Eski kanaat önderleri bugünler için güzel sözler bırakıp gitmişler. Seyyid Harun, Mevlâna, Yunus Emre ve daha niceleri gelip geçtiler. Eğer onları anlamış olsaydık bugün bu yaşananlar olmazdı.
Mevlâna. Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilir mi? Demiş. Ne de güzel söylemiş.
Günümüzde yaşananlara ne demeli! Bazı büyüklerimizle sohbet ederken şöyle derler; ‘Bazen ardına bakmadan gitmek en iyisidir. Yanlış kalplerde ziyan olmaktansa yalnızlık iyidir’’ Bakın şöyle etrafınıza kimisi siyaseti, kimisi müziği, kimisi sporu, kimisi gezmeyi, kimisi aşkı sever! Aşk dedikte! Karşılıksız sevenler nasıl da yıkılıyor. Geçen TV. de izledim aşkı yalnız kalınca intihara kalkışmış son anda kurtarmışlar. Kimisi de severek evlenmiş fakat eşini yani aşkına şiddet uygulayarak öldürmüş. Şu yaşananlara bakın! Gençlere sesleniyorum. Ne uğruna severseniz sevin! Seviyorum deyip bütün yükleri tek başınıza yüklenmeyin. Neticede çok fedakârlık çok nankörlük getirir. Ya siyasette yaşananlar onu konuşmayalım isterseniz! Millet yaşamla mücadele ederken diğerleri ise kalp kırma peşindeler. Derim ki! Özür dilemek ve gönül almak bir erdemliliktir. Ben tekim diyemezsiniz. Her şeyin sahibi de benim anlayışı olmaz. Bencil olmayalım. İnsan olalım yeter. Sizlerde farkında mısınız, bilmiyorum. Teknoloji ileriye giderken insanlık geride kalıyor. Vallahi öyle! Başında dedik ya! Nerede kaldı eskinin çabalayan aşık insanları. Cidden modern zamanlarda iyilik, kalpten sevme aşklar buharlaşıp uçmuş.
Yapılması gereken sorunlarımızı sıkıntılarımızı bölünmüşlüklerimizi çözümsüz bırakıp derinleştirmeyin. Milletin derdiyle yoğrulun. Halının altına atmayın. Sevmek, değer bilenle güzeldir. Ve sonunda doğru kişiye kavuşmak varsa beklemek de güzeldir. Anlayana tabi!!! Sevgiyle kalın.