Bizim nesil özellikle sol kesim geçmişte çok azarlandı. Bu yüzden ömürlerini gülmeden asık suratla “geçirenler oldu.
Birey ve ülke olarak dertsiz, tasasız bir günümüz geçmedi. Gülmek mi? hey gidi günler şimdi geçmişten ne farkımız var?
Gülmek mi? Para değil ki, biriksin, eşya değil ki istif edilsin…
Ekonomik sıkıntılar, salgınla birlikte boyut değiştirdi, katmerlendi. Dövizdeki yükseliş ve enflasyon tüm bu sıkıntıların üzerine sarmaşık gibi dolandı. Türkiye ekonomisi zor bir döneme girdi. Birçok sektör bataklığa düşmüş gibi oldu, binlerce kişi işsiz kaldı. Dar geçitten çıkmanın formülü de bulunmuş değil.
Ekonomiye ilişkin açıklamalar öneriler, mevcut durumu ortadan kaldıracak yöntemler değil.
Piyasada tokatçılar çok!
Tarihi tekerrürden ibaret! 2023’te büyük hayal kırıklığı yaşanacak. 90’lı yıllarda yaşanan enflasyon canavarı çok hükümet yedi.
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. İtfaiye geç kalınca alevler evi sarmış. İtfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen ahşap evden geriye sadece kül yığını kalmış. İtfaiye şefi üzgün bir halde evi yanan adamın yanına gelmiş, “Elimizden geleni yaptık, çok üzgünüm” demiş.
İtfaiye şefini teselli etmek (!) evi yanan adama düşmüş:
“Üzülmeyin, ev gitti ama arsayı kurtardınız.”
Ekonomideki yangın bu fıkrayı hatırlattı. Piyasa yanarken yöneticileri teselli etmek galiba vatandaşa düşecek.
Geçmişte piyasayı vuran tokatçıları bir türlü çıkarıp hesap soramamıştık. Doğalgaz, elektrik, akaryakıt zamları bir yanda, çarşı pazardaki ürünlerin fahiş fiyatları bir yanda. Şimdi de aynı! Bize kimin vurduğunu bir bilebilsek…
Enflasyonist ortamın ilacı sandık mı? Hırsızı bulmadan bu iş çare olacak mı?