmemizi sağlar.
İşte bu farkı oluşturacak, kültürümüzü yükseltecek olan okumaktır.
Okunan her kitap bir ömürdür. Çünkü yılların tecrübeleri ile oluşan bir üründür.
İnsanları tanımanın en kısa ve güvenilir yolu da okumaktır.
Okuyan insan, çevresinde cereyan eden olaylara çok rahat hâkim olur, doğru ve yanlışı en kolay şekilde tahlil edebilir. Bu ise düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme ve yorumlama yeteneği kazandırır.
Okursak, zengin bir kelime dağarcığına sahip oluruz. Hikmetli ve anlamlı konuşarak, hitap ettiğimiz kişileri tesir altında bırakabiliriz.
Evet, okuyalım ki; çocuklarımıza “Niye okumuyorsun?” sorusunu sormaya gerek kalmasın. Okuyalım ki; gelecekten endişemiz olmasın.
Okuyan bir toplum olma ümidiyle…